Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29912197
Bugün Ziyaretçi :  3172
Aktif Ziyaretçiler :  3171

İşte Türkiye Ey Sayınlar!.
 
Başbakanın ABD Başkanı Obama’yla görüşme isteğinin yerine getirildiği haftada Türkiye, domuz gribi aşısından sonra önceki kuvvet komutanlarının Ergenekon soruşturması kapsamında sorgulanmaları yanında Apo’nun İmralı yerleşkesine ilişkin santimetrekare kriziyle çalkalanmaktadır. PKK örgütünü kurduranlarla destekleyenlerin, Türkiye içindeki uzantılarıyla yandaşlarının amaçlarını ve neler istediklerini iyice saptamadan, bunların beklentilerini karşılayacak ödünlerin ölçüsünü ve sınırını belirlemeden, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasında vurgulanan ilkelerle bağdaşıklık gözetilmeden açılım kararıyla prim yapmak isteyenlerin büyük yanılgısı her gün ayaklanma-başkaldırma olaylarıyla faturaları ağırlaştırmaktadır. Andlarına aykırı davranışları açık olan milletvekillerine ilişemeyen, devletinin bayrağını koruyamayan yönetim dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Diyarbakır, Mardin, Hakkâri, Batman, Mersin ve İstanbul’da bahaneyle sokağa dökülüp her yere saldıran PKK’lıların varlığı yadsındıkça, Türk Bayrağı asılı yerleri ve devleti temsil eden kolluk güçlerine saldırılarına etkin işlem uygulanmadıkça daha yaygın, daha büyük, daha sakıncalı olaylarla karşılaşılacağı kaçınılmazdır. Bugüne kadar yaşanan olaylara ilişkin kestirimlerimizin doğru çıkması halkın içinde gerçeklerle içiçe olmamızdandır. Hiçbir pişmanlık, özür dileme, bağışlanma, düzelme sözü verilmeden, üstelik yürürlükteki kurallara aykırı salıverilmeler terörle sonuç almak isteyenleri şımartmıştır. Cezaların artırılması suçları azaltmaz ama indirilmesi de büsbütün şımartır. Taş atan çocukların, indirim-bağış söylentilerinden sonra, artması ilgilileri uyarmalı, başka önlemlere yöneltmelidir. Ayaklanma, kundaklama olaylarının, Serap Eser’in ölümüyle Reşadiye’deki şehitlerin sorumluları DTP ve iktidardır. İnatları sürüyor. Obama da bizim için olumsuz her şeyin destekçisi.

Başı belirsiz, ucu açık “açılım”ın sonuçları kargaşası kentleri savaş alanına çeviren ayaklanmalarla ortadadır. Kolluk güçlerinin arkadan çevirip yakalama yöntemlerine başvurmadan basınçlı su ve biber gazıyla önlemeye çalıştığı olayların yarın nasıl gelişeceği iyi kestirilmelidir. Gerçekleşmesi olanaksız istemlerle bunları yüreklendiren iktidardaki kimilerinin söylem ve eylemleriyle sayfalarını, ekranlarını, mikrofonlarını bunlara açan çıkarcıların, kürsülerinde konuşturan üniversite sorumlularının payı büyüktür. Kanımızca ayaklanma olayları yönetimin eseridir. İçte ve dışta yurttaşlar arasındaki eşitlik yetirince anlatılıp savunulmamakta, somut kanıtları verilmemekte, yalanlar, yakıştırmalar ve abartılar gerçek sanılmaktadır. Yabancıların ve sözde dostların işine gelen bölünüp parçalanmayı içimizdeki sapkınlar da bilimsel sanlarından utanmadan, demokrasi ve insan haklarını sömürerek savunmakta, tarikatçılık ve ümmetçiliği inanç sömürüsüyle sürdüren iktidar kesimi de gerekli işlemleri yaptırmayıp yalnız karşıtlarını sindirip silmeye çalıştığından doyurucu bir sonuç alınmamakta, huzursuzluk giderek artmaktadır. Bu olumsuzluklara değinip önlenip giderilmesini isteyenler de suçlanmaktadır. Açılımı yetersiz bulan bölücüler Anadolu içinde askerlerimizi şehit ediyor.

Onbinlerce insanın ölümüne neden olan, cezası kesinleşen ağır suçlu suçsuz kişilerle bir tutulup konuk edilmekten öte, salıverilmesi istenerek övülmektedir. Şehit aileleri derneklerine ve Türk Silâhlı Kuvvetlerine saldırılarak ulusa yönelik kötülük ve sapkınlık desteklenip yinelenmektedir. Terör örgütünün saldırılarıyla şehitler verilmektedir. Emniyet binalarına saldırıya öğretmenevine saldırı eklenmiştir. Bu olayları olağan karşılayıp “Provokasyona gelmeyin!” öğütleriyle yetinmek yönetimin eski dille “zaafı ve aczi”dir. Aklı başında hiç kimse oyuna gelmez, kışkırtmaya kapılmaz. Ancak, İzmir ve Çanakkale olayları gibi son saldırganlıklar, yüzleri maskeli militanlar, teröristler de gösterdi ki olaylar geçiştirilecek boyutu aşmıştır. Verilecek bir ödün yeni isteklere ve olaylara yol açacak, asla açılım olmayacaktır.

Ulusal bilinçten yoksun medya kesimi yargıya saldırılara araç olmaktadır. Yargıtay’da mezhepçilik söylentisine yer vererek ülke düzeyinde büyük yaralar açma olasılığını gözardı ederek ne yaptıklarını bilmeyecek bir aymazlık içindedir. Mezhep ayrılıklarının kararları etkileyecek bir örgütlenmeye dönüştüğü savının sahipleri saplantılılar ve sapkınlar olabilir. Demokrasilerin en sağlıklı güvencesinin hukuk-yargı-adalet olduğunu unutanlar iktidar yandaşlığının yansıdığı işlemlere baksınlar. Kalemşörlük âdi silâhşörlükten iyidir. Ahlâksızlar, insanlığı, hukuku, Türkiye’yi, Türklüğü, Atatürk’ü savunanlara “nazi” diyen aşağılıklar, tazminatla uslanmayanlar, salyalarıyla dolaşıyor.

Yaşam koşullarıyla alay edercesine savunulan olumsuzluklar, ülke gerçekleri, memur, işçi, emekli, öğrencinin sorunları katlanılması güç durumlar, taşınmakta zorlanılan yükler devlete, rejime, demokrasiye olan inancı ve güveni sarsmaktadır. Siyasal kesimin olanakları, milletvekili ödenek ve yolluklarıyla öbür katkıların toplamı, bunların ulusal gelir karşısındaki oranı ürperticidir. Bir meslek olmayan milletvekilliği, memurluk asla değilken, ayrıldıktan sonra bile yakınlarıyla birlikte devletin cömert sunuşları içindedirler.

Tüketiciler, memurlar, işçiler, emekliler, özürlüler, herkes alanlarda ve yollarda. Demokratik tepkilerini açıklayanlar coplanırken kentlerin altını üstüne getirenler basınçlı suyla serinletiliyor. Yakınmaları dinleyen yok. Sorular yanıtlanmıyor. İstenen işlemler uygulanıyor, istenmeyenler sümenaltında bekletiliyor. Belediyelerin tutumları, uygulamaları ortada. Üst kurulların çalışmaları, yetkililerin durumları tepkilerle karşılanıyor. Hastane kapıları, adliye koridorları dolu. Trafik kazaları ve suçlar almış başını gidiyor. Nutuklar veriliyor, toplu açılışlar yapılıyor, temeller atılıyor, birçok şey de satılıyor. Bağımsızlık, özgürlük, ulusal egemenlik, tekil devlet, yargı gücü tartışılıyor. İşte en öndeki sorumluları sizlerin olduğu Türkiye! Başta yöneticiler, siyasetçiler, partililer, sözde aydınlar! İşte eseriniz!

Yönetim, hukukdışı olaylar karşısında devlet gücünü göstermekten kaçınıyor. Kendi kafasındaki amaca ulaşmak için engelleri azaltmak istiyor. Silâhlı Kuvvetler, yargı ve üniversiteyle uğraşırken başkalarını da karşısına almak istemiyor. Bu çekingenlik bölücülerin işine yarıyor. Şimdi DTP’nin kapatma dâvası gecikmiş olarak ele alınıyor. Bu yazının kaleme alındığı günde oturum başlamamıştı. Başbakan, kendilerinin de anayasa dışı eylemleri olabileceği için (önceden hükümlüler) parti kapatmaya karşı çıkıyor. Bu konuda ABD’ne giderken söyledikleri mahkemeye etki sayılır. Zaten, işlerine gelen kararı veren mahkemeler onlar için yargı, tersine karar verenler yargı değil. Kendilerine göre demokrasi, din, lâiklik anlayışları gibi kendilerine göre de yargı var ya da yok. Mahkeme kapatma kararı vermese kürtçüler daha azacak, azgınlaşacak, şımaracak. Kapatma kararı verse ayaklanma olayları şiddetlenecek. Başta devlet disiplinine ağırlık verilseydi bunların hiçbiri olmazdı. Mahkeme olacağı-olmayacağı düşünmez. Hukukun gereği neyse ona karar verir. Beklemek, sonuç beğenilmeyip eleştirilse bile saygıyla karşılamak gerekir. Hukuk devleti olmak, Türk olmak gibi, kolay değil.

Ulus devlette böyle bir yanlı açılım olmaz. Kürtçülerin ne istediğini bilmeyen-anlamayan siyaset yapmasın. Artık gün gibi her şey ortada. Beklentilerin gerçekleşmeyeceğini anlamaya başlayan PKK cephesi giderek sertleştirdiği olaylarla, öne çıkardığı çocuklarla, gizli militanlarının yer aldığı kitle örgütleriyle olayları tırmandıracaklar, Reşadiye’de şehit düşenler için önceki yıllarda şehit olan 33 eri devletin ya da derin devletin öldürttüğü yalanı gibi yine PKK’nın üzerinden almaya çalışacaklardır. “Provokasyon” savunmalarına tehditleri de eklemekten geri kalmayacaklardır. Yakıp yıkmaları bir yana devletin terör örgütünü ve örgüt başını muhatap almasını istemeye devam edeceklerdir. Yurttaşlar arasında bir ayrım yok, kürt kökenliler ayrı kesim ya da azınlık değil ki devletin karşısında onlar da tarafmış gibi davranış istesinler. Artık ne istediklerini bilemez duruma geldikleri gibi varlık göstermek için her yola başvurmaktadırlar. “Dağa çıkmak”

tan “olayların artacağından” söz eden milletvekillerine gereken yanıt verilmemektedir. İktidar, muhalefeti suçlamakla yetinmekte tehdit edenlere dokunamamaktadır. Hükûmet sözcüsünün iyi niyetli “Batasuna” anımsatması bile kanlarına dokundu. Oysa Anayasa Mahkemesi’nin bırakınız hiçbir mahkemeye etki yapılma, yapılsa da aldırılmaz. Mahkemenin nasıl karar vereceği kestirilemez. Karar uygun bulunmasa eleştirilir ama saygıyla karşılanır. YÖK’ün yargı kararını tanımayacağını, bildiğini okuyacağını söylemesi anayasa yargısında hiçbir önem ve değer taşımaz.

Şehitlerin cenaze törenleri yine yürek yakan görünümlerle geçecek, yine “Şehitler ölmez, vatan bölünmez!” sesleri yükselecektir. Toplum, demokratik tepkilerini, burun kanatmadan, cam kırmadan, taş atmadan ortaya koymayı başaramadıkça iktidarı da, muhalefeti de özlenen-beklenen çizgiye çekemez. İlerici bilinen gazetelerde PKK yandaşlarıyla röportajlar yayımlanıyor, görüşlerine geniş yer veriliyor, onları savunan yazarlara sütunlar, sayfalar ayrılıyor. Toplumsal barışı yıkanlar övülüyor. Erzincan Başsavcısı’yla Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı’na, YARSAV önceki Başkanı’na görülmemiş işlemler uygulanıyor, medya iktidarın kollarında. Ergenekon olayında adı geçen emekli komutanlar serbest kalıyor, rektörler, aydınlar, yazarlar tutuklu. Yasal koşullar gözetilmiyor. Kışkırtıcı medya ve iktidar desteği aldırışsız sürüyor. Karanlık koyulaşıyor. İşte Türkiye! Bu Atatürk’ün kurduğu amaçladığı Türkiye mi?

Kitaplar

ÇEV (Çağdaş Eğitim Vakfı) Başkanı Gülseven Güven Yaşer’in Togan Yayınları’ndan çıkan “Ufkun Ötesinde Ne Var?” adlı yapıtı son yılların düşündüren ve üzen kimi olaylarının içyüzünü anlatıyor. Geriye gidişi nedenleri ve sorumlularıyla açıklıyor. Emekli Kurmay Albay Dr. Oğuz Kalelioğlu’nun Bilgi Yayınları’ndan çıkan “Tarih Boyunca Türk-Yunan İlişkileri ve Megali-İdea” adlı yapıtı da uluslararası sorunlarımızın en önemlileri konusunda doyurucu bilgiler veriyor. Okurlarımıza salık veririz.
 
Ekleyen:  Yekta Güngör ÖZDEN
Tarih:  19.12.2009
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Yekta Güngör ÖZDEN Yazıları
Ne günlere kaldık… Yekta Güngör ÖZDEN [ 29.12.2020 Devamı
Gerçek hukuk devlet içinYekta Güngör ÖZDEN [ 29.11.2020 Devamı
Iramız, onurumuz CumhuriyetYekta Güngör ÖZDEN [ 2.11.2020 Devamı
Siyasal çarpıklıklarYekta Güngör ÖZDEN [ 16.10.2020 Devamı
Kim kimi kandırıyor?Yekta Güngör ÖZDEN [ 25.8.2020 Devamı
Toplumsal SınavYekta Güngör ÖZDEN [ 9.5.2020 Devamı
Üzücü durumlarYekta Güngör ÖZDEN [ 14.4.2020 Devamı
Kuyruklu yalanlarYekta Güngör ÖZDEN [ 7.1.2020 Devamı
Yaşam SavaşıYekta Güngör ÖZDEN [ 27.10.2019 Devamı
Siyasal BilançoYekta Güngör ÖZDEN [ 31.1.2017 Devamı
Böyle giderse…Yekta Güngör ÖZDEN [ 12.1.2017 Devamı
Atatürk'e seslenişYekta Güngör ÖZDEN [ 10.11.2016 Devamı
SAHNEYekta Güngör ÖZDEN [ 25.8.2016 Devamı
Yargıdan YakınmalarYekta Güngör ÖZDEN [ 25.6.2016 Devamı
ANCAKYekta Güngör ÖZDEN [ 18.3.2016 Devamı
Kültür ve Sanat KarşıtlığıYekta Güngör ÖZDEN [ 21.1.2016 Devamı
En iyi armağanYekta Güngör ÖZDEN [ 31.12.2015 Devamı
ORDAN, BURDANYekta Güngör ÖZDEN [ 16.11.2015 Devamı
Yargıya SaygıYekta Güngör ÖZDEN [ 21.10.2015 Devamı
Çözüm nedir, neyin çözümü?Yekta Güngör ÖZDEN [ 5.8.2015 Devamı
Bağımsızlık BayrağıYekta Güngör ÖZDEN [ 24.6.2015 Devamı
Geçen aydan gelecek ayaYekta Güngör ÖZDEN [ 8.4.2015 Devamı
Sonu nereye varır?Yekta Güngör ÖZDEN [ 30.3.2015 Devamı
Mustafa Kemal GünüYekta Güngör ÖZDEN [ 12.9.2014 Devamı
HASTALIKYekta Güngör ÖZDEN [ 14.7.2014 Devamı
Siyasal çıkmazYekta Güngör ÖZDEN [ 30.6.2014 Devamı
COŞKUYekta Güngör ÖZDEN [ 26.3.2014 Devamı
Ulusal hazinemiz, Cumhuriyetimiz!Yekta Güngör ÖZDEN [ 1.1.2014 Devamı
SİYASAL TACİZ... Yekta Güngör ÖZDEN [ 10.9.2013 Devamı
İbret LevhasıYekta Güngör ÖZDEN [ 1.2.2013 Devamı
Anayasa çıkmazı (1)Yekta Güngör ÖZDEN [ 2.1.2013 Devamı
Mareşal Gazi Mustafa KemalYekta Güngör ÖZDEN [ 31.10.2012 Devamı
DERSYekta Güngör ÖZDEN [ 4.10.2012 Devamı
Sözde sorunYekta Güngör ÖZDEN [ 19.8.2012 Devamı
ÖRNEKYekta Güngör ÖZDEN [ 29.7.2012 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam