Çoğu gelişmiş ve özellikle Almanya’da nüfüsun gerilemesi çok büyük problemlerin geleceğinin habercisi,
„Yaşlanan nüfus ve toplumsal bedel“ başlıklı yazımda hangi bedellerin ödeneceğinden bahsetmiştim. Bu konuda araştırmalar devam ediyor ve bu olumsuz durumun daha da vahim bir şekil almaya başladığı ortaya çıkıyor.
Almanya’nın Bremen üniversitesinde eğitim görevlisi olan Professor Dr. Dr. Gunnar Heinsohn bu konuda uzman ve bakın 16.03.2010 tarihinde FAZ.net’te yayınlanan makalesinde özetle neler diyor:
Almanya’daki düzenin bozulmaması ve büyümen devam etmesi için doğması gereken her 100 çocuğun 35’i dünyaya gelmiyor. Kalan 65 eğitim yaşına geldiği zaman 15’i eğitime kapalı yada uygun olmuyor. Yani elde var 50. Bu elli kişiden 10’u yurt dışına çıkıyor.
Gereken 100 kişiden ancak 40 kalıyor ve bunlar bile gittikçe Almanya’ya sırt çevirmeye müsaait hale geliyor çünkü gittikçe daha fazla insanları „sırtlamaya“ mecbur kalıyorlar.
Neden mi?
2060 senesinde Almanya’nın nüfusu 81 milyondan 65 milyon kişiye düşecek ve bunun 30 milyonu 24 ve 65 yaşı arası olacak. Bunların hepsi istihdam olsa bile geri kalan 35 milyon kişiyi nasıl sırtlayacak? Bu durumda bile 100 çalışana çalışmayan 120 kişi düşüyor ve bunların büyük bir kısmı emekli parası alacak ve/yada sosyal yardım alacak.
Aslında bu sorunun çözümünün tek yolu Almanya iş piyasasına göç eden kalifiye elemanlar.
Maalesef sorun zaten burada. Şu an bile Almanya’ya göç var ama bırakın kalifiye eleman olmalarını bunların çoğu sosyal yardıma muhtaç kalıyorlar.
Özellikle çocuk sayısı çok olduğu zaman bu ailelerin aldığı gelir ailenin bir bireyin çalışıp elde ettiği gelire yakın hatta eşit yada daha fazla olabiliyor. Bu özellikle kalifiye olmayan işlerde çalışan vatandaşlar için geçerli.
Bundan dolayı zaten özellikle eğitim düzeyi düşük olan ailelerde çocuk oranı yüksek oluyor ve buda ilerde daha da büyük sorunlara yol açıyor.
Amerika’nin eski başkanı Bil Clinton 1997 senesinde kendi ülkesinde kanunları değiştirdi ve ömür boyu olan sosyal yardım hakkını 5 senelik bir süreye kısıtladı.
Kanun değişikliğinden evel sosyal yardım alanların sayısı 12,2 milyon iken 2005 senesinde bu sayı 4,5 milyona geriledi.
Bu ortamda doğan çocukların sayısı ve kriminal olaylar azaldı. Bundan çıkardığımız sonuç ise sosyal yardımın yanlış uygulandığı zaman çok olumsuz yan etkileri olduğu yada olabileceği yönünde.
Aslında sosyal yardım alan vatandaşın belirli ve bazi koşullarda üstte belirttiğim şekilde işe gider gibi hemen hemen ayni parayı alması onun muhtemelen uzun bir süre istihdam piyasasından uzak kalması anlamına gelebilir.
Zaten şu anda Almanya’da büyük bir tartışma var ve çalışmanın nasıl cazip hale getirilebileceğinin araştırmaları var.
Buna da çözüm bulunamıyor çünkü ya asgari ücretleri yükseltecekler (ki bu da yine çoğu işyerin kapanması anlamına gelir) yada sosyal yardımı azaltacaklar (ki buda sosyal anlayışa zıt çünkü o zaman bu yardıma muhtaç insanlar aldıkları parayla insancıl bir yaşam sürdürmeleri mümkün değil). Sağlıklı olupta sosyal yardım alan insanları ise işe mecbur tutmakta bir yöntem ama buda yapılmıyor, yapılamıyor yada yapılmak istenmiyor.
Gerileyen ve yaşlanan nüfusu göz önünde bulundurursak ve sosyal bir devletin verdiği “hizmeti” göz önünde bulundurursak bu durumun daha uzun bir süre devam etmesinin zor olduğu sonucuna varabiliriz.
Muhtemelen sosyal devletten sosyallığın bir kısmından ödül verecek ve göç politikasını tamamen yeniden dizayn edecek. Özellikle eğitim harcamaları için kesenin ağzı açılacak ve vatandaşlar (özellikle eğitimli aileler) daha fazla çocuk yapmaya teşvik edilecekler.
Bunların hepsi ve daha fazlası yapılsa bile yetecek mi orasıda da namalum.
Yazılarımda sık sık değindiğim gibi yeni bir dünya düzeni oluşuyor ve muhtemelen „eski“ gelişmiş ülkelerden göç daha da hızlanacak ve telafi edilmez hale gelecek.
Bu arada Türkiye’de çok dikkatlı olması lazım. Şu anda Türkiye’de genç nüfus açısından sorun yok ama önümüzdeki 15-20 sene bu potansiyel iyi kullanılması lazım ve şimdiki gençler istihdam piyasasına katılıp büyümeye destek vermesi lazım. Bu yapılmaz ise şimdiki gençler yaşlandığı zaman onları finanse edecek yeni gençler yeterli sayıda olmayabilir çünkü üstte bahsettiğim zaman diliminden sonra Türkiye’de de yaslı nüfüs ağır basacak.
Dikkatlı ve uyanık olmanın zamanı geldi…
|