Özellikle gelişmiş ülkelerde artık insanlar eskisi gibi bedensel zorlanmıyor. Beden gücünü başka şeyler aldı. Aslında güzel birşey: Insanlar bedensel sağlığına dikkat ediyor.
Bununla beraber insanların özel ve iş hayatında oluşan bazi değişimin bir bedeli var.
Mesela yakın zamanda bilgisayar mı vardı, cep telefonu mu vardı, Facebook mu vardı, şu mu vardı, bu mu vardı vs.?
Insanlar çoğu şeyden yoksunlardı, sade yaşıyorlardı ama insanlar arası ilişkiler daha değişikti.
Şimdiki zamanda bilgi akışı çoğaldı ve düşünün: Bilgisayarda bir takım programı aynı anda açıyorsunuz ve bilgisayarın kafası karışıyor ve kitleniyor.
Teknolji ve ortam okadar çabuk gelişiyor ki insanlarda evrimden dolayı oluşan uyum sağlama isteği ve genlerdeki değişim buna yetişemiyebilir ve bir yerde arıza çıkabilir.
Alman „Focus“ dergisinin yaptığı bir habere göre 19 kişilik profesörler ve başhekimlerden oluşan bir grubun yaptığı son araştırmaya göre ruhsal hastalıklar artıyormuş. 1 senelik bir zaman dilimi göz önünde bulundurulduğunda Almanların yüzde 30’unda psikolojik veya ruhsal hastalık belirtileri varmış.
Hamburg-Eppendorf’taki bir üniversite hastanesinin araştırmasına göre 18 yaşından küçük gençler yada çocuklar arasında da bu oran yüzde 25 civarında.
Buda bize bu rahatsızlığın temelinde yatan stresin hem iş hayatında hemde gençlerin okul hayatında mevcut olduğunun bir işareti.
Bu artış öbür gelişmiş ülkelerde de kendini belirtiyor ve insanlar artık mevcut hayat şartların gereği oluşan stres ortamına bedel ödemek durumundalardır.
Bu kadar hastayı da tedavi etmekte zor. Hekimler muyahanede mevcut kapasiteyi 3 katına çıkarmaları gerekiyor ki ancak rahatsızlığı olan herkese yardımcı olabilsinler.
Bu arada son 4 senede hastalıktan dolayı alınan raporların süresinde de genel bir artış görünüyor. 2009 senesinde Almanya’da vatandaşların raporlu oldukları süre ortalama 14,4 gün. Psikolojik rahatsızlıklar ve bel ağrısı sorunları burada başı çekiyorlar.
Özellikle bel ve sırt ile ilgili sorunların ana sebebi hareket eksikliği oldugu da belirtiliyor.
Burada insanın aklına gelen soru olabilir: Acaba bel ile sırt ağrısı ve psikolojik rahatsızlığın artışı son yıllarda değişen iletişim yöntemleri le alakalı olabilir mi?
Bundan sanal ortama ayrılan zaman ve ayrılış şekli sorumlu olabilir mi?
Kuşkusuz bilgisayar ve internet ilim ve bilim bir yana ticaret ve sosyal yaşamın unutulmaz ve gereken bir parçası oldu. Ama zaman o kadar çabuk gelişti ki insanlar bu niymetten nasıl yararlanması gerektiğini ve tehlikelerin neler olduğunu küçümseyebilir.
Önemli olan teknolojinin niymetlerinden faydalanmak ama sıhhatı da ihmal etmemek. Köşedeki bakkala giderken illa ki araba gerekir mi , 2 kat çıkarken illa ki asansörü mu kullanmak gerek, her 2 dakikada bir Facebook’ta yeni mesaj geldi diye bakmak mı gerek, dışarıda temiz havada dolaşmak yerine haftalarca evde televizyonun yada bilgisayarın karşısında mı oturmak gerek vs.
Neticede hareket bedene ve insanlar arası iletişim (özellikle gerçek ortamda) psikoloji için faydalı olabilir.
Şimdi diyeceksiniz: Bunları biz de biliyoruz!
Bende soruyorum: Biliyorsunuz da ama beden ve ruh sağlığınız için yeteri kadar zaman ayırıyor musunuz?
|