31.07.2009 tarihli “Etik, ahlak ve zaman aşımı" başlıklı yazımda etik ve ahlak arasındaki farka değindim ve felsefe ve psikoloji açısından bazi önemli noktalara vurgu yaptım.
Bu yazımda tanınmış olupta şöhret ve makam sahibi insanların davranışlarından yola çıkarak ahlak, eğitim ve temel içgüdü arasındaki muhtemel bağa değinmek istiyorum.
Bilindiği gibi uluslararası para fonu İMF' nin başkanı Dominic Strauss-Kahn, ABD' de cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Buna ilavenkendisine 10 yıl öncesine dayanan bir taciz davasının daha açılacağı haberleri geldi. Bu arada kendisi ülkesi olan Fransa'da, Sarkozy'e karşı devlet başkanlığına adaylığını koymaya hazırlanıyordu ve şimdiden Fransa’nin yeni Başkanı olarak görülüyordu.
Ayni şekilde İsrail eski Cumhurbaşkanı Moşe Katsav, tecavüz ve cinsel taciz suçlarından bir kaç ay önce 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Beyaz Saray stajyeri Monica Lewinsky ile dönemin ABD eski Başkanı Bill Clinton'ın Oval Ofis'te yaşadıkları seks skandalını da unutmamak gerek.
Bir de İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’ye ne demek gerek? Kendisi şu anda reşit olmayan bir kadınla para karşılığı ilişkiye girmek’ten dolayı yargılanıyor.
Üstteki olaylarda görüldüğü gibi herşey var: tecavüz, zor kullanma, taciz, görev ve makamı kötüye kullanma, eş aldatma, para karşılığı „hizmet“ alma, reşit olmayan insanlarla ilişkiye girmek vs…..
Suçlamalar şu anda kismen iddia aşamasında kismen de yargılanma süresi tamamlanmış. Özellikle Dominic Strauss-Kahn ve Silvio Berlusconi’nin durumları yargı aşamasında.
Bu yargılamanın sonunda hangi kanıya varılacağini muhtemelen çoğumuz tahmin edebiliyordur.
Şimdi bu şahısların hepsinin eğitimli oldukları kesin, ahlak konusuna gelince: Icra ettikleri makama gelmek için ahlaki davranışlara sahip olmak gerekiyor. En azından gerektiğinde uygun ahlaki davranışları sergileme açısından herhangi bir sorun olmamış olması gerekiyor.
Demek ki bu vatandaşlar eğitimli ve gerektiğinde uygun ahlaki davranış sergiliyebiliyorlar ve davranışların sonuçlarını da bildikleri de kesin. Ortada başkaları tarafından kişisel baskı yada toplumsal baskı da olmadığını da varsayıyoruz.
Dolaysıyla insanlar ahlaki değerleri bildikleri, eğitimli oldukları ve yapılan şeyin mantıken yanlış olduğunu kavradıkları halde olmaması gereken davranışlarda bulunabiliyorlar.
Ama neden böyle davrandılar ya da davranmış olabilirler?
Bu arada Sigmund Freud’u anmadan geçemeyeceğim. Psikianalizin babası sayılır ve ben şahsen Viyanada Sigmund Freud müzesini de ziyaret ettim.
Uzun lafın kısası: Insanlar mesleki hayatında ne kadar başarılı olursa olsun, ne kadar eğitimli olursa olsun, ne kadar ahlaki davranışlarda bulunursa bulunsunlar yine de bir bilinmeyen veya muğlak ve gizemli yönleri vardir. Bunların kökü insanların doğal yapısında saklı olsa bile başka insanlara zarar verecek duruma geldiği zaman (kısmen) terapi de edilebilir.
Şu anda gözüm televizyona takıldı ve eski California Valisi Arnold Schwarzenegger'in evinde çalışan bir görevliden gayrimeşru çocuk sahibi olduğu açıklandı. Ne diyelim: Hayırlı olsun ve Allah anneli, babali büyütsün.
Son olarak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Türkiye’de son dönemde bazi kasetler piyasa çıktı ve özellikle o insanların aile yapısına ve konumunu yakışmayan davranışlarını gördük ve bu kadarı da pes dedik. Ama üstte ki örneklerde görüldüğü gibi bu konuda da bizimkilerin durumu marjinal kaldı……
|