Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29918373
Bugün Ziyaretçi :  9629
Aktif Ziyaretçiler :  9629

Ah benim şamar oğlanım
 
Ah benim şamar oğlanım, anlaşılan sen daha çok dayak yiyeceksin...
28.01.2012 tarihli “Asilzadeler ve şamar oğlanı“ yazımı bu yazının başlığı ile bitirip Türkiye’nin uluslararası arenada şamar oğlanı rolünü üstlenmekten ne bıktığını ne de usandığını vurgulamıştım. Anlaşılan benim telkinler dikkate alınmadı ve olaylar daha da vahim bir hal aldı.
Artık “şamar oğlanı“ kavramı medyada sık sık dillendirilmeye başlandı ve o yazımın şu anda daha da güncel bir duruma geldiği için altta tekrar verip bir ekleme yapacağım:
Ilk önce bir bakalım „şamar oğlanı” kavramı nereden geliyor:
Bu konuyla ilgili çeşitli rivayetler var ve Ekşi Sözlük’e bir göz atalım:
·        Osmanlı saraylarında padişah kutsal yurttaşlar ise kul yani padişah'ın malı sayıldığından, padişahın oğluna yani veliahta ders veren öğretmenin ders sırasında ona kızdığı zamanlar onun yerine dayak atmak için kullanılan ve gerektiğinde dayakta atılan kişiye verilen ad.
·         Ingilizcesi „whipping boy” olan deyimdir. Avrupa’da devrin adetlerine göre her prens, her saray mensubu çocuğu, mektebe bir yaşıtı ile gidiyordu. bu yaşıt öğrenci halktan olup, asil çocuk bir hata işlediği zaman, sopayı veya şamarı onun namına, halk çocuğunun yemesinden dolayı denmiştir.
·         16. ve 17. yüzyılda feodal düzenin tüm haşmetiyle hüküm sürdüğü zamanlarda üst sınıfa mensup kişilerin çocuklarının alt tabaka çocukları ile aynı okula gidip onların arasına karışmaları düşünülemezdi. Cocuk okula gitmiyorsa, okul çocuğa gelirdi. Nitekim öyle yapıldı. Devrin en önde gelen alimleri, öğretmenleri, profesörleri şatolara, malikanelere, konaklara asilzade çocuklarını eğitmeye geldiler.
Hiç bir imtiyazı olmayan alt tabakadan bir çocuk karın tokluğuna ders sırasında asilzade çocuğunun yanında hazır bulunuyor ve öğretmen çileden çıktığı zaman dayak yerdi ve ders bitince genellikle mutfakta aşçı yamağı olarak görevlendirilirdi.
Bu çocuklar ders sırasında hazır bulunduğu için bir şeyler öğrenip ileride dert çıkarmasından korkulduğu için özellikle sağır çocuklar seçildi bu göreve sağır çocuk bulunamadığı zaman ise sağlam bir çocuk sağır edilerek bu işe koşuldu. Sağır etme işlemi iki kulağa aynı anda avuçlar hafif çukurlaştırarak sert bir tokat atmak ve oluşan basınçla kulak zarı patlatılmak suretiyle yapılıyordu.
Bu üç rivayetin ortak bir noktası var: Asıl kızılan ve hedef olan kişi cezanladırılmıyor ve ona temsilen suçsuz olan ve kendini savunamayan bir kişi cezanlandırılıyor.
Türkiye ekonomi ve askeri güç olarak belirli bir noktaya gelse bile her iki konuda da „sözde asilzadelerin” gerisinde kalıyor ve etkisi sınırlı. Başka ülkeler bir takım şeylerde düğmeye basıyor ve Türkiye böbürlendikten sonra çoğu şeyleri kabullenmek zorunda kalıyor.
Ermeni soykırım yasası konusunda Fransa’ya karşı böbürlenildi ve ne oldu? Hiçbir şey olmadı. Yasa çıktı ve yolcu yoluna. Ama ne şanş yüksek mahkeme yasayı iptal etti.
Israil konusunda ne oldu? Uluslararası sularda Türk vatandaşları katedildi ve sonuç malum. Kim takar Yalova Kaymakamını.
Libya konusunda ne oldu. Nato kapsamında Fransız uçakların Libya’yı bombalamasına müsade edildi ve Sarkozy Erdoğan’dan evvel oraya ayak bastı ve Libya Petrolünü cebe attı.
Bir Gazze ziyareti bile göze alınamadı.
Bu arada şunu da belirtmek lazım: Türkiye’nin işi kolay değil. Soğuk savaş döneminde batılı ülkelerin Türkiye’ye ihtiyacı vardı ve kukla gibi oynatılsa bile askerler kafaya alınmıştı ve „sözde asilzadeler” ne derse o yapılıyordu dolaysıyla pek şamara ihtiyaç yoktu.
Şu anda ama Türkiye bir araçtan ziyade bir rakip olarak görülüyor ve özellikle 11 Eylül saldırılardan sonra müslüman ülkelerin en gelişmişi ve öbür müslüman ülkelere örnek olan ya da olabilecek bir ülke olarak Türkiye şamar oğlanına çevrildi.
Yunanistan senelerce Avrupa Birliğini ekonomisi ile ilgili yanlış bilgilendirdi. Açıkça kasten kuralları ihlal etti ama yaptırım yok.     
Fransa soykırım yasasını meclisten geçirdi ve bu hem kendi Anayasalarına hem de fikir özgürlüğüne aykırı.
Suriye kendi halkına ateş açıp vatandaşlarını öldürüyor.
Libya’ya keyfi müdahale eden gruplar ortada yok.
Güney Kıbrıs uluslararası anlaşmalara aykırı Akdenizde gaz ve petrol arıyor ve kendi başına pazarlamaya kalkıyor. Kim kime dum duma.
„Sözde asilzadeler” Türkiye’yi şamar oğlanına çevirerek hem kendi aralarındaki problemleri ilgi odağından çıkmasını sağlıyor hem de refah paylaşımını engelleyip Türkiye üzerinden müslüman ülkelerine hadlerini bildirmeyi amaçlıyorlar.
Üstte belirtilen rivayetlerde de şamar oğlanların  ders sırasında hazır bulunduğu için bir şeyler öğrenip ileride dert çıkarmasından korkulduğu belirtilmişti. Bunun gerçekleşmemesi için de bir takım önlemler alınıyordu. Işte ta Inönü zamanında neden uçak fabrikalarımız kapatıldığı ve her teknoloji açılım „sözde asilzadeler” tarafından engellendiğini anlamıştırsınız.
Şu anda Türkiye bir yerli araba yapacak teknolojiye bile sahip değil.
Bu konuya 21.01.2011 tarihli “Teknolojik olarak yapmak biraz imkan dışımış…“ ve 28.07.2011 tarihli “Koç Holding- Kuzusuna kıymayan kebap yiyemez…“yazılarımda değinmiştim.
Aynı şekilde Güneydoğu’daki sorunlar da Türkiye’yi meşgul ediyor ve ülkenin daha hızlı kalkınmasını engelliyor.
Ah benim şamar oğlanım, anlaşılan sen daha çok dayak yiyeceksin...
Evet yazım bir üstteki cümle ile bitmişti ve bu sürede 6 ay geçti ve ne oldu? Bu sefer Suriye’nin iştahı kabardı ve uluslararası suda bir Türk uçağını düşerecek cesareti ve yeteneği gösterdi. Buna cesaret etmesinin sebebi de herhalde benim üstteki yazımda değindiğim konuların başka devletlerin de dikkatını çekmiş olması.
Siz karşı tarafa rest çekip arkasını getirmezseniz bu böyle olur. Biliyorsunuz özellikle Mavi Marmara olayında yapılan yapan ülkenin yanına şimdilik kar kaldı. Burada yapılan hata aslında evvelde bir beklentinin yaratılmasıydı. Ama görüldüğü gibi gibi bir özür bile alınmadı.
Bu Poker oyununa benzer: Ellerin kötü olsa bile blöf yapıp oyunu kazanırsın ama kağıtlarını açmak mecburuyetinde kalırsan gerçekler ortaya çıkar. Bunu sıkça yaparsan karşı tarafın kendine güveni daha da artar.
Ilk bakışta Türkiye’nin bu son olaylardan sonra gösterdiği tepkiden dolayı adı iyice blöfcüye çıkmak üzere.
Ama şu da olabilir:
Sözde şamar oğlanı tepkisini uzan vadeye yayıp buradan politik kazanç sağlamayı hedefleyebilir.
Bu da şu anlama geliyor: Türkiye’ye özellikle Mavi Marmara ya da Suriye konusunda belirli tepkiler göstermemesi için büyük oyuncular kurulacak (benim sıkça bahsettiğim) yeni dünya düzeni ile alakalı bazi tavizler vermiş olabilirler.
Öte yandan Türkiye’nin ekonomisi şu anda yavaş yavaş filizleniyor ve bazi tepkilerden dolayı bir ülkenin her alanda güçlü olması için başta olmazsa olmaz şartı olan ekonomik güçlenmeyi tehlikeye sokmak istemiyor da olabilir.
Neticede arka kapılarda ne konuşulduğunu bilmiyoruz ama yakında bunu öğreneceğiz ve (sözde) şamar oğlanının başka hesaplar peşinde olup olmadığını anlayacağız...
Bu süre içinde oğlanımız muhtemelen „dayak yemeye” devam edecek...
 
Ekleyen:  Atilla YÜNCÜOĞLU
Tarih:  1.7.2012
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Atilla YÜNCÜOĞLU Yazıları
DÜNYA İNSAN KAYNIYOR- 100 SENEMİZ KALDIAtilla YÜNCÜOĞLU [ 10.6.2017 Devamı
TÜRKİYE TERCİHİNİ YAPTI VE...Atilla YÜNCÜOĞLU [ 19.4.2017 Devamı
YENİ ANAYASA REFERANDUMU VE MUHTEMEL SONUÇAtilla YÜNCÜOĞLU [ 19.3.2017 Devamı
YENİ ANAYASA VE BENİM OYUM...Atilla YÜNCÜOĞLU [ 20.2.2017 Devamı
ALMANYA’DA TÜRK MEDYACIK SEKTÖRÜAtilla YÜNCÜOĞLU [ 29.1.2017 Devamı
DÖVİZ SATMANIN TAM ZAMANI MI?Atilla YÜNCÜOĞLU [ 11.1.2017 Devamı
SURİYE'DE KİMLER LADES OLDUAtilla YÜNCÜOĞLU [ 2.1.2017 Devamı
TEMBELLIK YAPMAYIN- OKUYUNAtilla YÜNCÜOĞLU [ 19.12.2016 Devamı
SÖMÜRGECİLİK VE STOCKHOLM SENDROMUAtilla YÜNCÜOĞLU [ 22.11.2016 Devamı
KÖPEK GİBİ YAŞAMAK CAZİP OLABİLİR Mİ?Atilla YÜNCÜOĞLU [ 23.10.2016 Devamı
AH DİYOJEN’İN ŞU FENERİ BENDE OLSA...Atilla YÜNCÜOĞLU [ 2.10.2016 Devamı
ÜST AKILIN RÜTBELERİ SÖKÜLDÜAtilla YÜNCÜOĞLU [ 10.9.2016 Devamı
FETÖ'yu kafaya alan hikayeAtilla YÜNCÜOĞLU [ 30.7.2016 Devamı
Türkiye’yi yönetenler sözde MüslümanlarmışAtilla YÜNCÜOĞLU [ 24.7.2016 Devamı
Darbecik girişimi ve game overAtilla YÜNCÜOĞLU [ 17.7.2016 Devamı
Teröre karşı mücadelede etkin robot kullanımıAtilla YÜNCÜOĞLU [ 10.7.2016 Devamı
Türk futbolu beş para etmez...Atilla YÜNCÜOĞLU [ 19.6.2016 Devamı
Bir varmış bir yokmuş, bir “Ermeni Soykırımı” varmış...Atilla YÜNCÜOĞLU [ 29.5.2016 Devamı
“Herero ve Nama” ve sözde Ermeni SoykırımıAtilla YÜNCÜOĞLU [ 19.5.2016 Devamı
Hakaretçi Böhmermann’a benden maddi destek!Atilla YÜNCÜOĞLU [ 17.4.2016 Devamı
Yeni Anayasa vatandaşa sorulacakmış ama...Atilla YÜNCÜOĞLU [ 1.1.2016 Devamı
Türkiye bir nükleer güç müdür?Atilla YÜNCÜOĞLU [ 29.11.2015 Devamı
Boz Öküz’ün keyfi yerine gelecek mi?Atilla YÜNCÜOĞLU [ 28.10.2015 Devamı
Köpek almak isteyenler dikkat!Atilla YÜNCÜOĞLU [ 7.10.2015 Devamı
Türkiye üzerinde oynanan final oyunAtilla YÜNCÜOĞLU [ 9.3.2015 Devamı
Sanayileşmede bir devrim: Arbeitswelt 4.0Atilla YÜNCÜOĞLU [ 3.2.2015 Devamı
Rusya yoğun bakımda ve ortam puslu...Atilla YÜNCÜOĞLU [ 3.1.2015 Devamı
lastminute.de ve lastminute.com'a dikkat... Atilla YÜNCÜOĞLU [ 23.7.2014 Devamı
Dövme yaptırmanın olumsuz bedeli ve dinsel yaklaşım Atilla YÜNCÜOĞLU [ 28.6.2014 Devamı
Quo vadis Avrupa Birliği? Atilla YÜNCÜOĞLU [ 4.6.2014 Devamı
Sanal aşk ve ödenen bedel Atilla YÜNCÜOĞLU [ 26.11.2013 Devamı
Atatürk’ten bana ne... Atilla YÜNCÜOĞLU [ 10.11.2013 Devamı
Efece Haber 1-2-3-4 veeee.... Atilla YÜNCÜOĞLU [ 7.11.2013 Devamı
Almanya’daki Türklerin temsilsizlik sorunu Atilla YÜNCÜOĞLU [ 2.7.2013 Devamı
EFECE HABER OKURLARINAAtilla YÜNCÜOĞLU [ 27.6.2013 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam