Yazılarımda sıkça vurguladığım gibi yeni bir dünya düzeni bizi bekliyor.
Bu düzenin birde iletişim ayağı var.
Son yıllarda iletişim imkanları baya genişledi ve gittikçe de kolaylaşıyor- cep telefonu, internet, uydu iletişimi, televizyon vs.
.
Dünya bu imkanlardan dolayı gittikçe küreselleşiyor. Ister insanlar arası iletişim kurma imkanı ister ticaret yada eğitim konusu olsun- herşey yoğunlaştı. Buna ilave olarak insan sayısı ve insan trafiği arttı.
Mesela Facebook‘ u göz önüne aldığımız zaman insanların arkadaş ağınının nekadar geniş olduğunu ve dünyanın çeşitli köşelerini kapsadığıni görüyoruz. Geniş arkadaş ağı bir yana iletişim kurma anında mümkün.
Son 10-20 sene içinde iş yada özel hayatta oluşan „yeni dünya düzeninin“ şart koştuğu belirli şartlar var. Bu gereğini yerine getirmek için insanlarda bireysel olarak küreselleşmesi gerekiyor.
Buda özellikle eğitim konumu ve bilinen yabancı dil sayısı ile bağlantılı.
Ben insanların artık asgari en azından 3 lisan bilmelerini gerektiğini düşünüyorum- anadil artı iki yabancı lisan.
Bu konudaki detaylı görüşümü „13.05.2009” tarihli ”Yeni dünya düzeni ve yabancı dil” başlıklı makalemde ayrıntılı şekilde yazdım.
Bir lisan bir kültür demektir; bunu unutmamakta fayda var.
Bu yazımda yine dil konusuna başka bir açıdan değinmek istiyorum: Avrupai dillerin kökeni Anadolu toprakları olduğunu biliyor muydunuz?
”SCIENCE” isimli bilimsel derginin „Mapping the Origins and Expansion of the Indo-European Language Family” başlıklı raporda bu yönde yapılan bir araştırma da bu sonuca varılmış.
Indo-germanik (indo-cermen) dilleri Avrupa’ya nasıl geldi sorusuna da yanıt bulunmuş?
Indo-germanik diller nedir bir buna bakalım?
Indogermanik Diller yeryüzünde en geniş yayılmış olan dillerdir. „İndogermanik“ deyiminin indo kısmı doğudan ve germanik kısmı ise batıdan kaynaklanır. İnsanlığın yarısının Ana Dilleri indogermanikdir.
İndogermanik dillerin kaynağı ve tarihi (genel görüş-http://www.avrupatercume.com/dunya_dilleri_ingilizce_english_tercume_ceviri.asp sayfadan alintidir)
Lisaniyatçılara göre İndogermanik diller genetik olarak birbirlerine akrabadırlar, ama Dil Birliği özelliklerine göre tipolojik bir Asimilasyonun olamayacağını da iddia etmek belki pek gerçekçi olmayabilir.
Genel olarak İndogermanik dillerinin kaynağı arkeoloji ile yapılan beraber çalışmalar sayesinde kelime köklerinin farklılıkları araştırılıp kıyaslamalar yapılarak ortaya çıkarıldı. Buna göre Doğu Anadolu, Kara Denizin Kuzeyi ya da Güney Doğu Avrupa bölgeleri tezleri tartışma konusu oldu. En yakın diller olarak Ural dilleri, Sami-Hamiş=Afro-Asyatik ve Altay dilleri kabul ediliyor.
Yeryüzündeki insanların % 48´i konuştugu diller (yani hemen hemen yarısı) İndo-Avrupai Diller grubuna dahildir.
.
Bu resimde çeşitli dillerde „anne” kelimesi benzerlikler gösteriyor ve ortak kökene sahip oldukları ortada.
Alttaki grafikte „üç” kelimesi içinde bu geçerli olduğu belli oluyor:
Alttaki grafikte ise „su” kelimesinin Avrupa’da dağılımı gösteriliyor ve dillerde alt gruplar oluştuğu apaçık ortada: Mesela Roman Dili kökenli olan Fransızca, Italyanca, Ispanyolca (yeşil renkte belirtilmiş) Indo-germanik dillerin bir alt grubunu oluşturuyorlar.
Neticede araştırmada kelimeler için bir nevi soyağacı çıkarıldı ve grafiklerde görüldüğü gibi kelimelerdeki benzerliklerden dolayı zaten tek bir kökenden geldikleri ortada olup bununda Anadolu toprakları olduğu tezi ağır bastı.
Anadolu toprakların taşı toprağı altın ve bunu bu araştırma yine teyit etmiş oldu...
|