Evet benim makalelerimi okuyanlar psikoloji ile ilgilendiğimi ve yazılarımda bu konulara değinmeyi sevdiğimi bilirler.
Amerika‘da Northwestern University‘de görevli psikolog Paul Eastwick ilginç bir araştırma yapmış. Araştırmanın konusu „Speed-Dating“.
Speed-Dating- özellikle Avrupa ve Amerika‘da bekarların birbirleriyle tanışabilmesini sağlamak üzere yapılan hızlı randevulara deniliyor.
Ilk önce bir bakalım Speed-Dating nasıl işleyebilir:
Speed Dating barlarda ya da başka mekanlarda 20-40 bekar ve iş sahibi bay ve bayanın katılımıyla gerçekleşiyor. Katılımcıların önceden rezervasyon yaptırmaları gerekiyor. Gece başladığında herkese birer "heart rate" (kalp atışı) kartı ve birer yaka kartı veriliyor. Bayan katılımcılar iki kişilik masalara oturuyorlar, karşılarına da eşleştirildikleri bir erkek oturuyor ve sohbet başlıyor. 4 dakika sonunda erkekler sıra ile yer değiştirerek bir yandaki masaya geçiyorlar. Böylece bayanların da karşısına yeni birisi oturmuş oluyor. Yani herkesin karşısındakini etkilemek için sadece 4 dakikası var! Katılımcılar gecenin başında dağıtılan "heart rate" kartlarında tanıştıkları herkese puan veriyorlar ve tekar görüşmek istedikleri insanları belirtiyorlar. Organizatörler bu kartları topluyor ve tekrar görüşmek isteyenlerin telefon numaralarını birbirlerine iletiyor.
Speed-Dating‘in tabii ki değişik işlevi türleri vardır
Böyle bir organizasyon ve işlevi türü psikologlar için tabii ki bir hazine anlamına geliyor. Birbirlerini evvelden görmemiş ve tanımayan insanlar belirli bir amaçla bir araya gelip kısa sürede orada tanıştıkları insanların kendi kriterlerine uygun olup olmadıkları hakkında karara varıp bir sonuca varmaları gerekiyor.
Aslında bilimsel açıdan bu çok ilginç bir araştırma kaynağı. Bu araştırma özellikle insanların partner arayışında çok kısa bir süre görüp konuştukları kişiler hakkında hangi özelliklere göre olumlu ya da olumsuz karar verdikleri hakkında ışık tutuyor.
Burada çıkan sonuç özellikle nazik insanlar açısından üzücü.
Çoğu insan gönlündeki kişinin kalbini kazanmak için binbir takla atar. Kendi açılarından her şeyi doğru ve güzel yapmaya çalıştıkları halde nedense ilgisiz davranan başka birilerine piyango çıkar.
Mesela beğendiği erkeğe „saçını süpürge“ yapan veya yapmaya hazır olan bir bayan revaçta olmayabilir. Onun yerine mesela kendini beğenen, sürekli problem yaratan, bir çok konuda inatçı davranan vb. sabırları zorlayan davranışlarda bulunan başka birine sevdiği erkeği kaptırabilir. Tabii ki bu ilk bakışta anlamsız gözükebilir.
Psikolojik açıdan bunun gayet doğal bir sonuç olduğu belirtiliyor.
Bir ilişkide karşı tarafa maddi ve manevi açıdan gösterilen ilgi arttıkça ona daha fazla bağlanılıyor ve ona verilen değer daha da artıyor . Öte yandan sürekli alınan hediyeler ve aşırı ilgi karşı tarafı rahatsız edebilir.
Ilgi gösterdiğiniz kişi için sürekli hazır bulunmak veya var olmak, istenilen şeyi hemen yerine getirmek hoş olabilir ama bu size değer kazandırmayıp ters tepki de yapabilir.
Sürekli ortalıkta gözükmeyen kişinin karşı tarafa zamanının değerli ve kısıtlı olduğunu ve herkese zaman ayırmadığı izlenimini uyandırıyor ve bu durum onu daha da cazip kılıyor. Ayrıca telefonda geri dönülmemesi ya da bir buluşmanın iptal edilmesi çok gıcık ama son derece etkili.
Kaldı ki böyle bir davranışın başka bir avantajı daha var: Karşı taraf o kişi hakkında sürekli kafa yorup onu düşünür. Beğenilen kişinin sürekli aklında olmak pek çok insanı memnun eder.
Karşınızdaki kişi hep kibar ve nazik davranıyorsa ve bunun için siz de hiç bir efor sarf etme ihtiyacı duymuyorsanız o zaman iş caziplikten çıkıp sıkıcı hale gelebilir.
Sürekli nazik ve sabırlı davranan kişi net bir sınır koymayıp karşı tarafın olumsuz davranışlarına tepki göstermediği için bu istenmeyen davranışları daha da etkin ve belirgin hale gelmesini tetikliyor.
Kaldı ki bu kişi herkese böyle davranıyorsa bu yaklaşımın bir özelliği de kalmayıp olumlu katkısı olmuyor.
Bu araştırma bir de şunu gösterdi: çekicilik = belirsizlik + ümit
„Speed-Dating“‘e katılanlar görüştükleri katılımcılar arasında özellikle tekrar buluşma konusunda istekli olup olmamaları konusunda net bir şey söylemeyen kişileri çekici buluyorlar. Insanlar genelde belirsizliği bir asgari düzeye indirmek isterler ve bundan dolayı akılları net bir söylemde bulunmayan kişiler de kalır ve bu kişi hakkında sürekli kafa yorarlar.
Böylece ümit ve belirsizlik çekicilik açısından çok etkin bir karışım. Yani kısaca: Kendini ağırdan satıp karşındakini de şımartmayacaksın.
Biraz da nazlı olmakta fayda var…
|