Toprağın kanla sulandığı, boğazın kırmızıya boyandığı, Mehmetlerin, kadınların çocukların top yekûn ölümüne savaştığı Çanakkale…
Bu zafer Gelibolu Yarımadası üzerinde kazanıldı. Birinci Dünya Harbinde düşmanlarımız İngiltere ve Fransa, Gelibolu yarımadasını alıp, Çanakkale Boğazını açacaklardı. Amaç İstanbul’u işgal etmekti. Boğazlar Avrupa ülkeleri için çok önemliydi. İtilaf devletleri Ruslara yardım gönderebilmek için boğazı geçmeleri gerekiyordu.
Böylece Türklerin Avrupa ile bağlantısını keseceklerdi.Boğazın açılması ile Rusya ile durma noktasına gelen ticari ilişkilerini sağlayacaklardı. Ayrıca İstanbul’u ele geçirmek Osmanlıyı fiilen yıkmak demekti.
Osmanlı devleti hem hasta adamdı, hem de yalnız bırakılmalıydı, öyle de oldu. Avrupa devletlerine karşı tek başına destansı savaşını verdi.
Türk OrdusununÇanakkale’de verdiği büyük mücadele, tarihe altın harflerle yazılmış bir milletin vatan için yapabileceğini tüm dünyaya gösterdiği birlik ve mücadele ruhu, azim kararlılık, evet böylesine bir ruh ile vatan savunulunca, Çanakkale geçilmez oldu.
Birinci Dünya Savaşını galip bitirmek isteyen İngiliz ve Fransızlarınİstanbul’u almak için verdikleri mücadelede hezimete uğradığı, Türk Milletinin Kurtuluş savaşının meşalesinin yakıldığı yerdir Çanakkale.
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, Mehmetlerimizin kahramanlık destanı yazdığı yerdir.
Bir millet bu savaşla yeniden doğuyordu.
Çanakkale, MustafaKemal gibi büyük bir insanın tarih sahnesine çıktığı, Seyit Onbaşının 230 okka gülleyi kucaklayarak topa koyduğu, koca gemiyi batırdığı yerdir. Bu savaş yoksulluğun en üst düzeyde yaşandığı, çarıklarını keserek suda ıslatıp yemek yerine çiğnendiği yerdir. İnsanların vatan için gözünün karardığı kazanmak için düşünmeden canını verdiği,insanüstü gücü harcadığı yerdir. Tahmini 250.000 ‘nin üzerinde şehit verildiği söylenir.
Mustafa Kemal Paşanın dediği gibi, “savaşmaya değil ölmeye gelmiş” bir milletin donanımlı ordularla savaştığı yerdir.
Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale Savaşlarını kazanan ruhu açıklarken, 57. Alay’ın Conkbayırı’ndaki taaruzunu anlatır. 57. Alay’ın kahramanlarının içinde bulundukları ortam ve sergilenen davranışı ancak “ <ruhlarındaki mevcut felsefeyle” açıklamayı uygun bulur.
“Karşılıklı siperler arasında mesafemiz 8 metre. Yani ölüm kesin. Birinci siperdekiler hiç kurtulmamacasına hepsi düşüyor, ikinci siperdekiler onların yerine giriyor. Fakat ne imrenilecek bir soğukkanlılık biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakika sonra öleceğini biliyor, en ufak bir duraksama bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, hayrete ve tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Savaşı’nı kazanan, bu yüksek ruhtur…”
Çanakkale belki geçmiş tarihimizin en acı ve iç acıtıcı zaferidir. Orada yaşanan acının içinde de bir gerçek vardır, Çanakkale’deki savaş insanlık onurunun, vatan sevgisinin destanıdır.
Herkesin Çanakkale’ye gitmesi gerekir, Kilitbahir’den Seddülbahir’e gideceksiniz.Akçatepe savaşın kaderini belirlediği yerdir. Orada durun gözlerinizi kapatıp o duyguyu sizde yaşayın, yüzlerce şehidin seslerini duymaya çalışın, uğultuları, Allah Allah seslerini, Conkbayırı’ nda susam tarlalarının arasında gezerken ayağınıza bir asker düğmesi de takılabilir. O toprakların üzerinde gezerken, şehitlerimizin kanlarıyla yıkandığını unutmayın…
Şunu da unutmayın bizler bu toprakları alırken çok bedel ödedik, tarihimizi yoklukla, gözyaşıyla, acıyla ve top yekün içimizde volkan gibipatlayan Vatan Aşkıyla kazandık.
Sevgiyle kalın…
|