“Dün dündür bugün bugündür”, “Memlekette benzin vardı da biz mi içtik”, “Yürümekle yollar aşınmaz” “Gap’ı Gaptırmam”, sözleri ile hep anacağımız Süleyman Demirel.
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in okuttuğu, bursla yurt dışına yolladığı en yüksek makamlardan sonra ülkenin yönetimine talip olup yıllarca Başbakanlık yapıp, Cumhurbaşkanlığı ile siyaset hayatına son noktayı koyan 1 Kasım 1924 İslamköy doğumlu, “Çoban Sülü” hayatını kaybetti.
Günahları ve sevapları ile Nazmiye Hanımına kavuştu.
Başbakanlığı döneminde çok kızdığım zamanlar oldu. Onun partisine hiç oy vermedim. İyi bir iş yaptığı zaman takdir ediyordum. Şimdi düşünüyorum da, bazı köşe yazarlarının söylediği gibi, “Eğer Demirel biraz genç olsaydı, bu gün neler olurdu?” Herhalde meydanları kimselere bırakmazdı. Çok zeki bir insandı. Hiç belden aşağı vurmadı nezaketini bozmadı belli üslubu olan bir kişilikti. O dönemlerde hep tiyatrolarda Demirel’in taklitleri yapılırdı. Bu da çok hoşumuza giderdi. Karikatürlerde o kocaman dudağı sarkardı, hakkında eleştirel şarkılar söylenirdi ama o hep bunlara güler geçerdi…
Hayatının en büyük hatası üç fidana el kaldırmasıdır herhalde. Oysa yeğeni Yahya için o daha çocuk derken içimiz burkulmuştu. İnsan geçmişi unutamıyor.
Gazeteci Altan Öymen bir yazısın da, Deniz, Yusuf ve Hüseyin’nin idamının oylanmasında, Meclis oturumunda , idama“evet için”, nasıl el kaldırıp grubunu kontrol ettiğini anlatmıştı.
Daha sonra bu yaptığı davranışı için ne düşündüğünü, pişmanlık duyup duymadığını merak etmişimdir.
İlber Ortaylı da Demirel için yorumunda;
“Süleyman Demirel bir Anadolu çocuğuydu. Türkiye’deki Anadolu elitinin ilklerinden biriydi. Gayretli, zeki ve mühendis bir Anadolu çocuğu. Demirel iyi adam seçerdi ve de çok vefalı bir liderdi. Korkunç bir hafızası vardı. İnsanları çok iyi tanırdı. Tek yanılgısı Çiller’di. Demirel bazen lügatli bir Türkçeyle konuşur, “fuzuli şagil (işgalci)” der; bazen de “Eyisiniz, eyisiniz” diye halk ağzıyla konuşurdu. Demirel halka öğretmeye kalkmaz, milletin diliyle konuşurdu. Başka siyasetçiler gibi halkı keşfetmesine gerek yoktu.
Demirel sabırlı bir kişiydi; tenkit ve protestoya sert tepki göstermez; şaka ve nükteyle iğneler, soğukkanlı davranırdı.”
Aslında onu olduğu gibi anlatmış, ünlü tarihçi.
Başbakanlığı değil ama Cumhurbaşkanlığı görevini yaparken onu takdir etmiştim. Cumhuriyetçi ve laik bir Cumhurbaşkanı. Belki de diğer köşe yazarlarının da söylediği gibi bu bir özür müydü? Bilmiyorum…
Su Müdürü, Barajlar Kralı, Morisson Süleyman, Çoban Sülü, Şapka, Bir Bilen, Antrenör, Zenit Süleyman, Güniz Sokak, Türk siyasetçi ve inşaat mühendisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı, Süleyman Demirel güle güle…
Sevgilerimle…
|