Bilinmezlik, insanı en fazla rahatsız eden durum olmalı. Bazen hayat durmuş gibi oluyor, sonra bakıyorsunuz fark etmeden devam eden yaşamımızda güneş ucundan gözükmeye başlıyor. Karanlık aydınlığa aydınlık da karanlığa dönüşebiliyor.
Hayatımızda yaşadığımız karanlık zincirleri, hedefe ulaştıran fırsatlar zincirine de dönüşebiliyor.
Tıpkı Pat Mesisi’nin dediği gibi “her fırsatın arkasında bir zorluk ve her zorluğun arkasında bir fırsat gizlidir” Evet her bilinmezi çözmeye çalışırken aslında hayatın bizlere yaşattığı sürprizlerle dolu olduğunu anlıyoruz.
Yıllar önce böylesine bir bilinmez kuyusuna düşmüş ve çok sıkıntı yaşamıştım. Ama şimdi düşünüyorum da o bilinmezlik zaman içinde ne güzel şekil aldı ve ne güzel güneş doğdu. Hani derler ya” her şerde bir hayır vardır” belki de bu, hayatın bize yapmış olduğu bir sınav.
Seçim öncesi herpartinin ve her seçmenin farklı beklentileri vardı. Kimi üzüldü kimi sevindi. Partiler performanslarına göre oy aldılar. Verdikleri vaatler, seçim öncesi çalışmalarının neticesini aldılar. Bilinmezlik dedim ama bu işte pek bilinmezlik yoktu galiba. Bahçeli’nin tavırları, konuşmaları çok enteresan gelmişti bana. Bu neticeyi alması da şaşırttı ben daha az alabileceğini düşünmüştüm. Kürsüye her çıktığında bağırıp, bağırıp “yapmazsam ben de namerdim” diye sözlerini bitirdikten sonra hiçbir şey yapmaması partililerini bayağı üzdü. Hele Meral Akşener’i uzaklaştırıp “ o Hanımefendi biraz dinlensin” deyip de ertesi gün kadın haklarından bahsetmesi kızmayın ama beni güldürdü diyebilirim. Kılıçdaroğlu güzel bir rüzgar yakaladı ama yetmedi. Vaatleri güzel, davranışları olumluydu. Ancak bu kadarı parti başkanı olmak için yetmiyor demek ki. Muhalefette olup da oylarını yükseltemeyen parti bana göre başarısızdır. Her iki partide şapkasını önüne koyup en iyi lideri bulma çabasına girmeleri gerekmekte. İşte gene geldik bir bilinmeze bundan sonra ne olacak?
Parti başkanları değişecek mi? Yeni seçilenler gerçekten partisine sahip çıkıp ileriye götürebilecek mi? Yoksa parti başkanları gitmem diye koltuklara yapışacaklar mı?
İktidardaki partide bakalım söylediklerini yerine getirebilecek mi? Bu da bir bilinmezlik. Davutoğlu öyle çok vaatte bulundu ki insanlar bir bekleme içine girdi. Ben bu bilinmezliği sevmiyorum. Bu aralar ülkemde renkler kimi yerde siyah kimi yerde gri, beyaza dönüştürebilirler mi? Hepimiz bir bilinmezliğin içinde yaşıyoruz, şehitlerimizle, ölen işçilerimizle, hiç bitmeyen kadın ölümlerimizle, işsizlerimizle, terörümüzle, ekonomik sıkıntılarımızla, eğitimimizle, sağlık sektörlerimizle…
Bilinmezlik korkusu öyle sarmış ki bizi, önümüzü bile göremez olmuşuz.
Sevgiyle kalın…
Belma Demir Akdağ, 9.11.2015
|