Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29919160
Bugün Ziyaretçi :  10469
Aktif Ziyaretçiler :  10469

27 ARALIK ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİNİN 96. YILI
 
                I. Dünya Savaşı Almanya ve müttefiklerinin mağlubiyetiyle sonuçlanmıştı. Osmanlı Devleti bütün sıkıntılarına rağmen dört yıl boyunca sekiz cephede (Irak, İran, Filistin, Suriye, Sina, Galiçya, Çanakkale, Romanya, Kafkasya) savaştı. Birçok cephelerde, özellikle Çanakkale ve Kut-ül Amara’da büyük başarılar elde etmesine ve hiçbir cephede kesin bir yenilgiye uğramamasına rağmen yenilen devletler safında olduğu için 30 Ekim 1918’de İtilaf devletleriyle Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalamak zorunda kaldı.
   Mondros Mütarekesi’nden sonra Osmanlı Hükûmeti’nin toprakları bir bir işgal edilmişti. İlk işgaller güneyden başladı. 9 Kasım 1918’de Musul ve İskenderun, daha sonra Ayıntap, Maraş ve Urfa İngilizler tarafından işgal edildi. İngiliz birlikleri 5 Kasım 1919’dan itibaren bu şehirlerden çekilmiş yerini Fransız birliklerine bırakmıştı.
İşgalleri durdurmak için ulusal kurtuluş savaşını başlatmak üzere yapılan Sivas ve Erzurum Kongreleri, işgal güçlerinin baskısı altındaki İstanbul Hükûmeti’nin engellemeleri ile karşı karşıyaydı. Sivas’ta bir Kongre toplanması Amasya Genelgesi (yeni pencerede açılır)ile 21-22 Haziran 1919 gecesi kararlaştırılmıştı. Erzurum Müdafaa-i Hukuku’nun girişimi ve Kazım Karabekir’in desteği ile Erzurum Kongresi toplanmış ve ulusal birliğin ilk aşaması sağlanmıştı. Mustafa Kemal Paşa Erzurum’a giderken 27-28 Haziran'da Sivas'tan geçtiği sırada, Sivas Valisi Reşit Paşa’ya baskı yapan Elazığ Valisi Ali Galip Bey, M. Kemal Paşa’yı tutuklatıp İstanbul'a gönderilmesini sağlamak istemişti. Sivas halkının coşkun sevgiyle M. Kemal Paşa (yeni pencerede açılır)’yı karşılaması ve alınan önlemlerle bu isteğini yapamamıştı. M. Kemal Paşa Sivas'ta kalmayıp Erzurum’a gitmişti.
Erzurum’da çalışmalarını bitiren M. Kemal Paşa 29 Ağustos (yeni pencerede açılır)tarihinde Erzurum’dan Sivas’a hareket etti. Güç ve tehlikeli bir yolculuktan sonra 2 Eylül’de Sivas’a vardı. İstanbul Hükûmeti kendisini geri getirebilmek için çalışmakta ve toplanacak olan Sivas Kongresi’ni engellemek için çareler arıyordu. M. Kemal Paşa, İstanbul Hükûmeti’ni yumuşatmak ve ulusal savaş aleyhinde bulunmamasını sağlamak için 16 Ağustos’ta Erzurum’dan Damat Ferit Paşa’ya bir telgraf göndermiş, fakat Hükûmeti’nin tutumu değişmemişti. Sivas Kongresi’nin 9 Eylül 1919 tarihli toplantısında ise Padişaha gönderilmek üzere ültimatom havasında bir taslak üzerinde tartışılmıştı. Yazının ana konusu Damad Ferit’in milli mücadeleyi önleyen davranışları ve tarafsız yeni bir hükûmetin kurulmasıyönündeydi.
Damat Ferit Paşa Hükûmeti’nin Anadolu’daki gelişmeleri görmezden gelmesi, iç ve dış siyasette uğradığı başarısızlıklarıveDamad Ferit Paşa’nın İngilizlerin teşvikiyle, Ali Galip Bey’i Sivas Kongresi’ne engel olmak, özellikle Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Beyi tutuklatmak üzere Elazığ’a vali tayin etmesi gibi nedenler Hükûmet’in istifasına yol açmıştı. Damat Ferit Paşa Hükûmeti’nin başarısızlıkları arasında döneminde İzmir’in işgali, Paris Konferansı’ndaki başarısızlık ve Anadolu olayları başta geliyordu. Nihayet istifaya mecbur kalan Damat Ferit Paşa, Mustafa Kemal Paşa’nın hareketlerinden telaşlanmış, millî isteklere karşı çıkmış, millî eylemlere hizmet edenleri görevden almıştı. Mustafa Kemal Paşanın isteği üzerine XV., XX., XIII. ve III. Kolordu kumandanları 11 Eylül 1919’da Sadarete ortak bir telgraf göndererek, doğrudan doğruya Padişah ile görüşmek istediklerini aksi taktirde doğacak kötü neticelerden Sadrazam’ın sorumlu olacağını bildirdiler. Bu Kolordu Kumandanları aynı gün Padişah’a gönderdikleri telgrafta, Dahiliye Nazırı Adil Bey ile Ali Galip Bey arasındaki yazışmalardan bahsederek bu kabinenin artık işbaşında kalamayacağını, seçimlerin bir an önce yapılarak Meclis’in toplanmasını istiyorlardı. XV. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir Paşa da bu konuda bir beyanname yayınlayarak halkı durumdan haberdar etti. Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkezi, 10 Eylül 1919’da toplanarak Sivas’ta ortaya çıkan durumun Hilafet Makamına bildirilmesine ve Padişah ile milletin tam güvenini kazanmış kişilerden oluşacak yeni bir kabine kurulmasının talep edilmesine karar verdi.
Erzurum ve Sivas Kongreleri kararlarının uygulanabilmesi için millî bir meclisin bir an önce toplanması gerekiyordu ve İstanbul Hükûmet’i Meclis-i Mebusan’ı toplamak konusunda isteksiz davranıyordu. Bu şartlar altında Damad Ferit Hükûmeti’nin artık işbaşından çekilmesi lazımdı. Bu da iyi organize edilmiş bir hareketle gerçekleştirebilirdi. Bu sebeple Mustafa Kemal Paşa bütün kolordulara, valiliklere ve mutasarrıflıklara ele geçen, Ali Galip Bey ile Dahiliye Nazırı Adil Bey arasındaki yazışmaları “İhanetin Belgesi” olarak göndermişti.
Sivas Kongresi’nde temeli atılan “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”, Misakı-i Millî sınırları içindeki vatan topraklarını savunma kararı almıştı.
İşgaller Ege Bölgesi ve İstanbul başta olmak üzere İç Anadolu’ya doğru yayılıyordu. 15 Mayıs 1919’da İzmir Yunanlılarca, 16 Mart 1920’de ise İstanbul, İtilaf Devletleri tarafından işgal edildi. Ankara’da ise işgal 1918 tarihinde başladı. Aralık 1918’de İngilizler istasyon civarında, Fransızlar ise daha sonra Birinci Millet Meclisi olarak kullanılacak olan İttihat ve Terakki’nin binasında karargâh kurmuşlardı. Damat Ferit Paşa Hükûmeti’nin Ankara’daki Valisi Muhittin Paşa işgal güçleri ile yakın ilişkideydi. Gayrimüslimlerin taşkın hareketleri ve işgalcilerin baskısı Ankara ve çevresindeki halkın millî mücadele ve direniş azmini artırmıştı. Hürriyet ve İtilaf Fırkası yanlısı olan Ankara Valisi, ulusal direnişi bastırmak için Ankaralı İttihatçıları tutuklatınca, Ankaralıların büyük tepkisine yol açtı.
Ankara ve çevresindeki millî hareketlerden rahatsız olan Vali Muhittin Paşa, memurları İngiliz Muhipler Cemiyeti’ne üye yapmaya çalışırsa da başarılı olamaz Sivas Kongresi’nden sonra, memurlar Sivas’a bağlılıklarını bildireceklerdir. İşgal güçleri tutuklama ve sürgün için bahane arıyorlardı.“Gari bıçak kemiğe dayanmıştı”. Ankara artık safını seçer. Derhal Sivas’taki Heyeti Mekeziye’ye durum bildirilir. Bundan sonra olaylar hızla gelişir, Ankaralılar çeteler kurarlar. 19 Eylül’de bu çetelerden biri Ankara kazalarını dolaşan Vali Muhittin Paşa’yı tutuklayarak Sivas’a götürür ve Mustafa Kemal Paşa’ya teslim eder.
Sivas Kongresi’ne Ankara’yı Ömer Mümtaz Bey temsil etmişti. Ömer Bey, Heyet-i Temsiliye’ye Ankara ve çevresindeki örgütlenmenin çok güçlü olduğunu vatanseverler için güvenli bir yer sayılacağından burada toplanılabileceğini anlatır; Ankara halkının büyük bir heyecan ve istekle Mustafa Kemal ve arkadaşlarını ağırlamak istediğini arz eder.
Sivas Kongresi’nden sonra Millî Mücadele’nin merkezi için yeni bir yer aranmaktadır. Kasım ayı boyunca tartışmalar sürer. Merkezin İstanbul olarak kalmasını savunanlar olursa da, Heyet-i Temsiliye geçici merkez olarak Ankara’yı belirlemiştir. 16 Aralık’ta Ankara’ya haber gider. Mustafa Kemal Paşa, 18 Aralık’ta Sivas’tan yola çıkacak, 24 Aralık’ta Ankara’ya varacaktır. Mustafa Kemal’in geleceğini duyan Ankaralılar, büyük bir heyecanla ve sevinçle hazırlıklara başlarlar. Ankara’nın ileri gelenleri, halkın Mustafa Kemal ve arkadaşlarını desteklediğini, İngiliz ve Fransız subaylarına göstermek istemektedirler. Çevre ilçe ve köylere haber yollanır. Ankara yiğitleri olan Seğmenler birer ikişer Ankara’ya gelir.
                 Eski Türkler kızılca günlerde otağ önüne tuğ ve sancak dikerlerdi. Bu sefer otağ yerine Ulucanlar’daki Efeler Kahvesi’ne sancak dikilmişti. Sancağın dikildiğini duyan Seğmenler akın akın Ankara’ya gelerek hanlara yerleştiler. İşte Atatürk’ü karşılayan Seğmen Alayı böyle kurulmuştu. Atlı seğmenler çakı gibi giyinmiş, tüfeklerini asmış, şal kuşaklarında hançerleriyle her gün özellikle İngiliz ve Fransız karargâhlarının önünden geçerek Ankaralılara cesaret veriyor, işgalcilerin yüreklerine korku salıyorlardı. Seğmenlerin bu yürüyüşünden etkilenen Ankaralılar da katlanarak onlara katılıyordu. Atatürk’ü karşılayan Seğmenler Alayı önce Efeler Kahvesi’nin önünde toplanmış, daha sonra Hacı Bayram Cami’ne gelmişti. Seğmen kafilesi, ellerinde bayraklar, ilkokul, ortaokul ve meslek okulu öğrencileri ve öğretmenlerinin katılımıyla, dergâh mensuplarıyla çığ gibi büyümüştü. Ankaralılar, Ulus’tan Dikmen sırtlarına yol boyunca sıralandılar.
 İşte yukarıda özetlediğim koşullar altında Ankara’ya 27 Aralık 1919’da ayak basan Atatürk, 27 Aralık Cumartesi günü Dikmen sırtlarında Keklik Pınarı’nın başında kendisini karşılayan Ankara halkının coşkusunu Nutuk’ta şöyle dile getirir :
“Ankara’ya ilk kabul olunduğum gün 27 Aralık 1919, sadece bir vatandaş, ulusun bir bireyi idim. Hiçbir sıfatım, salahiyetim ve unvanım yoktu. Böyle olmakla beraber Ankara ve havalisi tamamıyla çocuklarıyla, kadınlarıyla, ihtiyarlarıyla beraber Ankara şehrinden Dikmen Tepesine kadar bütün sahrayı doldurmuş ve beni karşılamıştır. İstasyondan Hükûmet dairesine kadar uzayan caddenin iki tarafı eski Türk kıyafetine girmiş, bıçakları ve tabancaları ellerinde Ankara gençleriyle (seğmenleriyle) dolmuştu. Seğmenler ve onlarla beraber bütün halk : “Vatanı ve milleti düşmandan kurtarmak için hepimiz ölmeye hazırız, emrinizi bekliyoruz.” diye bağırıyorlardı… O zaman Ankara İstasyonu işgalci subay ve askerlerin işgali altında bulunuyordu. O güne kadar Ankaralıları ölü ve Ankara’yı bir harabe zanneden bu ecnebiler (yabancılar), bu yüce tezahür karşısında kaygılarını belirtmekten kendilerini alamamışlardı.”   
Ankara’nın millî mücadeledeki rolünü; “Ankara kendisi merkez olmuştur, istila onun kapısında durmuştur” sözleri ile ifade eden Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in başkentinin hangi şehir olacağı konusundaki fikri Ankara ziyaretinden sonra belirginleşmişti. Nitekim Falih Rıfkı Atay, “Başkent için bir yer seçmek konusunda, Ankara’nın birçok rakipleri vardı. Batıya doğru Eskişehir ve Bursa, merkeze doğru Konya, belli başlılar arasında idi…” sözleriyle Ankara ve Ankaralıların Atatürk’ün gönlünde taht kurduklarını ifade eder. Atay, sözlerini şöyle sürdürür:
Ağaçsızdı, kuru ve yabani idi. Fakat Büyük Millet Meclisi orada kurulmuş, orada toplanmış, bütün savaş oradan idare edilmişti. Yeni idarenin uluslar arası edebiyatta adı, “Ankara Hükûmeti” idi. 
 
KAYNAKÇA
 
- Dr. Hale Şıvgın, “Mustafa Kemal’in Maraş’ın Kurtuluşu İçin Faaliyetleri”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt: IV, Sayı: 11, Mart 1988, s. 145.
- Uluğ İğdemir, Sivas Kongresi Tutanakları, Türk Tarih Kurumu Yayınları : XVI. Dizi, Ankara, 1969, s. 85-89
- Sivas Kongresi ve Damat Ferit Hükûmetinin İstifası”,  Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi,  Cilt: XVIII, Sayı: 54, Mart   2002, s. 165.    
- Sina Akşin-Sarp Balcı-Barış Ünlü, 100. Yılında Jön Türk Devrimi, İş Bankası Kültür Yayınları/Tarih Dizisi, İstanbul, 2010, s. 310.
- Çetin İmir, “Mustafa Kemal’in Ankara’ya Gelişi”, Bütün Dünya, Sayı : 12, Aralık 2011, s. 79-83. 
 

 

Ekleyen:  Nevin BALTA
Tarih:  27.12.2015
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Nevin BALTA Yazıları
İzmir İktisat Kongresi 100 YaşındaNevin BALTA [ 24.2.2023 Devamı
Türk Kadınının seçme ve seçilme hakkıNevin BALTA [ 2.12.2022 Devamı
Harf Devrimi’nin 94. Yıl DönümüNevin BALTA [ 3.11.2022 Devamı
Türk Diline Gönül VerenlerNevin BALTA [ 11.7.2022 Devamı
3 Nisan ve Mülteci Çocuklar Nevin BALTA [ 23.4.2022 Devamı
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği KonseyiNevin BALTA [ 15.11.2021 Devamı
26 Eylül Türk Dil Bayramı’nın 89. YılıNevin BALTA [ 21.9.2021 Devamı
Lozan Zaferinin 96. Yıl Dönümü Nevin BALTA [ 24.7.2019 Devamı
Özel İsimlerin ve Baş HarflerininYazılışı ÜzerineNevin BALTA [ 1.7.2019 Devamı
Çocuklarla Birlikte Çocuklar İçin Nevin BALTA [ 22.4.2018 Devamı
Gaziantepli Hemşehrimiz Ülkü Tamer Vefat Etti Nevin BALTA [ 6.4.2018 Devamı
İstiklal Marşı’nın Kabulünün 97. YılıNevin BALTA [ 14.3.2018 Devamı
“30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI”NIN ÖNEMİ Nevin BALTA [ 27.8.2017 Devamı
Türkmen Yerleşimi Halep, Antep ve Kilis Nevin BALTA [ 13.5.2017 Devamı
31 Mart Ayaklanmasını Yeniden OkumakNevin BALTA [ 6.4.2017 Devamı
29 EKİM 1923 TARİHİNİN ÖNEMİNevin BALTA [ 27.10.2016 Devamı
KÜRESELLEŞME ÜZERİNENevin BALTA [ 1.8.2016 Devamı
19 Mayıs 1919’dan 2016’yaNevin BALTA [ 20.5.2016 Devamı
“Kilis ve Azez Sancak Olup, Valide Sultanın Hassıdır”Nevin BALTA [ 3.5.2016 Devamı
MEHMET AKİF’İN VATAN SEVGİSİNDE BİRLEŞMEKNevin BALTA [ 11.3.2016 Devamı
Nevin BALTA [ 11.3.2016 Devamı
Halep Türkmenleri Bölgenin Türkleşmesini SağladıNevin BALTA [ 9.2.2016 Devamı
Gaziantep’in Kurtuluşunun 94. YılıNevin BALTA [ 23.12.2015 Devamı
“24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ”NÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİNevin BALTA [ 24.11.2015 Devamı
Mutluluk Veren Bilgi ya da Devlet Olma Bilgisi Nevin BALTA [ 6.9.2015 Devamı
TÜRK DİL KURUMU 83. YAŞINDANevin BALTA [ 13.7.2015 Devamı
Ülkemizde 15 Bin Cinsel Suç Mahkûmu VarNevin BALTA [ 18.2.2015 Devamı
Harf İnkılabı Nevin BALTA [ 2.12.2014 Devamı
KUTSAL EMANET Nevin BALTA [ 14.10.2014 Devamı
82. DİL BAYRAMINI KUTLUYORUZ Nevin BALTA [ 23.9.2014 Devamı
ANADOLU KADIN BAŞLIKLARI Nevin BALTA [ 21.9.2014 Devamı
“Ulus” ve “Millet” Sözü Üzerine Nevin BALTA [ 4.9.2014 Devamı
Karamanoğlu Beyliği Bayrağına Dikkat Edin Nevin BALTA [ 15.8.2014 Devamı
Çocukluğumun Eski Ramazanları Nerede? Nevin BALTA [ 11.7.2014 Devamı
Âşık Veysel'de Milliyet Şuuru Nevin BALTA [ 17.6.2014 Devamı
Sayfalar : 1  2  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam