Özlemek, sevdiklerini özlemek, hiç dönmemecesine giden, arkadaşlarını, dostlarını, akrabalarını, aşklarını, özlemek. Bazen öylesine yoğun olur ki duyguların hiç görmek istemediğin insanları özlersin. Bir gün önceyi, geçmiş yılları özlemek. En kötü seneydi derken geçen senenin özlemi kavurur içini sessizce “geçen sene ne güzeldi” der insan kendi kendine.
İstanbul’un her yerinde devasa inşaatlar oluyor eğer oraya daha önce gitmediysen “acaba burada daha önce ne vardı” dersin. Ama ya gittiysen, anılarınvarsa, o devasa aletlerin hiç düşünmeden senin anılarını yaşanmışlıklarını yok edişini seyredersin. Artık oradan geçerken geçmişte o evde yaşadığın hiçbir anı aklına gelmez. Sevdiklerinin burada yaşanmışlıkları da unutulmuştur. Özlem içinde kalır, beyninde, ruhunda sevginde kalır.
Her yıkılan binayı gördüğüm zaman, aklıma gelenler bunlar, camlarda duran sardunyalar ya da oraya bir heyecanla dikilen ağacın yok oluşu, en önemlisi de anıların gelmemecesine kaybolması, burkar yüreğini.
İstanbul’u toz içinde bırakan bu inşaatları izlerken, her taraftan üstünüze gelen koca koca kamyonların rahatsızlığını hissederken özlemek…
Özlem bazen bir kor alev bazen de küllenmiş dumanı tüten anılar oluyor…
İnsan çocukluğuna gidiveriyor, on beş kuruşa alınan simitler geliyor aklına, akşamın kör karanlığında bile sokakta korkusuzca oynamaları, bir tane misket kazanınca çılgınca mutluluğu yaşaması, ağaçların üstüne çıkıp meyve yemeyi, hep beraber sofraya oturmayı, ufacık şeylerden mutlu olup, özgürce yaşamayı. Güzeldi o günler , hiç terör olayı duymazdık , yoktu öyle şeyler. Bilmezdik kim kürt kim alevi, herkes kardeşçe yaşardı.
O zaman kadınlar öldürülmezdi. Çocuk gelinler varmıydı? Bilmiyorum ama çocuklara tecavüz edilmezdi. Özlüyorum , o yılları o yaşanmışlıkları özlüyorum. Doğal gaza zam gelmiş negam, bizim kocaman kuzinemiz vardı, içinde kekimiz, ekmeğimiz bir köşesinde yemeğimiz , sıcak sohbetlerimiz radyoda ufaktan çalan şarkılarımız , etrafta dolaşan kedimiz …
Can Yücel’in, “Özlemek “ şiirinde de dile getirdiği gibi
Özlemek; sabretmektir
Usanmadan şafağı gözlemektir
Yılları, ayları, haftaları,günleri,saatleri,dakikaları hatta saniyeleri kovalamaktır
Özlemek; yaşamaktır
Yalnızlığa inat mücadele etmektir
Özlemek; kavuşmaktır
Bir daha ayrılmayacasına… Hayal bile olsa.
Özlem; özgürlüğe özlem, sevgiye özlem, kim bilir yarında bu güne özlem duyacağız belki…
Sevgiyle kalın…
|