Geçen yıldan bu yana öldürülen kadınlarımızın listesine bakınca ne kadar fazla olduğunu fark ettim. Toplasan ölen kadınları herhalde bir köy kurarız.
Aslında öldürülen kadınların sebeplerini gruplara ayırırsanız fazla bir grup oluşmaz. Kıskançlık birinci neden. Güvensizlik, gördüğü şiddete isyan edipte boşanmaya karar vermek, ya da erkek arkadaşından ayrılmayı istemek.
Hastanede ayni odayı paylaştığımız kötü bir hastalıktan yatmış çok da kibar ve nazik bir beyle tanıştım. Eşi gece gündüz başında bekliyordu. “Ne kadar nazik bir eşiniz var, şanslısınız” dediğim zaman, “o el iyisidir” evde hepimize kan kusturdu zamanında “ demez mi? Eh şimdi de kan kusturduğu eşi ve çocukları babaları iyi olsun diye etrafında pervane olmuş durumdalar.
Erkeklerimiz biraz ön görülü olmalı. Geleceği de görebilme yetilerinin gelişmesi gerekiyor gibi geldi. Güçlerinin azaldığı veya yardıma ihtiyaç duydukları zaman onlara koşacak olanın eşleri olduğunu bilmeliler. Belki de bunu düşünebilseler kadınlarına bu kadar acımasız davranmazlar.
Meclise kadın milletvekilleri girsin diye mücadele ediyoruz. Ancak oraya gönderdiğimiz kadınlar sanki farklı dünyadan gelmiş gibi, kadın ölümlerini görmemezlikten gelip, duyarlı davranmamalarıda şaşırtıcı.
Kadınlar dayak yemek istemiyorlar, tecavüze de uğramak istemiyorlar. Tıpkı erkek bireyler gibi insanca yaşamak istiyorlar. Bu istek çok mu fazla?
İnsanca yaşamak, cinsiyet ayrımcılığından ötürü bu kadar zor olmamalı. Oysa bu zorba erkekleri de doğuran, besleyen, büyüten, eğiten kadınlar. Kadının dokuz ay içinde besleyip dünyaya getirdiği erkeklerin, kadınları katletmesi karşı cinse yapılan en büyük nankörlük.
2014 yılında 294 kadın, 2015 yılında 303 kadın yazık ki en yakınlarındaki, bir zamanlar sevdikleri erkekler tarafından öldürüldüler. Öldüren erkekler kocası, nişanlısı ya da ayrıldığı erkek arkadaşı. Öldürülen bu kadınlar hayatlarının baharını yaşarken katledildiler. İşin en acı tarafı da bunların içindeki 27kadın koruma altında iken öldürüldüler. Kadın cinayetlerine önlem alınsın derken sayı gittikçe artıyor. Mahkemelerin öldürülen veya tacize, tecavüze uğrayan kadınlara bu kötülüğü yapanlara bir kılıf bulmaya çalışmaları da ayrı bir olay. Kadına tecavüz eden, ya da katleden, bir erkeğin nasıl iyi hali olabilir düşündürücü.
Yıllar önce Nazım Hikmetin dediği gibi;
“ korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız”
Katledilen kadınlarda bizim kadınlarımız…
Sevgiyle kalın.
|