Yaşadığımız son yıllarda karşılaştığımız olaylar, duyduğumuz ve okuduğumuz yazılar farkındaysanız hep iç acıtıyor.
Bu gün kaç şehit kaybettik, ya da dün, ya da yarın kaybedeceklerimiz.
Yirmi yaşında körpecik çocuklar, vatan aşkıyla, bayrağın sevgisiyle çarpışan yiğitler…
Oğlunun cenazesine başını dayayıp da onu en delikanlı yaşında kaybetmenin acısını tam yüreğinin, orta yerinde hisseden anne, ”şehitler ölmez “diye en vakur duruşu sergilemeye çalışan baba, kardeşinin arkasından çığlık çığlığa bakıp kalan kardeş, geleceği hayalleri bir anda elinden alınan kaderi değiştirilen sevgili ve en acısı boynu bükük kalan küçücük çocuklar.
Bizim çocuklarımız, ülkemin çocukları, büyüyorlar bu vatan için ölüyorlar çocuklar bir ülkenin geleceğidir. Atatürk’ün de söylediği gibi;
"Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir."
Hani dedim ya içim acıyor diye, sanki içimde bir kor ateş derinden derine yanıyor. Hiç bu kadar çok çocuk istismarı duyduk mu? Erkek çocukları, kız çocukları cinsiyetfark etmiyor, küçücük çocuklar, Allah’ın bizlere emanet ettiği, çocuklara böylesine bir zihniyetle yaklaşan insan. İnsan olabilir mi?
Korkuyorum…Ya bu çocuk istismarıda tıpkı kadın ölümleri gibi çığ olur büyürse…
Bir çocuk hayatı boyunca bu acıyla büyüyüp yaşayabilir mi? Bu ülke için sağlıklı çocuklar büyütmemiz gerekmiyor mu? Öyleyse devletin bu konuda katı kuralları olmalı.Gerekeni hemen yapmalı.
Ben ölüm cezasına karşıyım. Bir insan hırsız olabilir, katil olabilir yanılmış şaşmış da olabilir. Ama bir çocuğa tecavüzün hiçbir haklı gerekçesi yok. İşte bu insanların idam edilmesini istiyorum. Çünkü bu dünyada işlenebilecek en büyük günah çocuğa yapılan istismardır.
Aslında hepimizin oturup nasıl bir toplum olduk diye düşünmesi gerekir. Nasıl bu kadar yozlaştık, nasıl bu kadar değerlerimizi değersiz hale getirdik.
Bir tarafta ülkesi için savaşan canını koyan insanlar, bir tarafta da çocuklara tecavüz eden hayasızlar. Toplum olarak bu konuda duyarlı olmalıyız. Çocuklarımıza sahip çıkalım. Onları her gerçeği anlatalım. Ne yapmaları gerektiğini öğretelim ve bir atmaca gibi koruyalım.
Ama ben gene de avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum,” çocuklarımıza dokunmayın, çekin pis ellerinizi üstlerinden”…
Sevgiyle kalın…
Belma Demir Akdağ, 30.03.2016
|