Hadi bakalım gene ortalığa çıktılar. Hoş hiç kaybolmadılar ki.
Bir yerlere gitmenin sevincini yaşarken ya da sevdiklerinizi karşılamanın coşkusu ile bulunduğunuz yerde patlayan bombalar uzun silahlarla tarama yapanlar.
Sık sık gittiğim bu hava alanında nerdeyse insanın donuna kadar ararlarken, küçücük çakıya falçata bulmuş gibi hayretle bakan ya da çocukları didik didik arayan görevliler bu uzun silah taşıyan adamı nasıl göremediler. Oysa bize” üstünde kalın giysi gördüğünüz insanı ihbar edin canlı bomba olabilir” diye mesaj gönderen polis nasıl gözünden kaçırdı?
Kontrol noktasına gelmeden demek ki, bina girişinde arabaların, AVM’lerde olduğu gibi arabaların taramasının yapılması gerekiyor. Önemli olan terör ve terörün ülke içine girmiş olması. Düşünebiliyor musunuz dört kızınız var ve bir anda yok oluyorlar.
Morgun önünde isimlerin okunmasını beklemek. Yanan yürekler, elde olmadan bencilce inşallah benimkinin ismi yoktur düşüncesi akıldan geçerken, sönen ocaklar, babasız annesiz, ya da evlatsız kalan canlar.
Evet, acı çok büyük. Yıkılan ve bir anda yok olan düşler acı bakışlar, buruk yürekler.
Mecliste bir araya gelip birbirlerine hakaret eden, sokaktaymışçasınabirbirine saldıran seçilmişler, kendinize gelin biz sizleri kavga edesiniz diye seçmedik, bakınteröristler bizi nasıl vuruyorlar, nasıl canımızı acıtıyorlar.
Bu olaydan kim sorumlu, kimin gerekli önlemleri alması gerektiğini, vatandaşın can güvenliğini kimin koruması gerektiğini herkes biliyor. Acaba diyorum bizim seçilmişler seçen olarak bizleri beyni alınmış olarak mı görüyorlar?
Şimdi her kes şu soruyu soruyor güvenlik zafiyeti var mıydı? Yok muydu?
Siz ne dersiniz var mı? Herkes elinden geleni yapıyor, polis ve çalışanlar kendilerine verilen görevi eksiksiz yapmaya çalışıyorlar hatta canlarından oluyorlar, öylesine bir mücadele veriyorlar ki sanki can pazarı.
Ama şu soruda aklıma gelmiyor değil, Güvenlikzafiyeti yok dense de…. Var güvenlik zafiyeti olmasaydı bizler bu olayı yaşamazdık.
Sevgiyle kalın.
|