Sabahleyin camı açtığım zaman saksının içindeki iki güvercin yumurtasını görmenin şaşkınlığını yaşadım. İki minik yumurta, anne kumru üstüne oturmuş beklemede. Güneş yakıp kavursa da kalkmadı. Eşlerin sevgisiyle yavrular çıktı. Anne kumrunun nasıl sevgiyle bu iki yavruyu büyüttüğünü gözlemledim. Şimdi diğer kumrulardan uçma dersleri alıyorlar. Yakında beni terk edecekler. Sonra öğrendim ki;
Kumrular hiç eş değiştirmezmiş. Başka bir kuşun yuvasına girmezmiş. Çifti öldüğü zamanda başka bir çiftle olmazmış. Boşuna mutlu çiftlere kumrular gibi demiyorlar. Şimdi etrafımızda mutlu eşleri görmek zorlaşıyor. Evlilikler hızlı başlıyor ama çabuk eskiyor.
Evleninceye kadar her şey çok güzel gelişiyor, daha sonra ilişki yavaş yavaş bozulmaya başlıyor. Ancak çiftlerden hiç biri de kendini düzeltmek gibi bir gayretin içine girmiyor. Sonunda kavgalar, küskünlükler ve saygısızlıkla evlilik çöküyor. Eskiden nadiren duyulan ayrılıklar şimdi hep var çok var.
Evlilik yaparken çok düşünmek gerekiyor. Karşıdaki insanı iyi tanımak ve gözlemlemek.Bu yapılmazsa mutsuz evlilik önce iletişim eksikliği ile çatırdamaya başlıyor. Karşılıklı iğnelemelerin yapılması her insan arasında olabilir ama ölçüsünü aştığınız zaman ya da eşinizin hassas olduğu konulara girdiğiniz zaman kavga başlıyor. Eşlerden birisi diğerini aşağı görüyorsa ki ayni kültürde ve ayni eğitimde olmayan eşler arasında bu konu ilerde fazlasıyla sorun oluyor. Bayan bir arkadaşım doktora yaparken daha düşük düzeyde eğitim yapmış bir beyle evlendi. Bunun sıkıntısını hep yaşadı, eşini farklı anlatmak ihtiyacı hissetti ve sonu mutsuz bir evlilikle noktalandı. Hele evlilikte bencillikte varsa o zaman ipin ucu kaçıyor. Her şeyi ben bilirim, en iyisini ben yaparım, en iyisini ben düşünürüm diyorsanız o zaman hiç evlenmemeniz gerekir gibi geliyor.
Oysa evlilikte sevgi başrol oynamalı. Ama şartlı sevgi varsa “ benim beklentilerimi karşılarsan seni severim “, “ seni seviyorum çünkü çok güzelsin “, “ seni seviyorum çünkü bana güven veriyorsun “, “çok beğendim, aşık oldum yanıma yakışır “ Bu şekilde eğerlerle, evleniliyorsa kısa zamanda o evlilik çöker, ki bu evlilik çökerken de, arada çocuk varsa yara alanlardan ilk birey o olur, anne baba olarak aile bireylerinide şaşkın ne yapacağız korkusu sarar.
Koşulsuz her şartta sevgi, koruyup kollayan sevgi, sahip çıkan yanındaki üşüyünce eşininde kalbi üşüyen sevgi evlilik sevgisidir.
Evlilik çökmüşse dünyanın sonu gelmemiştir. Bireyler anlaşarak ayrılmalı.Kimse yara almadan farklı kulvarlarda yollarına devam etmeli. Çocuk varsa zaten o evlilik bitse de iletişim devam etmeli ki topluma sevgi ile yoğrulmuş bir birey yetiştirmenin hazzına varasınız. Ama yazık ki toplumumuzda bu anlayış yok. Dibine kadar karşılıklı vuruşlar yapılır. Çocuğu tek taraf kollarının arasına hapseder. Sorunlar büyür büyür.
Tüm bunları yaşamamak adına evlilik sevgisiyle bağlandığımız kişilerle evlenelim. Karşılıklı sevgi ve saygı sınırını aşmayalım, fedakarlığı beraberce yapıp zorlukların altından kalkalım ki uzun soluklu beraberlikler olsun.
Sevgiyle kalın…
|