Yaşadığınız şehre yabancılaştınız mı? Devasa binalar yok olan yeşil alanlar, buna bağlı olarak değişen hava şartları.Şimdilerde her yerde yıkılan binalar ya da yapılan ürkütücü büyüklükte binalar çıkıyor karşımıza.
İnsan tarihine, kültürüne ve geçmişine sahip çıkabilmeli. En büyük değerlerimiz komşuluk, saygı sevgimenfaatsiz ilişkiler ve yardımlaşmaydı. Bu büyük rezidanslarda oturanlar karşı dairelerinde oturanı hiç görmemiştir. Yâda bir günaydın, merhaba seslenişi olmamıştır
Oturduğumuz mekâna kaybolan mahalle kültürüne bile alıştık. Aslında gülümsemek bulunduğumuz ortamı tamamen değiştiren bir davranıştır. Kapınızı açtığınız zaman soğuk betonkoridor ve karşı dairenin sıkı sıkıya kapalı kapısından bir merhaba sözcüğü gelse kulağınızagününüz güzel başlar. Merhaba deyince aklıma geldi.” Benden sana zarar gelmez “ anlamına gelen bu sözcüğü bile karşısındakinden sakındığı bir toplumda yaşıyoruz. Birbirimize, çevremize yabancılaştık. Mahallelerimiz site duvarlarının arasında kaldı. Oysa toplumumuzun mahalle olarak sımsıcak bir ilişki içinde yaşadığımız zamanın çok eski bir geçmişi yok.
Toplumca bir şeylerimizi kaybediyoruz. Güzel değerler kayboluyor. İnsanların birbirine sevgisi eksiliyor. Anlayış, hoş görü yok oluyor. Ufacık bir şeye bile tahammül edilmiyor. Ya silah çıkarılıyor ya da öldüresiye dövülüyor. İlişkilerdehep bir menfaat var. Para en önde tüm değerlerin üstüne çıkmış. Nasıl kandırırım, nasıl incitirim, diye zorba bir ruha sahip olmuş çoğu kişi.
Benim çocukluğumda ikibisküvi arasına tereyağı sürüp sokağa çıkan çocuklar vardı. Ya da ekmeğin üstüne sana yağ ve biraz tuz sürerek zevkle yiyen. Annelerimiz korkmazdı çünkü mahalleler güvenli, insanlar korumacıydı. Çocuklar korkusuzca oynardı. Sokağın ortasında bilye oynayan, topaç çeviren çelik çomak oynayan çocuklar vardı. Kimi zaman çamurdan fırın yapıp içinde hamur pişiren yaratıcı çocuklarda vardı. Oyunları bir farklıydı. Sevgileri, çevreye ve hayvanlara davranışları da farklıydı. Kaldı mı böyle mahalle arası çocukluğun keyfini sürenler.Yâda kokmadan çocuğunu sokağa salabilen anneler. Sokağa gönderirsen ne olur? Bir bakmışsın bitişik evdeki adam çocuğunutaciz edip öldürüvermiş. Ya da kaçırmışlar. Daha iyi olmamız gerekirken daha kötüye yelken açmış bir toplumda yaşıyoruz.
Diyeceksiniz ki toplum değerleri değişti, teknoloji ilerledi evler daha güzel oldu, doğrudur. Bunlar olurken de pek çok değerimiz de yitip gitti.
Her ne olursa olsun bazı değerler korunmalıdır. Bizim kültürümüzde değerler var. Gezmenin, sevginin, çocuk yetiştirmenin, hatta ev almanın bile.Komşuluk ilişkilerini, toplumsal değerleri, insan ilişkilerindeki sıcaklığı kaybettiğimiz zaman cahil menfaatçi sevgisiz insan yığını haline geliriz. O zamanda geçmişimizin tüm güzelliklerine yabancılaşırız.
Sevgiyle kalın.
Belma Demir Akdağ, 13.11.2016
|