Aşık olmak kolay, zor olan aşık kalabilmek. Kalabiliyorsanız ne mutlu size. Zor olanı başarmışsınızdır demek.
İlk aşk dan sonra pek çok aşk yaşanır, yaşanır da ilk aşk unutulmaz derler. Çok aşıklar gördüm. Bir gün, bir ay, bir yıl süren, ya da ömür boyu devam eden. Kimi zaman da şair Kahraman Tazeoğlu’nun dediği gibi “Bazen hayatım dediğiniz kişi, hayatınızın hatası olur”
Aslında insana aşk birden gelir sert bir poyraz gibidir. Yüzünüze ve kalbinize çarptığı zaman içiniz titrer, kan akışınız değişir yüreğiniz deli gibi çarpar denge bozulur. Uyku problemi çıkar, unutkanlık vurur beyninizi, kıskançlık çemberinin içine girersin ama gene de her şey tatlı gelir.
Aşk meleğinin oku sizi o anda vurmuştur. Doğru insanı doğru zamanda bulmak derler ya işte o aşkta olmuyor. Ne zamanı, ne de doğru insanı, bulabilirsin. Aşk gelir bir hortum gibi alır havaya kaldırır uçurur sonrada lök diye seni fırlatıp atar. Şaşkın ördek gibi kalakalırsın.
İlişkiler arasında gezerken “işte şimdi gerçek aşkı buldum” deseniz de, tartışmalıdır. Bunu anlamanın yolu var mı? Aşıklar bir olup birbirlerini tamamlamak isterler. Hep yan yana hep el ele.
Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna” kitabını okuduğum zaman” ne aşk” demiştim. Romandaki Raif Efendi’nin Maria’ya olan aşkı ondan uzakta kalarak çok acı çekmesi ona olan aşkının ömür boyu bitmemesi… Eski aşklar bir başkaydı sanırım. Keza Nazım Hikmet’in annesi Celile hanımla Yahya Kemal arasında kavuşamadan biten zamanın dillere destan aşkı gibi.
Tıpkı bu aşklarda olduğu gibi, Aşk insani duyguları yaşayan her kesin başına her yaşta gelir. Aşk kapını çaldığı zaman size uygun zaman ya da yaş değildir. Ben de aşık oldum. Ama şimdikilerdeki gibi anaokuluna giderken başlamadı aşklarım. Her seferinde de” sen nelere kadirsin aşk” demekten kendimi alamadım. Dünyanın en güzel yaşanası duygusu. Bana göre aşk her yaşta güzel.
Can Yücel’in söylediği aşk tanımını hep sevmişimdir; Öyle bir seveceksin ki, yüreğinden kimse ayıramayacak. Ve öyle birini seveceksin ki, seni gözüyle bile aldatmayacak”
Aslında aşkı çok hafife almayalım. Çin’deki Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde bilim insanları aşk ve beyin demişler.
Aşık olmayan ve aşık olan kişilerin beyin travmalarını incelemişler. Araştırmanın başındaki Xhang Zhang “ Elde ettiğimiz sonuçlar aşık bir kişinin beynin günlük hayat sırasında da normalden farklı davranışlar sergilediğini ve bu davranışları ölçülebileceğini gösteriyor “ demiştir. Demek ki aşıkların günlük hayattaki farklı davranışlarını hoş görmek gerekiyor.
Aşkın güzelliği yanında yaşanan saplantılı aşk da bir o kadar da tehlikelidir. Saplantılı aşk yargılamayı kaldırır, duygusal kontrol ortadan kalkar, yok edici gibi davranabilir.
Aşkı en iyi anlatanlardan biriside Nazım Usta’dır. Ne demiş;
“Aşk bazen gitmekle kalmak arasında verdiğin en büyük savaştır. Sevmeyenin aklı, gerçekten sevenin kalbi kazanır bu savaşı.”
Sevgiyle kalın…
Belma Demir Akdağ,12.2.2017
|