Anasının karnından doğarken çıplak bedeniyle, dünyaya gelmenin isyanı ile ağlayan insan, birileri tarafından giydirilirken, giysilerinin yaşamındaki ilk örtüleri olduğunun, farkında mıdır? O zaman ağlamak neyin isyanıdır…
Yoksa hayatı boyunca bir daha ağlamayacağını mı sanır? Doğum mucizesini yerine getirirken yalnızdır, bilmez ki ölürken de yalnız olacaktır. Doğum ve ölüm insanın yaptığı iki mucizevi olaydır ve bunları yaşarken insan yalnızdır. Yaşamı boyunca da girdiği yoğun kalabalıkların içinde de bu yalnızlığı çoğu zaman fark edecektir.
Oysa yaşamın mücadelesini verirken doğduğu andan itibaren, hiç farkına varmayacak, onun yaşamını başkaları yönetecek ve kim bilir ona neler sunacak, neler yaşatacaktır.
Tıpkı Eylül’ün, Leyla’nın, Gizem’in, Özgecan’ın ve daha birçok çocuğun yaşadıkları gibi. Çocuk istismarlarında kimileri öldürülüyor, kimileri de kimselere bir şey söyleyemiyor. Bu tür çocukların psikolojik, sosyal ve fiziksel gelişimleri etkileniyor.
Veriler, “Çocuğa Cinsel İstismar” olaylarının son on yılda fazlası ile arttığını gösteriyor. Bu da son on yılda neden arttı? Ne değişti? Sorusunu insanın aklına getiriyor.
Sanki sistematik olarak olaylar artıyor gibi. İnsanların çocuk, kadın ve hayvan hakları konusunda daha duyarlı hale gelmesi gerekmektedir. Son yıllarda medya ve sosyal medyada çocuk evlilikleri ile ilgili belden aşağı yazılar, bu suçları işleyenlerin hafif cezalara çarptırılmaları da bu tür insanları cesaretlendiriyor
Bu olaylar nasıl bitecek? Ne yapılması gerekmektedir derseniz? Kurtuluşu idam değildir. İçi yanan canı acıyan insanlar “idam edilsin” diyorlar. Bu istek doğru mudur? Hayır, idam etmekle hiç bir tecavüzün önüne geçilmez. İdam işin en kolay yoludur. Caydırıcı olmasını da beklemek hayalciliktir. Hukuk anlayışına da uymaz. En ağır ceza verilip suçun işlenmesine neden olan olayların kökü kazınmalıdır. Bu tür olayların engellenmesi eğitimden geçmektedir.
Psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, fiziksel şiddet, cinsiyet ayrımcılığının normal hale getirilmesi, devamında tecavüzü getiriyor. Tecavüz aslında cinsel eylemden ziyade kaba kuvvet ya da saldırganlıktır.
Toplum olarak şunu öğrenmeliyiz ya da öğretmeliyiz;
Başkasının alanına, başkasının bedenine, haklarına, yaşam biçimine saygı göstermek.
Atatürk çocuklara çok değer verirdi yazımı onun sözleri ile bitirmek istedim…
"Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir."
Sevgiyle kalın…
|