Türk lirasındaki %40 ‘a yakın değer kaybıyla her şeye kur zammı geldi. Tabi piyasa da yangın yerine döndü. Belki bu durumdan etkilenmeyen bir grup vardır, bu arada dolar zengini de vardır. Çoğunluk kara kara düşünüyor. Bu işin sonu nereye kadar gidebilir diye. Dolar ve Euro’nun tabiri caizse tavan yapması herkesi çok fazla etkiledi. Kışın bu etki daha da hissedilecektir.
Dar gelirli vatandaşlara hayatı daha da zorlaşacaktır, ancak bu zamlarla etkilenmeyen bütçe kalmamıştır.
İğneden ipliğe piyasanın zamlanması, herkesi bu işin içinden nasıl çıkacağız, düşüncesi ile baş başa bıraktı. Kriz toplum üstünde önce şok etkisi yaptı. Şimdi bir izleme dönemine girdik. Önce kabullenemedik sonra da tepkilerimiz, isyanlarımız mutlaka artacaktır.
Alım gücü azaldıkça, geleceğe yönelik kaygılar arttıkça, kişilerin de geçim korkusu artacak elbette.
Bu durumdan etkilenecek bazı gruplar;
-İş hayatı ve işsizlik, artacak, işten atılma korkusu, verimi düşürecek, bu da kişiler arasında gerginlik yaratacaktır. İnsan ilişkilerini etkileyecektir, iş yerinde huzur bozulacak. İş arayan bulamadıkça her gün biraz daha etkilenecek.
-Aile içinde sorunlar, alım gücünün azalmasıyla, eşler arasında kavga ve endişeleri arttıracak, iletişim zayıflayacak, çocuklar bu karmaşada gereken sevgiyi göremeyecek hatta aile içi şiddet çok vahim bir duruma girecek.
-İnsanlarla olan sosyal ilişkiler, haliyle zayıflayacaktır. Maddi imkanlarını kaybedenler kendilerini toplumdan izole edeceklerdir. Toplumda öfke korku, çaresizlik yalnızlık güvensizlik çoğaldığı zaman da değer yargılarımız, gelenekler ve göreneklerimiz yara alacak.
-Bireysel psikolojik ve fiziksel sağlık sorunlar ise daha farklıdır. Çalışmaktan ve üretmekten korkan toplumda insanların fiziksel ve psikolojik sağlıkları bozulacaktır. Evinin, çocuğunun ihtiyacını karşılayamayanında, sinir katsayısı artacak elbette. Gelir dağılımın eşitsizliği tavan yapmışken, uyuşturucu kullananların sayısı artacak, kredi kartı borcu ödemeyenlerin sayısı çoğalacak.
Bu kriz toplumun her kesimini etkileyecektir. Bu yüzden aile ve toplum olarak kaygılarımızla baş etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Özellikle çocuklarımızın krizden etkilenmemesi için, aile bireylerine de çok iş düşmektedir. Anne ve babaların bu konuda daha duyarlı olmaları çocuklarını bu krizden soyutlamamaya çalışmaları gerekir. Her bireyin üstüne düşen görev açıkça konuşulmalı. Manevi destek istenmelidir.
Zamlar üstümüze yağmur gibi yağsa da, çoğu esnaf bunu bir fırsat saysa da bizler güçlü olmak zorundayız.
Belki de bunların hiç birini yaşamamıza gerek kalmayacak diyorum tüm iyimserliğimle.
Sevgiyle kalın…
Belma Demir Akdağ, 07.09.2018
|