Ziraat Bankası Simit Sarayını kurtarmaya soyunmuş. Kurtarması gerekenlere hiçbir şey yapmayan banka iş adamlarına tüm kapılarını açmış. Simit Sarayından, Dünya Göz Hastanesinden sana ne…
Çiftçi zor durumda ne tarlasını sulayabiliyor ne de elektrik parasını ödeyebiliyor, kimi iflas ediyor kimi çaresizlik içinde kıvranıyor. Öyle verimli topraklara sahibiz ki, dört mevsimi doya doya yaşayan ülkemizde, çiftçi ve köylüye yapılan tırpan sonucu hiçbir şey yetişmez oldu. Bu verimli topraklar halen durdukları yerdeler de köylünün, çiftçinin eli kolu bağlandı yazık ki, nereye kadar dışardan gelenle değirmen döner mi? Yazık değil mi bu ülkenin insanlarına?
İlk, açlıktan siyanürle intihar edenlerden sonra, açlıktan intihar edenler devam etti. Kimini basın söylüyor, kimini internet yazıyor. İlk verilen tepki kimsede yok. Nasıl insanlarız biz, nasıl böylesine duyarsız vurdumduymaz olduk. İlk şehit haberi geldiğinde feryat ettik, sonra gelenler ayni duyarlılıkla karşılanmadı.
Diğer tarafta kadın ve çocuk ölümleri, taciz ve tecavüzler rutin olarak devam ediyor.
Zaman zaman televizyon programlarında sunucuları bile çileden çıkaran ahlak anlayışının yozlaşmasını, aile değerlerinin nasıl kaybolduğunu izlemek insanın içini parçalıyor. Cahillik tavan yapmış ahlak yozlaşmış bu nasıl bir topluluk. Aslında ülkemizi yukardan seyrettiğin zaman her şey çok güzel gözüküyor. Ama hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Eğitim diyorsun, Doğa okullarının durumu ortada, hoş onu da Ziraat Bankası kurtarırdı diyeceğim de Allahtan İTÜ işi bitirdi. Eğitim bu kadar yerlerde olmamıştı. Her gün bir şey duyuyor ağzımız acık kalıyor bir başıbozukluk ki almış gitmiş.
Sağlıkta çok iyi iş yaptık kapılara kimse yığılmıyor diyorlardı, bir gidip görsünler pislikten geçilmiyor. Sağlam giren hasta çıkar. Anadolu yakası hastanelerini bir ziyaret edin bakalım elinizi nereye koyacağınızı şaşırırsınız. Parasız sağlık deseler de, tıpkı eğitimde ki gibi hastaneye girerken parayı kesmeye başlarlar. Anadolu yakasında kalça ameliyatı olan çocuğun kalçasında kemik unutup karnında iltihapla hastaneden taburcu eden hastaneye nasıl güvenilir ki.
Bakıyorum da bu ülkede kimse kendi işini gereği gibi yapmıyor. Ya da kurumlarda işin ehli insanlar çalışmıyorlar. Dolayısı ile her tarafta bir keşmekeş ve ciddiyetsizlik.
Ekonominin en kötü dönemlerini yaşıyoruz cebimizdeki yüz lirayı on lira gibi harcadığımız şu dönemde kimse kabul etmese de bu krizde pek çok aile zor durumda kalmış çaresizlik içinde.
Milletvekillerinin kendilerine yaptıkları zamlardan sonra çıkıp da kriz yok deyip yaşananları gömemezden gelmeleri de insanı çileden çıkarıyor.
Avazım çıktığı kadar bağırasım geliyor, mutsuzuz ve geçinemiyoruz diye. Duyan olur mu acep?
Sevgiyle kalın…
Belma Demir Akdağ, 21.12.2019
|