Öyle olaylarla, davranışlarla karşılaşıyorum ki, o zaman bizlerin ne kadar yozlaştığını fark ediyorum. Gençlerde yozlaşmayı izlerken yaşı bayağı büyük insanlarında davranışlarını, bencilliklerini gördüğüm zaman bunlar ne ara yozlaştı demekten kendimi alamıyorum.
2018 yılında yapılan bir ankette yozlaşma nedeni olarak terör ve eğitimi söylemiş çoğunluk. Daha sonrasında yapılan ankette de işsizlik, eğitim, diye sıralama yapmışlar.
Yozlaşma bireylerde başlar, toplumda bireylerden oluşur. Bu bireylerin ahlaki gelişimi, kültürü, eğitimi, her türlü davranışının ortalaması da o toplumun ahlakını oluşturur.
Bazen televizyonları izlerken en uygunsuz, en ahlaksız davranışları dahi ahlak sınırı içinde göstermeye çalışanları ve bu konuda savunmaya geçmeleri de şaşırtıcı ve üzücüdür.
Ahlak yozlaşması öyle boyutlara ulaştı ki güçlünün güçsüzü her türlü ahlaksızlıkta kullanması ya da zorlaması toplumsal bir sorun olarak algılanması gerekmektedir. Muhafazakârlığın arttığı ülkemizde ahlakın bozulması da ayrıca düşündürücü.
Ekonominin kötüye gitmesi bireyleri dolayısı ile aileyi etkiler. Bu bencil, güç gösterili, ahlak yoksunu davranışlara gerekli tedbirlerin zamanında alınmaması bilinçsiz ve duyarsız bir toplum olmamıza neden olmakta.
Teknolojiyi farklı kullanmak pek çok nahoş olaylara neden olmuştur. Hırsızlık, dolandırıcılık, sapkınlık artmıştır. Televizyonda seyredilen diziler hep ölüm üstüne, mafya, savaş, işkence, kadına şiddet üstünedir.
Eğitimsiz bir toplumun bireylerin yozlaşması için bu olaylar tam bal kaymak vazifesi görür.
Ülkemizde yozlaşmayan bir şey kaldı mı? Düşünün bakalım bulabilecek misiniz?
Eğitim, kültür, sanat, kamu kurumları, sağlık, hukuk, vekillerimiz, kadın erkek ilişkileri, evlilikler hatta aşklar bile yozlaştı o saygı ve aşkın naifliği kayboldu.
Şarkılarımız bile değişti, bir zamanlar;
“Bir bahar akşamı rastladım size”, “Hey özgürlük “gibi şarkıları dinlerken, şimdi “ Kırıcan mı belimi”, “Ayılık var senin hamurunda” gibi şarkıları dinleyince yozlaşmanın dik alasını müzikte de yaşadığımızı görüyoruz.
Ancak bütün bu yozlaşmayı hiç yokmuş gibi görmeyen eğitimli insanların da ayak uydurması üzüyor insanı.
Oysa yozlaşmanın köküne indiğiniz zaman yoz / bir düşünceyi sorgulamadan kabul etmek /Başkasının hayatını yaşamak / özgün olamamak kendine ait düşüncesi olmamak, demektir. Yozlaşan toplumda farklı görüşler düşünceler olmaz başkasının düşüncesini elbise gibi üstüne giyen bireyler önce kendilerine sonrada yaşadıkları topluma yabancılaşırlar.
Biz yozlaşmaya kapılarımızı bireysel olarak kapatırsak toplumu kurtarabiliriz. Düşünceleriniz açık olmalı doğruyu buluncaya kadar araştırın, okuyun paylaşın, özgür düşüncelere sahip olun başkası olmaya çalışmayın. Gördüğünüz gibi her kapı eğitime açılıyor.
Sevgiyle kalın…
Belma Demir Akdağ, 20.01.2020
|