Saf temiz ve naif çocuklar. Savaşın ne olduğunu, başlarına ne geleceğini bilmeden savaş bulutunun içinde kalan çocuklar. Hep ülkemin çocukları derdim, evet gene söylüyorum, ancak savaşan ülkelerin çocukları bir başka çaresiz, oysa çocuklar çaresizliğin ne olduğunu bilmez onlar, analarının göğsündeki sut kokusunu bilirler, sevgiyi, barışı bilirler.
Bir çocuk düşünün, gözünün önünde insanlar öldürülüyor, evler yıkılıyor ve kaçıyorsun ama neden olduğunu bilmeden sadece size söylenen savaştır. Gözünüzde çok yükseklerde duran babanızın çaresizliğini anlayamazsın. Sonra o çocuk büyür ve ona barışı anlatamazsınız, sevmeyi, öğretemezsiniz. O artık farklı bir çocuk olacaktır.
Soner Yalçın “Savaş bulduğu ülkeyi hiç bırakmaz” diyor ya haklı savaş bırakmaz bıraksa da arkasında öyle yaralar bırakır ki o yaraları sarmak için ömür yetmez. Savaşın mantığı yoktur.
Şehitler, kadınlar, çocuklar, kan ve gözyaşı, kaybedeni olmayan, savaşın özeti bana göre bu. Fazla uzağa gitmeye gerek yok Bosna savaşında altmış bin civarında kadına tecavüz edilmiş, üç bin civarında da erkek ve erkek çocuğu ayni duruma maruz kalmış. Her zaman savaşın en mağdurları kadınlar ve çocuklardır.
Savaştan kaçan Suriyeliler Türkiye ye doğru göç ettiler. Hiç bilmedikleri farklı bir dil farklı bir kültüre uyum sağlamaya çalışan bir topluluk. Zaman zaman kızıyorum, bazen tedirgin oluyor bazen de üzülüyorum. Pek çok konuda kızdığımız Suriyelileri Yunanistan sınırında çektikleri çileyi görünce insanların çaresizliğini seyredenlerin içini acıttı.
Yunanlılar öyle acımasız davranıyorlar ki acının büyüğünü gene kadınlar la çocukların yaşadığını görüyor insan. Tüm bunlar yaşanırken, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü de geldi. Şimdi düşünüyorum da her yerde kadınlar günü kutlanacak. Bütün dünyada yapılan kutlamalar sahne önünde kadınları her dertten kurtaracak. Uzun uzun vaatler verecekler davetler, kadınlar günü ile ilgili sergiler açılacak ve daha kim bilir neler olacak sonra gün bitecek. Bütün bunlar olurken Yunan sınırındaki kadınlar çaresizliği yaşayacak bütün dünyanın gözü önünde. O kadınları kimse görmeyecek. Tıpkı daha önce savaş bölgelerindeki kadınları görmedikleri gibi.
Bizim ülkemizde de kadınlar ne kadar düşünülüyor bilemiyorum senelerdir kadınlar öldürülüyor, dövülüyor, tecavüz ediliyor, on beş yaşındaki kızlar kaçırılıyor, parayla satılıyor. Hele kadın bir de engelli ise engelli parası almak için o engelli kız paylaşılamayan kadın oluveriyor.
Her şeye rağmen umut fakirin ekmeğiymiş ya, biz de umut ediyoruz bir gün her şey düzelecek, ülkem ve kadınlar, çocuklar mutlu olacak.
Sevgiyle kalın…
Belma Demir Akdağ, 07.03.2020
|