Kötü bir dönem yaşıyoruz. Can pazarı bu, herkes kendinin ve toplumun can güvenliğini sağlamayı görev kabul ederse o zaman bu hastalığı belki yenebiliriz. Ama mutlaka ve illaki bu virüsü yenmemiz gerekiyor.
Koronayı yenmenin birinci şartı evde oturmak.
Sokaklar boşaldı, dükkanlar kapatıldı, fabrikalar ve pek çok iş yeri çalışanlarını işten çıkardı ya da mecburi izne yolladı. Emekliler evde ancak günlük çalışıp günlük beslenenler evde oturduğu sürece aç. İşte sorun burada başlıyor.
İşsiz olup da iş arayanlar evde,
Ücretli öğretmenler evde,
Mecburi izin verilen çalışanlar evde,
Çiftçiler, geliri olmayan insanlar evde,
Peki, bunun sonu nereye gider. Tek söylenen” kendini karantinaya al “, aldım ,nasıl geçineceğim?”
Sorun tüm dünya ile ortak sorun, devlet elini taşın altına koymak zorunda. İnsanlar elbette bu durumda sosyal yardım bekliyorlar.
Diğer ülkeler “yeter ki siz evde oturun biz her şeyi yapacağız “ dediği zaman insanlar hastalığa adapte oluyor. Ama bizim insanımız evinde otururken yarına ekmek alabilecek miyim? Diyor. Dükkanın kirası geliyor nasıl vereceğim, kredi kartı ödemesi kapıya dayandı diye bir telaş içinde. Devlet diğer ülkeler gibi bizleri rahatlatmalı, her akşam sala verdirerek insanların içine daha fazla korku salmamalı.
Can pazarı savaşında korkuyla beklerken devlet “Kanal İstanbul” ihalesine giriyorsa her kes de bu kuruma karşı bir hayal kırıklığı oluşur ve güven sarsılır.
Din işleri Yüksek Kurulu “Cuma namazı açıklamasında “ Cuma namazı mutlaka cemaatle kılınır. Hasta olanlar, virüs taşıma oranı yüksek olanlar varsa, bu kişilerin namaza gelmeleri caiz değildir. Bu bakımdan Cuma namazını sağlıklı kişilerle ifa edeceğiz.” Dedi. Sonra namazlar kılındı, sonra baktılar ipin ucu kaçıyor, camileri kapattılar hatta cuma namazında kapıya polis diktiler, ama bu arada Diyanet Başkanı vip cuma namazı kıldırdı. Oysa peygamberimizin zaman zaman Cuma namazını evde kıldığını hepimiz biliyoruz. Şimdi bu şartlarda o namazı kılan üç beş kişi en iyi Müslüman mı? Ya da Allah onları ödüllendirecek mi sanıyorlar? bilemedim.
Bu arada umreye giden yirmi bir bin insanımızın umreye gitmesine izin verildi. Dönenlerin üç de ikisi yurdun dört bir tarafına yayıldı. Kalan beş bin kişi karantinada. İçlerinde korona virüslülerde var. Keşke bu sene gidişlerine izin verilmeseydi, keşke de geldiklerinde karantinaya alınsalardı.
Tedbirlerimizi alalım, yılmadan ve bıkmadan virüsle savaşımıza devam edelim.
Sevgiyle kalın.
Belma Demir Akdağ, 29.03.2020
|