Cahiliye devrinde kız çocukları diri diri gömülürmüş. Bunu sadece Araplar değil, dünyanın pek çok yerinde insanlar ve hayvanlar tanrılara şükretmek ve onların öfkelerinden kurtulmak için kurban edilirlermiş. Kız çocukları ailenin en zayıfı olarak düşünülürmüş. Ya boğularak, ya diri diri gömülerek ya da kuyuya atılarak öldürülürlermiş.
Cahiliye döneminden bu güne kadar geçen sürede kadınlar hakkında ne değişmiş derseniz, şimdi de kocaya hediye edilen kız çocukları var. Teknoloji ilerlemiş, çağ atlanmış olsa da bu çile bitmiyor. Halen 12 ve 15 yaşında kızlarımız ya parayla satılıyor ya da zorla amca diyebilecekleri adamlarla evlendiriliyorlar.
Kimi yoksulluktan bir boğaz eksilsin düşüncesi ile kimi kız çocuklarının değersiz görülmesi, kimi törelere, kimi eğitim yetersizliği, daha pek çok bahanelerle çocuk gelinlerin sayısı arttırılmaktadır.
Düşünebiliyor musunuz, çocuk yaşta evlendirilenler ev işleri ve bebek bakımıyla ne kadar uğraşabilirler, artık siz hayal edin. Küçük yaşta evlenen bu kızlarımız elbette ki ne dört dörtlük ev kadını, ne de dört dörtlük anne olabilirler. Başaramayınca da şiddete maruz kalırlar, eşi ve eşinin ailesi tarafından.
Şimdilerde seksen yaşlarındaki kadınlarla konuşun, çoğunluğunun 13 veya 14 yaşında evlendirildiğini görürsünüz. Böyle kişilerle karşılaştığım zaman sorarım nasıl adapte oldun nasıl bu evliliği bu kadar yıl götürmeyi başardın diye.
Arkadaşımın annesi ile zaman zaman konuşurum. Annesi ölünce, üvey annesinin baskısı ile evlendirilmiş bir çocuk gelin, eşi de çocuk damat, Zehra Teyze “ kızımı uyuttuktan sonra kapının önüne çıkar ip atlar top oynardım”. Akşam eşi geldiğinde” ne yemek yiyeceğiz”? diye sorduğunda da yemek yapmayı unuttuğunu fark edermiş. Onu dinlerken halen evlenen çocuk gelinler ve çocuk damatların burukluğu çöker içime. Artık ülkemizde bu çocuk gelinlere son verilmeli.
Ülkemizde hep kız çocuklarından kurtulma çabası var.” Aman bir an evvel evlenip evini yurdunu bilsin “ anlayışı, “ben bununla uğraşamam bir an evvel evlensin de kocası ne yaparsa yapsın” ya da “kocaya verelim de elimiz para görsün”düşünceleri de çocuk gelinlerin sayısını arttırıyor.
Çocuk gelin olup da, mutluluğu yakalayan çok yok. İşin gerçeği şu, insanın kişiliği zaman içinde gelişir. Kişilik geliştikçe zevkler ve düşünceler de değişir. Hoş hiçbir düşüncesi olmadan evlenen bu çocuklar büyüdükleri zaman tercihlerine göre eş seçmeye çalışırlar. Hatta çocuklarını bile bırakıp gitmekte hiç bir sıkıntı görmemekteler. Kaybolan gençliklerini, aşkı, sevgiyi yaşama arzusu, aile kavramının da ne kadar çabuk bozulduğunu göstermektedir.
Bu nedenle hep söylediğimiz gibi eğitim. Öncelikle kız çocuklarının okutulması eğitimlerinin de takip edilmesi, ciddiyetle yapılmalıdır. Eğitimin sürekliliği kız çocuklarının erken evlenmesini engelleyen en önemli faktördür.
Anneler, babalar kızlarınızı erken evlendirmeyin. Onları mal olarak değil insan olarak görün.
Sevgiyle kalın…
|