Kadınlar Selçuklulardan bu yana değişik rollerde yaşamışlardır. Kimi toplulukta kadına çok önem verilmiş, kimilerinde de çocuk yapan olarak kabul edilmiştir. Arap toplumunda kadın en alt seviyede olmuş, Osmanlılarda evlere kapatılmıştır, bu dönemde kadın dinsel ve geleneksel nedenlerden dolayı her zaman kısıtlanmış, ancak Tanzimat döneminde kadın ve erkek eşitliği sağlanmaya çalışılmış yazık ki bu da kağıt üzerinde kalmıştır.
Kurtuluş Savaşında kadının erkeklerle omuz omuza savaşması, evinde ve cephede ki mücadelesi takdirle izlenmiştir.
Cumhuriyetin ilanından sonra, devrimler sırasıyla gerçekleştirilirken Atatürk 1923’ te "... Bir toplum, cinsinden yalnız birinin asrî gerekleri elde etmesiyle yetinirse o toplum yarıdan fazla zaaf içinde kalır. Bir millet gelişmek isterse bilhassa bu noktayı esas olarak kabul etmek mecburiyetindedir... Binaenaleyh bizim toplumumuz için ilim ve fen lâzım ise bunları aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın elde etmeleri lâzımdır... " diğer bir konuşmasında da “ Daha esenlikle, daha dürüst olarak yürüteceğimiz yol vardır.(Bu yol) ,Türk kadınını çalışmamıza ortak yapmak, ilmi, ahlaki, sosyal, ekonomik yaşamda erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekleyicisi yapmak yoludur ”düşüncesine sahip olan Atatürk 1926 da Medeni Kanunuyla kadınlara geniş haklar tanımıştır.
Toplumumuzun başarısızlığının altında kadının eksikliğini hisseden Atatürk ,kadının yerini güçlendirmek için devrimlerinin yanı sıra kadını eğitime teşvik etmiş, en iyi makamlarda çalışmalarını istemiş, askeriyenin içinde kadına görevler vermiş, Kadının çağdaş ve bilge kişilik olmaları için mücadele etmiştir.
Bunun içindir ki, Cumhuriyet bizim için önemlidir. Devrimler kadınlar için bir kat daha önemlidir.
Çoğu yerde kadını hayvandan sonraki sıraya koyan erkekler var ülkemizde. Halen kadını hor gören bir seks makinesi olarak gören erkekler var çevremizde. Araba kullanan kadına ters bakan trafikte sıkıştıranlarla dolu dünyamız. Onun duygularının düşüncelerinin olduğunu hiçe sayan döven söven erkeklerle dolu dünyamız.
Günümüzde çağdaş kadın olmak zor, erkekler evlenirken çağdaş kendini yetiştirmiş belli düzeye gelmiş kadınlarla evlenmek isterler, daha sonrada ya maaşlarını elinden almaya kalkarlar, ya da kadının geldiği düzeyi kıskanırlar çağdaş diye aldıkları eşlerinin önünde bir set olmaya çalışırlar. Son zamanlarda, kadının erkeğin önüne geçmesinden dolayı boşanmalar artmıştır.
Kadınlar Atatürk’ün Devrimleri ile kazandıkları haklarına sıkı sarılmalı, kendilerine verilen hakların kıymetini bilmelilerdir. Erkeğe boyun eğmemeliler. Topluma örnek olmalılar. Tıpkı
Türkan Saylan’ın Çağdaş Türk Kadınları gibi. Üretici, verici, eğitici, olmalıdır. Bunu bize sağlayan Cumhuriyetimize ve Atatürk devrimlerine de sonuna kadar sahip çıkmalıyız.
Sevgiyle kalın…
Belma Demir Akdağ, 27.10.2020
|