Deprem Sisam Adasında oldu. Adada birçok evde ve iş yerinde hasar meydana geldi. Merkez üssü Sisam Adası olmasına rağmen iki kişi hayatını kaybetti. Gelelim İzmir’e Adada olan deprem İzmir’i de etkiledi birçok ev yerle bir oldu ve yüz kişi hayatını kaybetti.
İzmir bu depremi çok ucuz atlattı. Bu kadar ölen varken yıkılan apartmanlar ve evsiz bir sürü insan, neresi hafif diyeceksiniz. İzmir merkez olsaydı,
ya daha büyük bir alanı kapsasaydı, inanın hasar çok daha fazla olurdu.
Bir o kadar da can kaybı.
Bu deprem İstanbul’ da olsaydı, hayal bile edemiyorum. İstanbul devasa
blokların yükseldiği aralarında gecekonduların olduğu kontrolsüz bina yığınlarının bir arada bulunduğu, adı Mega kent olan bir yer. Aslında İstanbul yıllar önce özenilecek bir kentti. Şimdilerde yayaların zor yürüdüğü arabaların gidemediğisokaklarla, caddelerle dolu.
İstanbul da bir blok düştüğü zaman kaldırmak oldukça zordur. Yüzlerce blok,
düşünemiyorum bile. Binlerce bina, binlerce insan ve bunları kurtarmak için
binlerce kurtarma ekibi, aklınız alıyor mu? Böylesine bir felaket nasıl çözülür.
Hep şunu düşünürüm Türkiye baştanbaşa faylarla dolu bir ülke. Mademki deprem kuşağında yaşıyoruz binalarımız ona göre yapılmalı. Pek çok ülke yedi buçuk şiddetinde depremle sarsılıyor ne yıkılan ev oluyor, nede ölen insan. Özeniyorum o ülkelere. Bizim ülkemizde herkes müteahhit önüne gelen demeyeceğim, parası olan müteahhitlik yapıyor.
Hep düşünüyordum, yeni yapılan binalar acaba ne kadar sağlam. İzmir de gördük yeni binalar yıkıldı. İnsanların tüm birikimlerini vererek fahiş fiyatlarla aldıkları evler de yıkıldı. Neden? Binayı yapan işinin ehli değil ve hırsız. Nereden ne çalarsam kardır deyip insanları öldüren müteahhitler. Aslında en ağır cezayı bunlar çekmeli. İstanbul’da da deprem hazırlığı yeterli mi derseniz? Hayır, derim yetersiz, hem de çok yetersiz. Anadolu yakasında namı değer bir Kadıköy var. Kadıköy Belediyesi deprem konusunda ne yaptı? Diye sormak isterim.
Kentsel dönüşüm için bina dayanıklılığı ölçümleri yapılıyor mu?
Hayır. Müteahhitlerin evleri yıkıp, inşaatları bırakıp kaçtıkları, Fikirtepe’de bu güne kadar ne yapıldı? Fikirtepe perişan, insanları perişan. Büyükşehir Belediye Başkanı ve Kadıköy Belediye Başkanı seçimden önce geldiler gördüler konuştular sonra ne yapıldı? Hiç.
Ölçüm için öyle para istiyorlar ki, İnsanlar evlerine ölçüm bile yaptıramıyorlar.
Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın dediği gibi hiç zenginin evi yıkılıyor mu, hiç milletvekilinin evi yıkılıyor mu? Hiçbir belediye başkanını evi yıkılıyor mu? Yıkılan evler senin benim… İşte bu evi yıkılmayanlar, deprem olduğu zaman hepsi tüh tüh diyecekler, uzun uzun konuşacaklar, herkes birbirinin üstüne atacaklar ve yeni bir depreme kadar bekleyecekler. Tıpkı İzmir’de ki gibi.
İzmir için Sezen Aksu demiş ya;
“Kadehimi vurdum karşı yakaya Efeler kalktı şerefe!
Sevgimi attım, dostlar tuttu Bir ağıt yaktık kadere”
Fakat hiçbir deprem kader değildir…
Sevgiyle kalın…
Belma Demir Akdağ,08.11.2020
|