2019 yılında çok kötü olaylar yaşandı. Doğal afetler salgın hastalıklar, terör ve şiddet olayları, insanların 2020 yılını daha bir umutla kapılarını açıp beklemelerine neden oldu.
2019’ dan kurtulalım diye öyle büyük hayaller kuruldu ki, tıpkı bu sene de geçen seneki kadar olmasa da, ümitlerimiz düşlerimiz var.
2020’nin ilk ayında meydana gelen Elazığ’ın Sivrice İlçesindeki depremle hoş geldin 2020 dedik. Sadece bu mu, 2020 de, Bingöl, İzmir’de depremden nasibini aldı. Hep Türkiye de depremden korkarız. Her seferinde televizyona çıkanlar uzun uzun konuşurlar ama kimse dinlemez, pek de bir şey yapılmaz. Ta ki yeni depreme kadar.
Tabi her zamanki gibi yağmurlar yağdı ağaçlar devrildi su baskını ve sona eren hayatlar. Kadın cinayetleri, çocuk istismarları, hırsızlık, arsızlık…
Şehitlerimiz oldu, onlarca anaların yüreği yandı, kayıplarının acısını, bacılar, kardeşler ve eşler yaşadı.
Bu olaylar hemen hemen her sene yaşadıklarımıza benziyor, en dikkat çekicisi de İzmir-İstanbul arasında uçuş yapan uçağın Sabiha Gökçen Havalimanı’nda inerken üçe bölünmesiydi. Allahtan üç kişi kayıpla ucuz kurtuldu yolcular.
Bu arada 24 Kasım 1934 yılında Ayasofya, camiden müzeye dönüştürülmüştü. Kararın iptali ile Ayasofya Camii olarak tekrar ibadete açıldı.
Avusturalya orman yangınlarında 1.25 milyar hayvanın ölmesi, 8 milyon hektarın yanması 2500 evin kullanılmaz olması en çok konuşulan olay olmuştu. ABD’ de yaşayan George Floyd isimli siyahi vatandaşın ırkçı bir polis tarafından öldürülmesi ırkçılığın tavan yaptığı olaydı. Sibirya’da rekor sıcaklık doğa dengesindeki değişimler, bütün dünyayı etkiledi.
Aslında hem ülkemizde hem de dünyada öyle olaylar oldu ki, aldık hepsini sırtımızda 2021’ e taşıyoruz. Bu arada Bıden’da ABD başkanlık seçimini kazandı.
2020 felaketleri arasında en acı olanı ve can yakanı koronavirüs oldu. 2019 yılında Çin’in Vuhan kentinde çıkan virüs 2020 yılında tüm dünyaya yayıldı. Ülkelerin sağlık sistemi çökme eşiğine geldi. Ve Dünya Sağlık Örgütü 11 Nisan da pandamı ilan etti.
Türkiye Kovid-19 ile 11 Martta tanıştı. Hepimiz önce bir şaşkınlık geçirdik, her zaman ki gibi “biz Türk’üz bize bir şey olmaz” ya da “içini temiz tut” söylemleri ile bir kesim tarafından pek de umursanmadı. Bu virüsten hayatını kaybedenleri duymaya başlayınca işin ciddiyeti anlaşıldı. O günden bugüne yüzlerce, binlerce hayat kayboldu gitti. Son nüfus sayımından sonra ilk defa sokağa çıkma yasakları başladı. Sonra marketler, alış veriş merkezleri kapatıldı, ekonomik kriz çoğumuzu tırpanladı geçti. Ekonomi ile can pazarı arasında kalakaldık.
Şimdi 2021 yılına giriyoruz. Hiç birimizde 2019 terk ederken ki umut yok. Hepimiz sadece Koronavirüsü düşünüyoruz. Hastalık daha da yakınımıza geldi artık en yakınlarımızı kaybetmeye başladık. Şu anda hepimiz ümitlerimizi aşıya bağlamış durumdayız.
Bütün dünya aşı olmaya başladı, içimde bir kıskançlık bir hüzün var ki, sormayın gitsin. Hayırlısıyla getirtebilirlerse, adam kayırmadan yaptırırlarsa, bizim için de 2021 aşı yılı olacak…
Sevgiyle kalın.
Belma Demir Akdağ, 29.12.2020
|