“Tam kapanma “dediler, bizler zaten yasaklılar olarak iki senedir kapanmış vaziyette olduğumuz için pek üstümüze almadık. Sadece “iyi bir karar” dedik, “çok önceden alınması gerekirdi “dedik. Her ne kadar bireysel olarak çalışanlara üzülürken onların, esnafın bu dönemi nasıl atlatacaklar kaygısı bizi sarsa da bu işi inşallah bitirebiliriz düşüncesine kapıldık.
Kendimi her şeyden bıkmış gibi hissetsem de sevinçle neticeyi beklemeye başladım. Marketler açık denildiği içim alışveriş gibi depolama işine girmedim. Televizyondan izlediğim kadarı ile her kes panik halinde alışveriş yapıyor, hatta bayram alışverişi yapıyorlar.
Bayram geldi diyelim evinize kim gelecek ya da siz kime gideceksiniz. Eğer gitmeyi düşünüyorsanız biz gene toptan hapis edilebiliriz.
Söylenen tam kapanma, tam kapanma değildir. Belki çeyrek kapanma, sokaklarda arabalar, trafik sıkışık, yayalar da ortalıkta bu nasıl kapanma. İpini koparan kendini yollara attı, her kes bir yerlere gidiyor. Bu kapanma bize ne getirir bilmiyorum, düşüncem çok fazla faydası olmayacak gibi inşallah yanılırım.
İnsanlar ölüyor. Her gün bir köy ya da bir site nüfusu kadar insan yok oluyor. Yok olan insanların ocaklarına ateş düşüyor. Ölüm sayıları verilirken istatistik bilgisi gibi okuyoruz, sonra hayat devam ediyor. İnsanlar sanki alışmış gibi hava durumu dinler gibi dinliyoruz. Bunun nedeninin gerekli aşının yapılamamasından kaynaklandığını her kes bilmeli ve biraz düşünmeli.
Hal böyle iken halen orta da gerekli aşı yok, tam kapanma dense de tam kapanma yok.
Bazı şeyler mantık dışı ya da adamına göre hareket edilince insanlar vurdum duymaz davranıyor ama bu durumda hepimizi etkiliyor. Aslında durumumuz hiç de iç açıcı değil. Sanki bu kısıtlama, tam kapanma ya da adına ne derseniz gereği gibi yapılmamaktadır düşüncesindeyim. Bir tarafta bazı şeyler yasaklanırken diğer tarafta cenazede insanlar üst üste kimse görmüyor. Gariban kağıt toplayıcısına ceza kesilirken cenazeler ya da toplantılar insanları tahrik edercesine gösteriliyor.
Üzülüyorum ülkem insanlarına. Bilimsel enstitülerine, ilime gereken önem verilse kim bilir kendi aşımızı kendimiz olurduk. Yurt dışına hızlı bir beyin göçü var. Değerlerimiz oralara gidiyor sevdalandıkları bilimi, ilimi oralarda yapıyorlar. Bizlerde “aaa bak Türk “diye kendimizi avutuyoruz.
Bir ülke ilime ve bilime gereken önemi göstermezse işte böyle aşı ha geldi ha gelecek diye malamat olur. Yüzlerce insanımız öldü halende ölmekte aşı olamadıkları için bundan inşallah her kes üstüne düşen dersi alır.
Şunu da öğrenmeliyiz, sağlık şakaya gelmez, her gün yüzlerce insan ölürken siyaset yapılmamalı.
Sevgiyle kalın.
|