Okuduğum üzücü bir haber sonrasında bu yazıyı yazma gereği duydum.
Öncelikle haberin özetini sizlerin de okuması için yazıma ekliyorum, devamında değerlendirmemi yapacağım. Şimdi buyurun haberin özetini okuyalım!
Antalya’nın Kepez ilçesinde oturan Hasret Fakı, 5 yıl önce ailesinden habersiz evden kaçarak S.Ş. ile evlendi. İlk yıllarında evliliği iyi giden çiftin, en büyüğü 3,5, en küçüğü ise 1,5 yaşında 3 çocuğu oldu. Bir süre sonra S.Ş., Fakı'ya şiddet uygulamaya başladı. Zamanla şiddetin boyutu arttı ve S.Ş. odun, hortum kullanarak şiddet uygulamaya başladı. Çocuklarının önünde şiddet gören Hasret Fakı ise yaralanınca hastaneye kaldırıldı ancak eşinden şikayetçi olmadı.
S.Ş., hakkında açılan davada ceza alıp yaklaşık 2 ay cezaevinde kaldı. Cezaevinden çıkan S.Ş., eşini darp etmeye devam edince Fakı şikayetçi oldu. Evden ayrılan Fakı, önce Kadın Konuk Evi'nde, daha sonra babasının yanında yaşamaya başladı. Bu sırada çocuklarını alabilmek için S.Ş. ile görüşen Fakı boşanma kararı aldı. Fakı, kendisine şiddet uygulayan S.Ş. hakkında onlarca kez şikayette bulundu. S.Ş., verilen uzaklaştırma kararlarını da her seferinde ihlal etti. Fakı ile S.Ş. geçen sene anlaşmalı boşandı. Ancak S.Ş. Hasret Fakı'yı rahatsız etmeye devam etti.
18 yaşında evden kaçarak evlendiğini söyleyen Hasret Fakı, "Evliliğim 4 yıl sürdü. İlk başlarda gayet iyi gidiyordu. Sonralarda kötü olmaya başladık. Şiddet göstermeye başladı.
İlk tokat, sonra tekmeyle devam etti. Sonra 'Elim acıyor' diye odun, şofben hortumu gibi şeylerle şiddet göstermeye başladı. Son çocuğum doğduktan sonra şiddetin dozu arttı ve hastanelik olacak duruma geldim. Bütün vücudum, kafam, gözüm her yerim şişti" dedi.
Eşinin cezaevinden çıktıktan sonra da kendisine şiddet uyguladığını söyleyen Fakı, “Hastanede polisler yanıma geldi 'Eşinden şikayetçi olacak mısın' diye sordular. Şikayetçi olmayarak ilk hatayı orada yaptım. Dava açıldı, 1,5 ay cezaevinde yattı. Buna rağmen boşanmadım. Çıktıktan sonra 1,5 ayın acısını yine benden çıkarttı. Gün içerisinde yemek yer gibi 9 öğün dayak yedim. En son polisler denetime geldiğinde onların aracılığıyla kurtuldum" diye konuştu.
Evet değerli okurlar, bu haberde güzel ülkemde sık sık karşılaştığımız çaresiz bir kadın var.
Şimdi normal şartlarda eşler arasında anlaşmazlıklar tabii ki olabilir, buna diyecek bir şeyimiz yok.
Önemli olan öncelikle bizler birey ve eş olarak bu anlaşmazlıklarımızı kendi aramızda, birbirimize zarar vermeden halledebiliyor muyuz?
Eğer ki halledebiliyorsak, harika! Kendimizle gurur duyabiliriz!
Ne yazık ki bu haberde durum ciddi.Böyle durumlarda ülke yönetiminin bu tür konularla ilgilenmesi gereken ciddi kurumları olmalıdır. Belki bazılarınız “var zaten” diyeceksiniz.
Evet vardır, fakat gerekeni en doğru şekilde yapmıyorsa bu kurum , benim gözümde yok değerindedir.
Dedik ya çaresiz bir kadın söz konusu. Darp edildiği için hastanelik olmuş, iş bu duruma geldiyse eğer kadının şikayetçi olup olmamasına bakılmaksızın, darp edenin gözetim altına alınması ve tedavi vs ne gerekiyorsa bir şekilde rehabilite edilmesi gereklidir.
Yani şiddet görmüş çaresiz ve korku içindeki bir insanını “şikayetçiyim” deme cesaretini göstermesinin beklememek gerekir.(Ki bunu çok az kişi yapabiliyor.)
Ayrıca bir trafik kazasında, zarar gören ağaç, kaldırım taşı, asfalt vs için kamu davası açılırken, insan güvenliği için bu kadar duyarsız ve seyirci kalınmasını anlayamıyorum.
Şiddetin her türlüsü kötüdür ve kadın, erkek ayrımı yapılmaksızın bu konu genel olarak ele alınmalıdır.
Ülke yönetimi her alanda, ciddiyet ve disiplin edilme şekli ile güvenilir olmalıdır.
Ayrıca bu tür haberlerin kamuoyuna yansıtılması ne kadar doğrudur?
Yönetimin bunlara fırsat vermemesi ve vatandaşın güvenliği ve rahat yaşayabilmesi için ne gerekiyorsa kamuoyuna duyurmadan yapması gerekir.
Aksi durumda, vatandaşın kendini güvende hissetmediği bir ortamda her türlü olumsuzluk mümkündür.
Ben bu tür durumların sorumlusunun ülke yönetimi olduğu kanısındayım.
|