Otoyollar mı rezil yoksa o yollarda bizler mi rezil oluyoruz ?
Benim paramla yapılmış bu yollardan para ödeyerek geçirilmek soygundur.
Evet çok net, ve açıkça söylüyorum bu bir soygundur!
Kendi ülkemde, kendi topraklarımda, bir kentten diğer kente gitmek için, yol geçiş parası ödemek aklımın aldığı bir durum değil.
Vatandaşa hizmet adı altında , vatandaşın parası ile yol yaptır, hem de yandaş firmalara yüksek rakamlarla rant sağla, sonra da vatandaştan ciddi rakamlarda geçiş ücreti iste.
Bu soygun değildir de nedir?
Şunu da belirteyim ki vatandaş otoyolu kendi özel aracıyla kullanmaktansa, gideceği yere otobüs ile gitmesi daha ucuza mal olacaktır.
Ya da o parayı otoyola ödeyip saatlerce yol gitmektense uçakla gitmek hem maddi açıdan hem de zaman açısından daha karlı olacaktır.
Yani hizmet adıyla yapılan şeyin vatandaşa bir faydası yok, aksine keşke yapmasaydınız dedirtecek durumdadır.
Devlet mi vatandaşa hizmet eder, vatandaş mı devlete hizmet etmelidir ?
Bu konu ciddi anlamda yanlışa kaymış ve bu yanlışı, insanlara durumu hoş göstermeye çalışılması daha da can sıkıcıdır.
Kutsal olan devletler değildir, bunun kesinlikle doğru anlaşılması gerekir.
Sözde vatanseverlik edebiyatı yapanlar, bu iş öyle sözle yürümüyor.
Vatandaşa hizmet demek, yaptığınız işlerle vatandaşı rahatlatmak, yaşamını kolaylaştırmak demektir.
Öyle “ alın sizin paranızla yol yaptık, ama geçmeniz için para ödeyeceksiniz” demek zalimlik, diktatörlüktür.
Şimdi otoyollarda ki durumun başka bir boyutunu anlatmak için arkadaşımın Adana - Ankara otoyolunda yaşadıklarını anlatayım sizlere .
Ödediği otoyol geçiş ücretini geçtik. Oraya artık değinmeyeceğim , olayın özü bambaşka!
Adana’dan Ankara’ya baba oğul güzel bir heyecanla yola çıkarlar.
Bir iki saat sonra yolda güzel bir tesiste yemek yeriz diye düşünürler.
Git git yol boyu bir tesis yoktur, bırakın yemeği su alabilecekleri bir büfe bir yakıt istasyonu bile yoktur.
Çocuğun baba acıktım demesi babanın içini dağlar.
Yola çıkarken “ yolda güzel bir yemek yeriz oğlum seninle” diyen baba, çocuk acıktım dedikçe…..Kahrolur.
Neyse, yaklaşık dört saatlik bir yolculuğun sonunda bir benzin istasyonu bulurlar ve hemen girip yiyecek bir şeyler almak isterler.
Yol boyu acıkmış, susamış, zaten bunalmış durumda olan baba oğul bir de benzinlikte ki görevlinin halden anlamaz tavırlarıyla karşılaşırlar.
Alacaklarını alıp kasaya gelen baba oğula , kasadaki görevlinin “maskenizi takmazsanız işlem yapmam” demesi durumu iyice tırmandırır ve öfkesine hakim olamayan baba artık patlar ve bu ülkenin en büyük sorununun sözde vatanseverlik olduğunu gerçekten vatansever olunsaydı bunların yaşanmayacağını, kilometreler sonrasına sadece İngiliz ve Hollanda ortaklı Şheel benzin istasyonun konması insanların bazı şeylere mecbur bırakılması vatandaşa hizmet değil, bunun vatan hainliği olduğunu kendi kelimeleri ile anlatma gereği duymuştur.
Çevredeki insanların toplanması, özellikle de kadınların o babanın çevresini sarması , kucağında bebeğiyle babaya desteğini gösteren kadının cesurluğu olmasaydı , o geri kafalı itaatçi, biatçı zihniyet , belki de baba oğulu yaka paça oradan atmaya yeltenecekti.
Böyle yürekli güzel insanların olduğunu öğrenmek bana umut veriyor açıkçası.
Yaa değerli okurlar, ülkemin milletimin geldiği durum bu.
Yapılanları, yaşananları çok iyi anlayıp, çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor.
Herşey aslında vatandaşın elinde, tüm bunların olmasına bizler izin verdik.
Artık gerekeni yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile, kaybedecek hiç zaman yok.
|