Anlamını biliyor olsam da Türk Dil Kurumu'nun Türkçe genel sözlüğüne bakma gereği duydum.
Günlerdir , haftalardır toplantı üstüne toplantı yapılan fakat karar vermekte güçlük yaşanan, toplantıları yapanlara şiddetli karın ağrısı yaşatan,her yıl aynı zamanlarda ızdıraba sebep olan ASGARİ ücret nedir?
Ne demektir bu ASGARİ kelimesi ?
Bunları düşünürken baktığım Türk Dil Kurumu sözlüğü, gerçeği tokat gibi yapıştırdı suratıma.
Bilmiyor muyduk bu sözcüğün anlamını?
Elbette ki biliyorduk.
Fakat öyle bir basitleşmiş ki kelime, artık anlamını yitirmiş ve sadece sıradan bir sözcük algısı oluşmuş, insanlar bu kelimenin anlamını düşünmeden, bilinçsizce kullanıyorlar sanki.
En az, en aşağı, en düşük, en alt, minimal, minimum.
Bunlar TDK sözlüğünde yazıyor.
Yani işçinin emeğini satabileceği en alt, en düşük , minimum seviye .
Siz artık istediğiniz gibi adlandırın, rezillik denebilir, fakirlik denebilir, garibanlık denebilir, açlık denebilir, sefalet denebilir, zulüm denebilir……
Sözüm ona bu minimum ücret zamanın şartlarına göre işçinin konut, gıda, giyim, sağlık, ulaşım, eğitim vb ihtiyaçlarını aşırıya kaçmadan karşılayabileceği miktarda belirlenmeli.
Ama bu ihtiyaçları en düşük seviyede karşılayabilen gelir miktarı deniyor.
Bu ihtiyaçların en düşük seviyesi de nasıl olur bilemedim doğrusu.
Bu ihtiyaçlarda seviye belirleniyor olması da seviyesizliktir.
İnsan nerede olursa olsun, ırkı, dini, dili ne olursa olsun eşit doğar.
Ülke yöneticilerinin görevi, insanlara eşit hak ve yaşam koşulları sunmak olmalıdır.
Şimdiye kadar asgari ücretli nefes alamadı, bu gidişle de alamayacak.
Şimdi asgari ücrete yüzde elli gibi zam kararı verildi, gelmiş geçmiş en yüksek zam oranı, fakat bu rakam asgari ücretlinin geçim derdine deva mıdır?
Önümüzde ki aylarda göreceğiz.
Asıl sorun asgari ücret miktarında değil, asıl sorun asgari ücretlinin alım gücünün zayıflığıdır.
Asgari ücretli elinde ki parayla çarşıya pazara çıktığında anlayacak yapılan zammın ne derece yeterli olduğunu yada olmadığını.
Kaşıkla verip kepçeyle almak diye bir deyim vardır ya hani, işte onu yaşıyoruz.
Yapılan zam oranı az değil fakat Türk lirası pula dönüştürüldüğü için yapılan zammın da değeri yok sadece rakam büyük fakat karşılığı küçük.
Kimse zam aldık rahatlayacağız diye düşünmesin.
Yaşam kaliteniz bir arpa boyu gelişim göstermeyecek, aksine gerileyecek.
Yani aslında asgari ücret artmadı tam tersine azaldı.
Memur ve emekli de nasibini alıyor şimdi, avutulma sırası memur ve emeklide.
Alkış tutan kesim ise hala aynı zihniyette.
Adeta büyülenmişler, kör, sağır, ama dilliler.
Hatta dilleri baya uzun.
Pabuç misali!
Anlamını biliyor olsam da Türk Dil Kurumu'nun Türkçe genel sözlüğüne bakma gereği duydum.
Günlerdir , haftalardır toplantı üstüne toplantı yapılan fakat karar vermekte güçlük yaşanan, toplantıları yapanlara şiddetli karın ağrısı yaşatan,her yıl aynı zamanlarda ızdıraba sebep olan ASGARİ ücret nedir?
Ne demektir bu ASGARİ kelimesi ?
Bunları düşünürken baktığım Türk Dil Kurumu sözlüğü, gerçeği tokat gibi yapıştırdı suratıma.
Bilmiyor muyduk bu sözcüğün anlamını?
Elbette ki biliyorduk.
Fakat öyle bir basitleşmiş ki kelime, artık anlamını yitirmiş ve sadece sıradan bir sözcük algısı oluşmuş, insanlar bu kelimenin anlamını düşünmeden, bilinçsizce kullanıyorlar sanki.
En az, en aşağı, en düşük, en alt, minimal, minimum.
Bunlar TDK sözlüğünde yazıyor.
Yani işçinin emeğini satabileceği en alt, en düşük , minimum seviye .
Siz artık istediğiniz gibi adlandırın, rezillik denebilir, fakirlik denebilir, garibanlık denebilir, açlık denebilir, sefalet denebilir, zulüm denebilir……
Sözüm ona bu minimum ücret zamanın şartlarına göre işçinin konut, gıda, giyim, sağlık, ulaşım, eğitim vb ihtiyaçlarını aşırıya kaçmadan karşılayabileceği miktarda belirlenmeli.
Ama bu ihtiyaçları en düşük seviyede karşılayabilen gelir miktarı deniyor.
Bu ihtiyaçların en düşük seviyesi de nasıl olur bilemedim doğrusu.
Bu ihtiyaçlarda seviye belirleniyor olması da seviyesizliktir.
İnsan nerede olursa olsun, ırkı, dini, dili ne olursa olsun eşit doğar.
Ülke yöneticilerinin görevi, insanlara eşit hak ve yaşam koşulları sunmak olmalıdır.
Şimdiye kadar asgari ücretli nefes alamadı, bu gidişle de alamayacak.
Şimdi asgari ücrete yüzde elli gibi zam kararı verildi, gelmiş geçmiş en yüksek zam oranı, fakat bu rakam asgari ücretlinin geçim derdine deva mıdır?
Önümüzde ki aylarda göreceğiz.
Asıl sorun asgari ücret miktarında değil, asıl sorun asgari ücretlinin alım gücünün zayıflığıdır.
Asgari ücretli elinde ki parayla çarşıya pazara çıktığında anlayacak yapılan zammın ne derece yeterli olduğunu yada olmadığını.
Kaşıkla verip kepçeyle almak diye bir deyim vardır ya hani, işte onu yaşıyoruz.
Yapılan zam oranı az değil fakat Türk lirası pula dönüştürüldüğü için yapılan zammın da değeri yok sadece rakam büyük fakat karşılığı küçük.
Kimse zam aldık rahatlayacağız diye düşünmesin.
Yaşam kaliteniz bir arpa boyu gelişim göstermeyecek, aksine gerileyecek.
Yani aslında asgari ücret artmadı tam tersine azaldı.
Memur ve emekli de nasibini alıyor şimdi, avutulma sırası memur ve emeklide.
Alkış tutan kesim ise hala aynı zihniyette.
Adeta büyülenmişler, kör, sağır, ama dilliler.
Hatta dilleri baya uzun.
Pabuç misali!
|