Uzun zamandır İstanbul’da değildim, unutmuşum. Hem de ne unutmak. Sessiz sakin kuş sesleri arasında yeşilin ve mavinin her tonuyla yaşamak kulağa hoş geliyor değil mi?
Ama öyle değil, değişik bir ülkede yaşıyoruz. Bizi yönetenlerden tabana kadar.
Toplumsal yozlaşma yavaş yavaş içimizi kemiriyor. Toplumumuzdaki değer karmaşası zaman içinde etik kuralları yok etmeye başladı. Hayatımızın her alanını kaplayan yozlaşma, günü kurtarmak için göstermelik çalışmalar, bireylerin aşırı hırsı, bencil açgözlü davranışları, maddi ve manevi tatminsizlik, paranın en üst seviyede tutulması, siyasi ayrımcılık yazık ki yozlaşmayı hızlandırıyor.
Ekonominin kötüye gitmesi, başta eğitim olmak üzere tüm toplumu yavaş yavaş etkilemeye başladı. Bu durumun da çoğu kimse farkında, kabullensek de kabullenmesek de çöküşteyiz.
İnsanlar yaptıklarını, gördüklerini, yaşadıklarını inkar eder hale geldi. Bu her kesimde böyle. Menfaat ilişkileri, almış başını gidiyor. Bütün değerlerimiz yazık ki paraya endekslendi, tıpkı piyasa gibi.
Kimse karşısındakini insan olarak düşünmüyor.
Gençler iş diye dağlara tırmanacak. İş yok, bazıları her ne kadar var deseler de yok.
Kadınlarımızın hiçbir değerinin kalmadığı bir ortamdayız. Her gün bir kadın cinayeti işleniyor. Tavuk gibi kadınlarımız öldürülüyor. İki gün yas üçüncü gün yeni kadınların yasıyla yıllar geçip gidiyor.
Çocuklarımız da keza ayni şekilde, cinsel taciz, kötü eğitim genç nesillerimiz hatta geleceğimizi oluşturacak çocuklarımız bu keşmekeşin içinde kayboluyor.
Yaşlılarımız zaten hiç söylemek istemiyorum. Açlık ve geçim derdiyle öyle çaresiz ve terkedilmiş hissediyorlar ki öğütme makinesinde un ufak olmuş durumdalar. Hepsinin ve her şeyin önüne geçen para oldu. Saygıda paraya gösteriliyor, sevgide paraya gösteriliyor. İş böyle olunca ormanlarımız, değerlerimiz, kültürümüz gelenek göreneklerimiz yerle yeksan oluyor.
Bazen insanları izlerken şaşırıyorum. Her kes birilerinin peşinden koşuyor. Peşinden koştukları insanların nasıl olduklarını bilseler de bana da bir şeyler düşer diye düşünüyorlar. Belki de fevkalade bilgisiz zayıf karakterli uydum akıllı mantığı ile değil gücüyle kendini gösteren bir insan, fark etmez para gücü olan insan en iyi insan düşüncesi ağır basıyor. Bu tür insanların yanlışları zaten göze batmıyor.
Böyle bir ortamda ya da toplumda yaşamak insana ne kazandırır derseniz hiçbir şey.
Toplumumuz yozlaştı, toplumu ayakta tutan her şeyin yozlaşması o toplumu bitirir.
Yozlaşmadan kurtulmak, toplum olarak “sosyal adalet” in yaygınlaşması ile olur. Bu da son zamanlarda ya da yıllarda tamamen ortadan kalktı. Yapılan çok kötü davranışlar bile “kadınları öldürmek, çocuklara cinsel taciz, hırsızlık, adam kayırmacılık, adaletsiz işler vb.” hepsi ahlaki sınırlar içinde gösterilmeye çalışılmakta.
Ne zaman adalet, ekonomi, siyaset, eğitim, kamu ve bizi yönetenler, bürokratlar düzelir, o zaman toplumsal yozlaşma biter.
Sevgiyle kalın.
Belma Demir Akdağ,14.11.2021
|