Kadınlar veya kadınlarımız… Kimine göre baş belası kimine göre de baş tacı…
.
Düşünüyorum da; İstiklal Caddesi olabilir… Yarım saat yanınızdan geçenlere “ kadın deyince aklınıza ne gelir?” diye sorsam…
İnanıyorum ki çok farklı şeyler söylenecektir. Annem, sevgilim, sırdaşım, türban, gelin, seks, şeytan, bu böyle gider…
Herkese farklı bir çağrışım yaptırır kadın.
.
Peki, biraz da siz düşünün kadın deyince ne geliyor aklınıza?
Hiç kadın olmayan bir toplum düşünebilir misiniz, düşünemezsiniz çünkü kadın bulunduğu yeri daha yaşanabilir hale getirendir, bir estetik, bir zarafet, bir güzellik getirir yaşadığı yere.
Geçmişten bugüne kadınlar dedim ve dünya tarihinde biraz araştırdım, tabii şaşırdın diyeceksiniz. Hayır şaşırmadım, her zaman kadınlar olmaması gereken yerdeler..Tarihten bu yana kadınlar acıyla yoğrulmuş, tecavüz edilmiş ve öldürülmüş.Kadın olmanın çilesini yaşamışlar.
Ulu Önderimiz Atatürk; “Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır! Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacağı aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım“sözleri ile kadının yerini vurgulamıştır.
Atatürk, kadınların eğitilmesini isterdi. Çünkü kadın anne olacaktır ve Atatürk çocuğun ilk eğiticisi olacak annelerin eğitim görmesini isterdi, çeşitli konuşmalarında da bunu defalarca vurgulamıştır. Bir konuşmasında Türk Kadınına şöyle seslenir:
“Zaman ilerledikçe, ilim ilerledikçe, medeniyet dev adımlarla yürüdükçe, hayatın, asrın bugünkü gerçeklerine göre evlat yetiştirmenin güçlüklerini biliyoruz…
Bugünün anaları için gerekli özellikleri taşıyan evlatlar yetiştirmek… Pek çok yüksek özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız daha çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar.”
Eğer bugün bazı kadınlarımızın, özgürlüğü, donanmış eğitimi, mücadele gücü varsa bunu Atatürk’e borçludurlar.
1857 yılında New York’lu dokuma işçisi kadınların daha insanca bir yaşam isteyerek, eşitsizliklere ve ayrımcılığa karşı sürdürdüğü mücadele ile başlayan süreçte 8 Mart,tüm dünya kadınlarının uluslar arası bir güne dönüştü.
Şimdi tüm dünyada ve ülkemde Kadınlar Günü kutlanacak, çiçekler sunulacak, sergiler düzenlenecek, kadınlarımıza övgüler yağdırılacak.
Kim bilir, belki de o gün bir kadın daha öldürülecek…
Yalnızca benim ülkemde mi? Din ve ırk fark etmiyor ne olursa olsun dünyadaki tüm kadınlar birbirine benzer şiddet yaşamaktadır, yalnızca kültürel özelliğe göre şiddetin şekli değişmektedir.
Ülkemizde kadınlar, cinsiyetleri nedeniyle aile içi şiddet ve tecavüz gibi bazı suçlarda daha fazla kurban olma riski yaşamaktadır.
Töre, tek suçlu kadındır.
Koca işsiz kalmış bunalıma girmiştir, suçlu kadındır.
Kadınla arkadaş olmak istemiş, reddedilmiş, suçlu kadındır.
Canı bir kadınla yatmak istemiş, suçlu, kadındır.
Karısını aldatmıştır ama suçlu evdeki kadındır.
Adamın kendiyle problemi vardır,olsun hak etmiştir evdeki kadın dayağı, ölümü..
Üzgünüm ama bunu yapan erkeklerimizin iyi eğitilmesi gerekiyor. Kadını aciz, zayıf ve cinsel bir tema olarak görmekten vazgeçmeleri için eğitilmesi gerekiyor.
Peki onları kim eğitecektir? İlk basamak anneler…
Günümüzde, kız çocukları tam olarak eğitiliyor mu? Geleceğin nesillerini yetiştirecek annelere gereken önem gösteriliyor mu? Tartışılır…
Stuart Mill “Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın. “der.
Evet, uygarlık seviyesini kabul etseniz de etmeseniz de kadının yaşam şekli belirler.
Kadın; sizi yetiştiren annenizdir. Sizin her zaman yanınızda yer alan ablanız veya kız kardeşinizdir. Size dünyayı ve yaşamı sevdiren, önce aşkınız sonra sevgili eşinizdir.Hiç düşünmeden canınızı verebileceğiniz,saçının teline zarar gelmesine dahi kıyamadığınız kızınızdır.
Her nerede kadın varsa, biraz mahcup ,biraz utanarak ,bugüne kadar sebepsizce öldürülen kadınlarımızı saygıyla anarak, Kadınlar Gününüz kutlu olsun diyorum efendim.
Sevgiyle kalın.
|