Camdan dışarıya bakıyorum, kiminin elinde tek bir gül, kiminde de koca bir demet, bugün Anneler Günü…
Seyrediyorum, dudağımda küçük bir tebessüm, tüm anneler geliyor gözlerimin önüne. Evinde çocuğunun gelmesini bekleyen anneler, çocuğunun başında dua eden anneler, çocukları tarafından terk edilmiş onların gelmesini hep özlemle bekleyen anneler…
Zordur anne olmak, hiç beklemediğiniz bir anda giyivermişsinizdir annelik elbisesini, o elbise siz kefeni giyerken çıkar üstünüzden. Almadan verendir anne, Gökte bir ışık, yön verendir, bir sihirli değnektir, dokunduğu yerde sevgi çiçekleri açar, burnunuzun ucundaki kokudur, üstünüzün örtüsü, yüreğinizin sevgisidir anne, gözyaşlarınızı silen, sığındığınız saklandığınız sırtınızı dayadığınız sevgi pınarları ile yıkayandır anne…
Yaşadığı sürece hep çocukları için evinde yatacak yeri olan, ama çocuklarının evinde kalacak yeri olmayandır anne.
Sever, sever ve de sever bitmeyen sevgi pınarıdır anne…
Anne deyince kadın; kadın deyince genç kız; genç kız deyince de kız çocuk akla geliyor, bir zincirdir bu,
Bazı yörelerde kız çocuk doğunca anneye” için çıksaydı da doğurmasaydın” derler, bazı yörelerde kundağı ters çevirirler, bazı yörelerde de sevinirler, büyüyünce iyi başlık parası getirir derler ne acı değil mi?
Oysa her kadın bir anne adayıdır.”Cennet annelerin ayağı altındadır” (Hz. Muhammed)
Kadın bu toplumda hep erkekten sonra gelendir. Yüreği sevgiyle dolu olan kadın, her zaman sevgisiz bir çemberdedir. Sizlere güzel şeyler yazmak isterdim, annemin yaptığı fedakârlıkları anlatmak isterdim, halen bana bıkmadan yemek tarifi verdiğini, ya da hasta olduğum zaman beni nasıl beş yaşına indirdiğini… Canım annem. Çalışan bir anne olarak çocuklarımı yetiştirirken yaşamış olduğum suçluluk duygusunu, okuldan geldikleri zaman onlara kapı açanın ben olamamamın verdiği acıyı, ama hayır…
Yaşadığımız topraklarda eğer iki günde altı kadın öldürülüyorsa, bir adam sevgilisine göstermek için karısını kamera karşısında öldüresiye dövüyorsa, halen; “ ya benimsin ya da kara toprağın” edebiyatı yapılıyorsa ve sivil toplum örgütlerine, çıkan yasalara rağmen bunları yaşıyorsa kadınlar, anneler günü kutlaması diye bir şey düşünebilir miyiz?
Yokluğun içinde kavrulan anneler, çocuklarını şehit veren anneler, çocuklarının önünde her gün yemek yer gibi dayak yiyen anneler, acımasızca öldürülen anneler, tecavüze uğrayan anneler…
Yıllar önce çalıştığım yerde kötü bir olay oldu, orda bir sürü genç zarar gördü, ama bir tanesi en kötüsüydü, vücudunda sadece bir el ve de bir başparmak kalmıştı. Cüzdanını aldığımız zaman içinden çıkan bilezik ve yüzük beni bir kez daha yaralamış, bu çocuk şimdi “ ne yapacak? “ demiştim…
Tedavi oldu, sonra yurt dışına gitti. Hep aklımın bir köşesinde kalmıştı. Yıllar sonra ziyaretime geldi. Tekerlekli sandalyedeydi arkasında da oldukça yakışıklı, uzun boylu bir genç vardı, tanıştık, eşiymiş, eşine saygı duydum. Alman olan eşi, onu tedavi ettirmiş, yaralarını sarmış sıcacık bir yuva vermiş.
Neden bizde de olmasın?
Neden gece uyurken rüyasında karısının kendini aldattığını gören adam kalkıp karısını öldürsün, sorgulamalıyız toplumumuzu.
Neden? Kadınlara ve annelere bu cefa…
Abraham Lincoln “ Bana, okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız söyleyeyim: Anne ” demiştir.
Evet, hayatımızda okuduğumuz en güzel kitap, ömür boyu bize ışık tutan kitap, sevgiyi öğreten kitap, anne kitabıdır.
Dileğim, kimse anne kitabından yoksun büyümesin…
Her nerede yaşıyorlarsa tüm kadınlarımızın Anneler Günü kutlu olsun.
Sevgiyle kalın…
Belma Demir Akdağ 12 Mayıs 2012
***
Seninle ben
İlk buluşmamız, ilk göz göze bakışmamız...
Yıllar geçti aradan, ama ben hala çocuk, sense hep annesin, be annem
Hani kedilerimiz vardı, beslerdik sevgiyle,
Kardeşimle ben ne çok yaramazlık yapardık değil mi?
Ah be annem ne yıllar yaşadık seninle,yürek yüreğe..
Kâh sen benim arkamda, kah ben senin
Kimi zaman ağladık kimi zaman güldük
Kimi zaman da göz göze anlaştık.
Bir ömür böyle geçti, çoğunu sen azını ben yaptım,
Hiç düşünmezsin hep verirsin be annem.
Eli bol, gönlü bol annem.
Yüreğimde öyle çok kapı var ki
Bütün kapılar sana açılıyor be annem…
Sevgi pınarında yıkandım, sımsıcacık yüreğinle beni hep sardın be annem...
Belma Akdağ - 6 Nisan 2011
|