Baharı beklerken öyle heyecanlanmıştım ki. O zorlu kış. Bitmeyen yağmurlar özletmişti baharı. Cilveli bahar, cemreleri düştükçe kıpır kıpır oldu gönlüm. Ağaçların, salkım saçak çiçekleri, yapraklarının nazlı nazlı çıkışları, toprağın uyanışı, kuş sesleri, üstümüzden almıştı kış mahmurluğunu. Aşk mevsimidir bahar, yeniden doğuştur, yeni sevdalardır…
Denizin maviliği, martıların başımın üstünden geçivermesi ne güzeldi, hele papatyalarla gelincikler renkleriyle sarmalamıştı gönlümü, döksem tuvale bu kadar rengi alır mıydı? Kaç baharı, kaç yazı devirmişti bu gönül, hep ayni heyecanla. Nisan yağmurları yeniden yıkanmıştı ruhumu.
İstanbul’un sonbaharı “ben geldim” dedi…
Her sonbaharda olduğu gibi, dilimde Bestekâr Necdet Atılgan’ın şarkısı “ baharı görmeden yaz geldi geçti”… Doymuyor insan ne bahara ne de yaza ama heyhat sonbaharda gelecek, bir adım sonrasında da kışa merhaba denecek…
Sonbahar başkadır, doğanın rengi değişse de, güzelim kızıl sarı kavruk yapraklar düşüverir önümüze. Hüzün verir insana herkes gibi doğada çekilecektir yalnızlığına.
Gönlüm yaz yorgunu, sonbahara hazır mıyım? Bilmiyorum kurtulamadım desem de yazın sevdasından, bir başkadır İstanbul’un da sonbaharı.
Sonbaharın hüznü, sarar bedenimi, severim renkli doğasını, kendim olurum bu mevsimde. Sait Faik’ in dediği gibi “sonbaharda yapraklar konuşur”.
Güneş gene parlıyor, ısıtıyor, yakmasa da beni, bazen önündeki bulutlardan göz kırpıyor çapkınca. Nasılda ilkyaza benziyor güneşin göz kırpması, önüne bulutlar gelse de sevdayı çağrıştırıyor yalnız kalplerde. Sanki ilkbahar yeniden gelecekmiş gibi, üşütmüyor rüzgarı, ah o rüzgarın önüne kattığı sarı yapraklarda olmasa…
Ağaçlar yalnızlığa hazırlanıyor, yaprakları bir bir terk ederken dallarını. Baharın müjdecisi göçmen kuşları, başka ülkelere gidiyor artık, başka sevdalara, yenibaharlara.
Yağmur kokuyor toprak, özlemişim penceremden damlaları seyretmeyi, açıyorum tüm camlarımı sonbaharın rüzgarı girsin odama, sarsın sarmalasın beni de…
Bir adım sonran kış olsa da, sanki bahar gelecekmiş gibi kandırsan da, hep ayrılıkları barındırsan da ruhunda, adın üstünde baharın sonu da olsan, içinde bahar var ya, sana da tutkunum.
Atilla İlhan “Adım Sonbahar” şiirinde ne de güzel ayırmıştır iki mevsimi…
.
Nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır.
Oysa ben
akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar.
Ayrılıklarla sarsa da ruhumuzu, hüzünlere daldırsa da bedenimizi, seviyorum sonbaharın o güzelim renklerini…
Sevgiyle kalın…
|