Son okuduğum kitap, John Lloyd ve John Mıtchınson ‘un “Cahillikler Kitabı “,iyi ki de okumuşum bilmediğim veya yanlış bildiğim pek çok şeyi öğrendim. Açık bir alanda oturduğumuz zaman sivrisinek saldırısına uğrarız ya, işte o zaman her kafadan bir ses çıkar,”sen çok besilisin ondan sana geliyorlar” ya da “seni beğendi “, “yok yok kan grubundan oluyor bu” ancak, bu kitabı okuyunca sineklerin belirli kişileri daha çok sevmelerinin nedenini öğrendim. Merak ettiniz mi?
Efendim dişi sinekleri çeken şey, nem, süt, karbonhidrat, vücut sıcaklığı ve hareketmiş. Bu durumda terli insanlar ve vücut ısısı fazla olan kişiler tabii buna hamile olanlar da giriyor, sivrisineklerin gözdesi oluyor. Ayrıca dişi sinekler bizlerden aldıkları kanları suya bıraktıkları yumurtaları olgunlaştırmak için kullanırlarmış.
Şimdi bunu okuyunca kendi kendime hiç de merak etmediğimi oysa her zaman bu konuyu konuştuğumuzu fark ettim.
Evet, öğrenmek hem de her yaşta öğrenmek. Hani derler ya “öğrenmenin yaşı yoktur.”
Hayatımızı renklendirmek ve zevk verir hale getirmek için, öğrenmekten vazgeçmemeliyiz. Hangi yaşta olursak olalım, mutlaka karşımıza öğrenebileceğimiz bir şey çıkacaktır. Bunun yolu da okumaktan, geçiyor. Yazık ki bizim insanlarımızda okuma alışkanlığı fazla gelişmemiş hepimizde gideceğimiz yeri okuyarak bulmak yerine kolay olan sorarak bulmak ya da sorarak öğrenmek vardır.
Üniversitede çalışırken, odamın kapısı açıldı vatandaşın birisi elinde bir kâğıt” tahlil için geldim” dedi. Fakültenin bitişiğinde hastane var ancak bana gelebilmesi için, kapıdaki bütün polisleri geçip binanın en üst katına çıkması gerekiyordu. Onu başarmış, ama girdiği binanın ne olduğunu okumadığı için bana kadar gelmiş. İşte okumamak böyle bir şey olmalı.
Yazın deniz kenarında otururken genelde kitap okurum, ama şu da gözümden kaçmaz. Yüzlerce insan oturur, ya denize bakar boş gözlerle ya da önünden geçenleri izler. Ülkemize gelen çoğu yabancılara bakın etrafını boş seyreden azdır, ya denize girerler ya da kitap okurlar, okumaktır insanı geliştiren.
Hangi saatte olursa olsun çıkın dışarı, bir sürü genç görebilirsiniz boş gezen, parklarda okuldan kaçan çocuklar, kahvelerde okey oynayan insan toplulukları.
Genelde bizim insanımızda ben bilirim duygusu fazlaca gelişmiştir. Hangi yaşta olursanız olun öğrenecek bir şey mutlaka vardır. Hayatımızda karşılaştığımız başarısızlıklar, bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Öğrenme alışkanlığı kazanmadığımız zaman da yaşamımızın bu yönü tembelleşecek ve hep bir cahillik kuyusunda yaşayacağız.
İnsan olarak hayatımız boyunca kendimizle yarışmalıyız. Asla kendimizi bilgiye kapatmamalıyız, araştırıcı yönümüzü diri tutmalıyız. İşte o zaman pek çok şeyi özümlemiş hayata karşı korkularımızı yenmiş bir yerde kendimizi aşmış oluruz.
Kendimizi aşmış olduğumuz zaman, korkularımız, kıskançlıklarımız azalır. Hayata daha güvenle, insanlara daha sevgiyle bakabiliriz. Affetme yönümüz fazla gelişir. Yaptığımız işten zevk alırız. Kendimize her zaman yeni ufuklar açabiliriz. Çevremizdeki kişileri daha çabuk çözebiliriz. İletişim kurmakta, zorlanmayız. Bu tür kişilerle arkadaş olmak, dostluk kurmakta insana zevk verir.
Dileğim, Allah’ın hiçbirimizi okumanın ve öğrenmenin güzelliğinden uzaklaştırmaması.
Sevgiyle kalın…
Belma Demir Akdağ, 24.3.2013
|