“Anne” hepimizin dünyaya geldikten sonra ilk öğrendiğimiz kelime, annemize ilk bu kelimeyle bağlanırız uzun ömrümüzde, ilk koku onundur, ilk bakışma yine onunladır, anne sığınılacak liman, üstümüzün yorganı, yüzümüzün aynası, ilk elini tuttuğumuz andan itibaren gönlümüzün sevdası… Farklıdır o, herkesten güzeldir, kokusu, bakışı, duruşu, ayakları, elleri, gülüşü başkadır, hiç art niyetsiz sever, bilirsiniz ki ondan size hiç kötülük gelmez, hayatımızda karşılıksız veren tek insan, zordur anneyi kelimelere sığdırmak.
Her Mayıs ayının ikinci pazarı “Anneler Günü”dür. Herkesin mutlaka aklından anne geçecektir, kimileri böyle bir gün kutlandığı için kızacak, kimileri de eline çiçeğini alıp annesine koşacak, bir öpücükle kutlayacak. Elbette ki hayatımızın ilk ışığı annelerimizin günü bir günde kutlanmaz, gene de bu gün anneliğin önemli bir meslek olduğunu düşünmek gerektiğine inanıyorum.
Hep bana sorarlar ne iş yapıyorsun diye yaptıklarımı sıralarken sonuna hep anne mesleğini de eklerim. Bu öyle bir iş ki hiç emeklisi yoktur. Ne zaman bu dünya ya veda edersiniz, işte o zaman annelik mesleğinden emekli olursunuz…
Çocuklarımızın bizleri anlamasını bekleriz, bir türlü olmaz,”anne olunca anlarsın” deriz. Deriz de, kayınvalidemin durmadan söylediği “ben yanarım ciğerime, ciğerim yanar ciğerine” sözü de hep kulağımdadır. Düşünürseniz ne kadar doğru bir söz olduğunu göreceksiniz. Çark böyle herkes kendi çocuğu için yanıyor.
Annelik, işte böyle bir meslek. Her anneler gününde koşup kutladığımız annelerimizin bir başka yanı da vardır.
Televizyondaki evlilik programlarını izlediniz mi bilmiyorum, çoğu kimse bu programlara çok eleştirir gözle bakıyor hatta seyredenlere kızıyor. Aslında bu programın bir de dram tarafı da var. Yaşlı insanlar evlenmek istiyorlar, çok yaşlılar da var aralarında, sunucu “kaç çocuğun var?” dediği zaman yok diyen pek olmadı, o zaman neden evlenmek istiyorlar, belki yalnızlıklarını gidermek için, belki de başını sokabilecek bir ev ihtiyacından, hani bir söz vardır “annenin evinde hep evladına yatacak bir yatak vardır, ama evladın evinde anneye yatak yoktur” diye. Bu programdaki dramda bana göre tastamam budur.
Annelerimiz yaşarken onlara sahip çıkalım, sevgiyle saralım belki yarın geç kalabiliriz.
Annelerimizin, sevgili annemin, anne adaylarının Anneler Gününü kutluyorum.
Sevgiyle kalın.
Belma Demir Akdağ, 12.Mayıs 2013
|