Çok mutluyum, yeşil ve mavi arasında, elimde kitabım sessiz ve her şeyden uzak. Olmuyor işte... İnsan sürekli mutlu yaşayabilir mi? Eğer çevreyle bağlantın varsa yaşayamazsın. Her an bir yerlerden gelen haberler sizin mutluluğunuzu da alıp götürüveriyor.
Kötü bir hafta başladı. Arkadaşımı genç yaşta kaybettim. Bir başkasının ciddi rahatsızlığını duydum sonra Silivri derken düştüm bir girdaba, içimde bir yargıç konuşuyor durmadan. Sanki sobelemece oynuyorum.
Yaşam garantisiz, gün geliyor sıkışıp kalıyorsun, prese koymuşlarda yağını çıkarıyorlar gibi, isyanları oynuyorsun, yeri geliyor korkuyorsun, yeri geliyor kocaman bir kabuğun içine sığınıyorsun. İrdeliyorum yaşadıklarımı duyduklarımı, ruhumun fırtınalarını bastırdıkça her şeyi yok saymaya çalışayım dediğim zamanda sanki tüm yaşananlara ihanet ediyormuşum gibi geliyor. Oysa cesurca haykırmalıyım isyanlarımı…
Seviyorum insanları, ama onların kurallarına göre yaşam istemiyorum. Yaşamımda benim kurallarım da olmalı. Ben kendimi ortaya koymazsam, düşüncelerimi özgürce söyleyemezsem, istediğim şekilde hareket edemezsem, o zaman ben neyim? Kimim? Cevabı bulmak zor…
Kendimi kabul ettirmek için onların istediği gibi olmak zorunda mıyım? Onların hayatını yaşamazsam sevmezler mi beni? Özgürce yaşamak isterken hep bir şeyler yapışıyor yaşamımıza. Oysa o kadar ucuz olmamalı hayat.
Hayallerimin peşinde gitsem… Özgürlüğümü doyasıya yaşasam, sanırım bunu sadece tuvallerin karşısında yapabiliyorum. Gelişmek için özgürlük…
Bazen çocukluğumu bazen de olgunluğumu yaşıyorum. Hayat öyle bir törpülüyor ki yaşanmışlıkları, acılar, sevgiler, ayrılıklar, duyduklarımız gördüklerimiz ve yaşadıklarımız. Hepsi ruhumuzda bir nokta bıraksa… Hani derler ya “damlaya damlaya göl olur bizimki bir bakıyorsun göl değil noktalar sel olmuş…
Yine de hayatımızın her döneminde özgürce, kin ve nefretten uzak, barışçıl ve sevgi hakimi yüreklerimizle yaşayabilmek.
Aşık Veysel’in dediği gibi;
Göklerden süzüldüm tertemiz indim Yere indim yedi renge boyandım Boz bulanık bir sel oldum yürüdüm Çeşit çeşit türlü renge boyandım Azgın azgın çağlayarak akarak İnsafsızca tahrip edip yıkarak Ne utandım ne kimseden korkarak Kusur günah kirli renge boyandım…
Sevgiyle kalın.
Belma Demir Akdağ,26.8.2013
|