Koymuşuz kazanı ateşe fokur fokur. Kazanda dert mi kaynıyor, mutluluk mu? Ha babam odun atıyorlar ateş harlansın, daha çabuk kaynasın diye, ya taşarsa, maazallah…
Hayatım boyunca erkek arkadaşlarım kız arkadaşlarımdan fazla olmuştur. Belki de onların dedikoduyu sevmemeleri, kıskançlık duygusunun olmaması, daha yardımsever olmalarıdır neden. Onlarla bir farklı anlaşırım, paylaşımlarım daha yalındır. Bilirim ki bana bu dostlarımdan zarar gelmez. Bilirim ki sığınabileceğim sakin limandır bu arkadaşlar.
Öyle büyütüldük biz, erkek- kız, zenci- beyaz, Türk-Kürt, alevi- suni ayrımını bilmeden. Hiç düşünmedik, yüreğimizde art niyet beslemedik kimseye hepsi insandı…
Kimsenin özel hayatı bizi ilgilendirmedi yanımızda oturan komşumuzun tercihleri önemli değildi, belki nikâhsızdı belki de eşcinsel bu onun tercihiydi bizim için sadece insandı…
Ben gençlik yıllarımda kız lisesinde okudum. Devamlı başka etkinlikler içinde olup bu açığı kapatmaya çalıştım. Ancak kız lisesinde okurken, o zamanlar anlayamıyordum ama şimdi düşünüyorum da, hat safhada karşı cinse ilgisi olan, erotik konuşmalar yapmaktan zevk alan kızlarla beraber okumuşum. Okulun önünden bir tane erkek geçtiği zaman bütün kızların canhıraş camların önüne koşuşunu hatırlıyorum. Okuldan çıkınca da, şimdi ilkokulda nasıl veliler bekliyorsa orada da genç yakışıklı delikanlılar bekliyor olurdu. Hep bir açlık vardı karşı cinse, mutlaka ki erkek okullarında da ayni şeyler oluyordu. Çünkü bunların hepsi insandı…
Onun içindir herkesin karşı cinsi tanıması arkadaş dost olmasıdır en güzeli. Yoksa hep birbirlerini cinsel tema olarak göreceklerdir.
Bir arkadaşım yıllarca önce çok severek bir evlilik yaptı. Bir gün uğradım “evlilik nasıl gidiyor, mutlu musun?” diye sordum.
Bana hayal kırıklıklarını anlattı, şaşkındım onunla uzunca bir konuşma yapmam gerektiğini anladım ve öyle de oldu. Merak ettiniz söylediğini değil mi?
Arkadaşım “Sabahleyin kalktı tuvalete gitti, aksırdı öksürdü yüzünü yıkadı, burnunu temizledi bütün hayallerim yıkıldı, ben bunları iç düşünmemiştim“ dedi. Çünkü hiç erkek arkadaşı olmamış, onu ilah gibi görüyordu. Oysa o bir insandı kendisi gibi…
Atatürk’ün ölüm gününde böyle bir yazı yazmam sizleri şaşırtmasın. Atatürk’ümüz yalnızca savaş meydanlarındaki dehası değil Cumhuriyet öncesinde ve Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra gösterdiği devlet adamlığı ile de tarihte iz bırakmış ender bir dünya lideridir.
Özellikle son günlerde Atatürk’ümüzün yaptığı devrimlerinin bir kısmını kapsayan kadınların sosyal ve kültürel alanlarında haklarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım, Atatürk erkeğe olduğu gibi kadına da insancıl açıdan bakmıştır. Kadının da erkekle ayni haklara sahip olmasını istemiştir. Zira Atatürk, kadına kazanmayı hakettiği haklarını vererek onun özlemini duyduğu toplum içindeki saygın statüsüne getirmişti.
Atatürk’ümün 75. ölüm yıldönümünde, önünde saygı ile eğiliyorum ve şükranlarımı sunuyorum.
Sevgiyle kalın…
Belma Demir Akdağ,9.11.2013
|