Bayramlar bile tadıyla kutlanamıyor artık. Çocuklarımızın coşkuyla kutladıkları “23 Nisan Çocuk Bayramı” kutlandı akabinde iki çocuk öldürüldü. Tıpkı Kadınlar Günü kutlanıp ta arkasından kadınların öldürülmesi gibi. Yarın da 1 Mayıs İşçi Bayramı var, inşallah kötü şeyler yaşanmaz, demekten kendimi alamıyorum.
Çocuk haklarının ve kadın haklarının korunduğu tüm ülkelerde de bu tür olaylar yaşanıyordur mutlaka, ancak bizim ülkemizde fazlasıyla yaşanması düşündürücüdür. Bu güne kadar öldürülen kadınların sayısını unuttuk. Hep bir namus hikâyesidir altında yatan. Namusuna bu kadar düşkün olan erkekler, şimdi de çocuk ölümlerinde boy göstermeye başladılar. Peki, bu çocuk ölümlerinin neresinde namus? Kadın ölümlerinin arttığı gibi, şimdi de çocuk ölümlerinde artış oldu.
Ablasını istemiş, olmaz deyince kardeşini işkenceyle öldürmüş. Gittikçe erkeklerin kendi kanunlarını uyguladığı bir ülke haline gelmeye başlıyoruz. Meğer ne önemliymiş bu erkeklerin egoları, egonuz batsın, namusunuz batsın sizin, cani ruhlu, vicdansız insanlar. Bu ülkede kadınları öldürerek toplumu buna alıştırdıklarını sandılar. Hayır! Bu kadınlar bir gün sizin tepenize binecekler, ne kadınlara saygınız var ne de doğurdukları çocuklarına…
Vicdanı olmayan, insanlar topluluğu mu oluşuyor, nedir bunun altında yatan, ben sizlere rakamlar vermek istemiyorum, ama anlatmak istediğim bir şeyler eksik ve kimse bununla fazla ilgilenmiyor. Her işimizde, her olayımızda bir şeylerin eksikliğini yaşıyoruz. Ne kadınların ne de çocukların hakkına bu ülkede yazık ki sahip çıkılamıyor.
Yarında 1 Mayıs İşçi Bayramı, adı üstünde bayram. Eğer bu ülkede çalışan işçiler, emekçiler, bayramlarını Taksim’de kutlamak istiyorlarsa kutlamalılar. Bu ülkenin polisi orada gerekli önlemleri almaktan aciz değildir. O zaman neden karşılıklı restleşmeler olur? Neden ortam gerilmeye çalışılır?
Geçmişte onlarca insanın can verdiği bu meydan, işçi ve devlet el ele mutlu 1 Mayısları yaşamayı hak etmiyor mu? Ama yok illa bir olumsuzluk olacak. Diyorum ya her işimizde bir şeyler eksik diye. Bu günden konuşmak, hatta düşünmek bile istemiyorum. Gönlüm kötü olaylar yaşamadan bu bayramın kutlanmasından yana, dilerim öyle olur. Yoksa, her acının kara saplı bıçak gibi saplandığı yüreğimiz bir yara daha alır.
Biraz düşünce fırtınası yapmanız için Dünya Çocuk Hakları Bildirisini yayınlamak istedim.
Dünya Çocuk Hakları Bildirisi Her çocuk bu bildiride belirtilen haklardan yararlanmalıdır. Hiç bir çocuk ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal inanç nedeniyle ayrı tutulamaz. Her çocuk korunacak ve özel bakım görecektir. Çocuğun iyi koşullar altında, zihnen, bedenen gelişmesi sağlanacaktır. Buna ilişkin düzenlemeler yasalarla güvence altına alınacaktır. Bu amaçla hazırlanacak yasalarda çocuk yararına olacak durumlar göz önünde tutulacaktır. Her çocuk doğduğu andan başlayarak isme ve yurttaşlığa hak kazanmalıdır. Çocuk, sosyal güvenlikten yararlanmalıdır. Sağlıklı büyüyüp gelişmesi için gereken her çaba gösterilmelidir. Sakat çocuklar için özel bakım ve eğitim uygulanmalıdır.
Çocuktan sevgi esirgenmemelidir. Ailesi olmayan ve yoksul çocuklara özel ilgi gösterilmelidir. İlkokul eğitimi parasız ve zorunlu olarak çocuğa sağlanmalıdır. Çocuklar genel bilgilerini arttıracak, yeteneklerini geliştirecek toplumsal sorumluluklar yüklenecek biçimde eğitilmelidir. Çocuğun eğitiminden sorumlu kişiler eğitime, öğretime ayrı bir özen göstermelidir. Çocuk; bir tür eğitim olan oyun oynamak ve dinlenmek olanaklarına sahip olmalıdır. Yöneticiler çocuklara bunları sağlamalıdır. Sosyal yardım ve korunma konusunda çocuk ilk düşünülen olmalıdır. Çocuk her tür kötülük ve sömürüden korunmalıdır. Çocuk, her ne biçimde olursa olsun alım satım konusu olmamalıdır. Çocuk ırk, din ve insanlar arasındaki ayrılık yaratan baskılardan titizlikle korunmalıdır.
Sevgiyle kalın.
Belma Demir Akdağ, 30.04.2014
|