Bazen karanlık çöktüğü zaman camın önünde ışıkları yanan evlere bakarım. Hele gece yarısı tüm ışıklar sönmüşken yanan ışıklar hep düşündürür beni. Acaba ne oldu? Sorusu gelir aklıma.
Kim bilir bir yerlerde bebekler doğuyordur ya da hastalar ölüyordur. Kimileri aşk yaşıyordur kimileri tecavüze uğruyordur. Sokaktaki insanlar ısınmak için nerelere sığınmışlardır. Ya da o anda kocasından dayak yiyen, sokağa atılan kadınlar, ya da eğlencenin doruğunda olanlar ne çok şey var düşünülecek.
Bunları düşünürken o gün gazetede çocuğunu en güzel elbisesini giydirmiş körpecik madenci karısının kocasının mezarı başında dururken gördüğüm resim geldi. Nasıl bir hüzün vardı gözlerinde. Acı çekiyordu. Onun gibi yüzlerce kadın, ne yapacağını bilememenin çaresizliği içinde. Yüreği yanık anneler babalar, yaşarken evladını kaybetmenin hüznünü yaşıyorlar. Belki de yaşadıklarına lanet ediyorlar. Ya geride kalan çocuklar. Kahrolası maden almıştı babalarını vermedi kör karanlıktan.
Ama, hayat devam ediyor.
Çadırlarını kurup ellerinde çocuklarının resmiyle bekleyen gözü yaşlı anneler. Bakkala yollamaya kıyamadıkları çocukları, yaşama sevinçleri, umutları gelecekteki güvenceleri. Yürekleri ayni duyguyla çarpan anneler. Kaçırılan çocuklarını PKK’ nın bırakmasını bekliyorlar. Aslında bu söz yanlış oldu. Devletin çocuklarını kurtarmasını bekliyorlar. Doğrusu da bu değil mi? Eğer bu ülkenin vatandaşı ise çocuğu bir terör örgütü tarafından kaçırılmışsa ve HDP vekili, konuşurken bunu örgüt için yapıldığını acımasızca söylüyorsa, o zaman devlet, asker ve hükümet gidip o çocukları almalıdır. Kimse bir anne acısını görmemezliğe gelmemelidir. PKK yolları kapatıyor. İnsanların seyahat etme özgürlüklerine müdahale ediyor, askerle çatışmaya giriyor, canı kimi isterse alıyor kaçırıyor, canı isteyince de bırakıyor. Sanki orada başka bir hakimiyet var gibi.
Ama hayat devam ediyor.
Rize İkizdere ilçesinin Şimşirli köyünde yapılması planlanan hidroelektrik santralı için tepki gösteren köylüler isyan etmişler. Sonra, komutan emrediyor ve köylü kadınlar, üstelikte çoğu yaşlı bir güzel coplanıyor. Gazetede coplanmaktan morarmış resimleri... Gezinin yıldönümünde de gençler yemişti o copları, tomalar da vardı gaz da. Hani derler ya işin endazesi kaçtı gidiyor. Sonumuz iyi olsun diyeceğim.
Her gün başka bir olay yaşıyoruz. Ancak bir öncesi çözülmeden üstüne yenisi ekleniyor, derken bunlar dağ olacak bizlerde bu dağın altında ezilip kalacağız gibi ama,
Hayat devam ediyor.
Sevgiyle kalın.
Belma Demir Akdağ,03.06.2014
|