İki yaşındaki torunum bize bir sürpriz yaptı ve o kadar sakındığımız covit hepimizi yakaladı.Oldukça hafif atlatmamıza rağmen başka başka nedenlerle bu aralar hastanelerle iç içe oldum.
Geçmiş dönemlerde nereye giderseniz gidin liyakat sahibi insanlarla muhatap olurdunuz. Şimdi de, her kesimde yazık ki bunun eksikliğini yaşıyoruz. Sağlıktan, pazar satıcılarına kadar. Larç ve bencilce davranışlar. Ben hep şunu savunurum kişi eğer yaptığı mesleği sevmiyorsa onu yapmamalı, yapıyorsa da en iyisini yapmalı.
Karşılaştığım bir doktorun karşımda bir hastaneden başka bir yere malzeme aktarımı yapması ve bunun içinde kendisine bin lira komisyon istemesi, bir de size bakıp sırıtarak” bugün çok hasta geldi ama bir tane sırt dinlemedim “diye övünerek anlatması, başka bir doktorun raporlu rahatsızlığı olan hastaya sağlam raporu vermesi, olmaz dediği bir şeyi kendinden üstün birisi gelince hemen olduruvermesi insanı üzüyor. O aslan gibi böğüren hemşirenin birden bire kuyruğunu kısmış boynu büküp durması, hiç çarşaf yok diye burnu yukarda gezen hastabakıcının yirmi liraya sizi çarşaflara boğması. İşte bütün bunlar henüz geldiği yeri hazmedemeyen ya da mesleğini sevmeyen ya da işin ehli olmayanların buralara getirilmesidir.
Ben hep şuna dikkat etmişimdir, hastanede bir uzman ya da Doçent, Prof. olan doktora gittiğiniz zaman bütün sıkıntıları rahatlıkla konuşabilir, hasta olarak gerekli saygıyı görebiliyorsunuz, yeni yetmelerle karşılaştığınız zaman, genelleme yapmak istemem ama çoğunluk kendini kral sanıyorlar, bunların ayrı bir eğitimden geçmeleri gerektiğine inanıyorum.
Hepsi mi kötü? Hayır, dünya iyisi doktorlarımız da var mesleğini seven hastasını dinleyen ve gönülden yardımcı olan doktorlarımız da çok . Çok değerli, bilgili doktorlarımız var. Bilgileri arttıkça olgunlukları da artan doktorlarımız var.
Geçenlerde bir hastanenin refakatçi yemeğinden yedim, aman allahım ne yemek lokantalarda tuzlukların kaldırıldığı bir dönemde böylesine tuzlu yemeği insanlara nasıl yediriyorlar şaştım. Öyle tuz vardı ki, tansiyonum yükseldi acaba buranın satın alma müdürleri bu yemeklerden hiç mi yemedi?
Bu İstanbul hastanesi yazınAnadolu'da acilde muhatap olduğum bir acil doktoru vardı, aman allahım düşman başına, ver sağlamı eline, al ölüsünü öyle bir doktor onu şikayet etmediğime halen üzülüyorum diyebilirim. Sağlığı düzelttik diyorlar ya sadece kapıdaki yığılma önlendi. Daha düzelmesi gereken çok şey var.
Ben insanlarla konuşmayı severim. Konuşulanlar hep ekonomi daha doğrusu pahalılık. Evet insanlar hasta dertlerine derman ararken de hayat pahalılığı ve ülkemize dört taraftan gelen göçmenler tek düşünceleri. Sağlıkla pahalılık ve milli duygular aynı önemi taşıyor gözüküyor. Zor bir dönem önümüzü görmekte bayağı zorlanıyoruz. Hepimiz kaygılı ve üzgün.
Bu kaygıların arasında sadece buruk bir gülümseme ile düşündüğümüz, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, çocukluk anılarımızı hatırlıyoruz, bu ülkenin düşman işgalinden kurtuluşunu , Cumhuriyetin ilanını , şehitlerimizi yol göstericimiz Ulu Önderimiz Atatürk’ü. Atatürk'ümüzü düşünürken aklıma şu geliyor, Diyanet işleri Başkanının her duada kasıtlı olarak Atatürk'ümüzü anmaması. Karmakarışık duygular ve düşünceler sanki içinde olduğumuz çember gittikce daralıyor.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Türk El Sanatları Araştırma ve Uygulama Merkezi bünyesinde kurulan Halı-Kilim Müzesi'nde, hem bölgenin en önemli el sanatları arasında yer alan halı ve kilim dokuma kültürü tanıtılıyor hem de unutulmaya yüz tutan sanat aslına uygun olarak yaşatılıyor.