Yıllar geçtikçe geçmiş günler, yenilerini aratır oldu. Geçmiş senelerde, Bayram geliyor diye telaş edilirken, şimdi yalnızca tatil diye telaş başlıyor. Günler öncesinden hazırlığa başlanıp, bin bir çeşit yemek ve tatlıların şöleni ile sunulan sofralar, çocuklara verilen harçlıklar, yeni kıyafetlere ayrılan paralar, artık tatil için harcanıyor. Herkes yorgun, herkes bezgin, tatil günlerinin hayaliyle yaşıyorlar. Artık telefonlar kullanılsa bile; mesajla otomatik olarak çoğu zaman tek tebrik olarak herkese ulaşabiliyor. Nerede o eski kartpostallar! Her özel günde, her bayramda itinayla seçilir, sevgi derecemize göre, değer verdiğimiz kişilere ne satırlar döktürülürdü. Sonra dört gözle postacının bize getireceği zarflar beklenir, her biri ayrı heyecanla açılırdı. Çok kıymetlilerse odadaki yerini alır, her özlemde hasretle tekrar okunurdu. Bir daha ki yenisine gelince dek, değiştirilmek üzere, yatak odasındaki aynanın kenarına sıkıştırılır, her girişte sevgiliyi yad eder gibi gözler takılıverirdi.
Şimdi Kurban Bayramındayız. Maalesef hayvan fiyatları almış başını gitmiş. İnsanlar hangisine para ayırsınlar! Gelen belli, giden belli. Ne hale geldik, dünyada et fiyatları konusunda başı çekiyoruz. Pazar ve marketlerse ayrı bir alem. Bayrama yakın, fiyatlar yavaş yavaş artarak çaktırmadan fahiş hale geliyor. Hangi market ucuz, aran dur işin yoksa; Bayram değil, adeta fiyatları göğüsleme zamanı başlıyor…
Bu Bayram düşler ülkesine yolculuk yapmak istiyorum. Bir yol beliriyor gözlerimin önünde, iki yanı ağaçlarla kaplanmış sonsuza uzanırken, gökyüzü arada bir mavisiyle bana göz kırpıyor. Sonbaharın bütün tonları serpilmiş her yere, sarıdan kahverengiye doğru geçiş yapıyorlar. Yolun sonun da, ince bir sis bürümüş, aydınlığın sonuna hafif pus düşmüş. Ayağımın altında binlerce kurumuş yaprak, sessizliğin ortasında yalnız onların çıtırtıları var. Arada bir kuş sesleri çalınıyor kulağıma, Bayram hüznüne bürünmüş hatıralar, sessizce aralanıyor. Şimdiki zaman diliminden çıkıp, geçmiş Bayramlara doğru bir yürüyüş yapmak üzereyim.
Hayaletler ve unutulmuş seslerle dolu şen kahkalar çınlayacak kulaklarımda… Bir gitarın terlerinden, ‘’Ne Haber’’ parçasının notaları saracak hatıraları. Çocuk sesleri büyüklerin sohbetlerine karışacak. Nefis kokular gelecek mutfaklardan, eller öpülüp kucaklaşılacak. Şimdi bon boş olan odalarda, hayalde olsa bir nebze hasret giderilecek. Bu Bayram da onları hatırlamak, adeta onları kutlamak gibi olacak. Yol uzun, hatıralar çok, mazi izlerini silmeden yetişmem gerekiyor.
Kurban bayramınız sevdiklerinizle birlikte, her daim sürsün sevgili okuyucular. Bayramınız Kutlu Olsun.
|