Atatürk orman çiftliğinin kurulmasında ki en büyük etken "Yeşili görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur. Burasını öyle ağaçlandırınız ki kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu fark etsin" diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle, aslında fikrinden yeşermiştir…
Atatürk Milletinin çekirdeğini teşkil eden geri kalmış köylü ve çiftçinin, yenilik yollarında yürütmek ve refaha kavuşturmak için Ankara civarın da örnek teşkil edecek bir çiftçilik kurarak onlara bu konuda öncülük yapmak istiyordu. 1925 yılının ilkbaharında, ülkenin tanınmış tarımcılarını köşke çağırtarak, Ankara civarında modern bir çiftlik kurmak istediğini söyler. Bu amaca uygun bir arazi bulmaları emrini verir. Yapılan araştırmalarla Ankara ve civarının toprak açısından elverişli olmadığı bilgisi Atatürk’e iletilir.
Tarım uzmanları da; Buranın bir çiftlik kurulması için gerekli olan niteliklerin hiç birini taşımadığını, bataklık, çorak, fakir bir yer olduğu hakkındaki ortak kanaatlerini Atatürk’e sunarlar. Atatürk'ün cevabı ise şu olur;"İşte istedim yer böyle olmalıdır. Ankara'nın kenarında hem batak, hem çorak hem de fena bir yer. Burayı biz ıslah etmezsek kim gelip ıslah edecektir’’ der.
Söylenenlere ehemmiyet vermeyip 1925 yılında Ankara’ya beş kilometre mesafede, ortasından Ankara-Eskişehir tren yolu geçen bir bozkır olan çıplak, ağaçsız, içerisinde bataklık ve sazlık bulunan 20.000 dönümlük arazi Gazi hazretleri tarafından satın alınır. Yerin Ankara’nın merkezine yakın olması ve sahasının geniş bulunması sebebiyle örnek çiftliğin burada kurulmasına karar verir. Bu topraklar derince işleyip bol çiftlik gübresiyle ıslah edildikten sonra 3000 çeşitli meyve fidanı dikilir. Amerika asma anaçları dikilerek üzerlerine en iyi cins yerli üzüm çeşitleri aşılanır ve büyük bir bağ kurulur. Çıplak ağaçsız sırtlara binlerce orman fidanı dikilerek, suni bir orman yaratılır. En modern araçlarla çalışılarak ziraat yapılır, ayrıca cins tavuk yetiştirilmek üzere fenni kümesler yapılaştırılır.
Ankara’nın balı dahil, sütçülük, peynircilik, tereyağcılık için yılda 3000 kilo süt veren Hollanda ve Simental gibi inek cinslerini getirtiriler ek üretim yapılır. Atatürk 1930 senesinde çiftlikte bir pulluk imalathanesi kurdurarak pulluk ve bazı ziraat aletlerinin imalini başlatır ve çiftçiye ucuz pulluk temin eder.
Atatürk, orman çiftliğinde, uzmanlardan en iyi toprak değil, en kötü toprak raporunu alabilmek için faydalanmıştır. Aradığı arazisi değil, insan ile toprak arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkiden doğan denklemi, şartların hemen hiç uygun olmadığı bir noktada yaratmanın mümkün olduğunu kanıtlamaktır. Yeşile tutkun olan Atatürk, Bu sayede modern tarım tekniklerinin ilk örneklerini Türkiye’ye hediye etmiştir. O zamana kadar Ankara halkının tek mesire yeri olan Kayaş Vadisi'ni aratmayacak, hatta her yönüyle ondan üstün olan bir mesireyeri de kazandırmıştır. Gazi hazretleri, yazın Ankara’nın sıcak havasından bunalarak çiftliğe piknik yapmaya gelen halkın serinlemesi ve plaj ihtiyacının karşılanması için çiftlikte Marmara ve Karadeniz isimlerinde iki havuz yaptırmış ve yine halkın yemek yemesini temin için gazino ve lokantalar açtırmıştır.
11.05.1937’ de Ulu Önder, hazırlanan belgeleri imzalayarak Atatürk Orman Çiftliğini halkına armağan etmiştir. Atatürk devirle ilgili işlemlerden sonra Başbakanlık'a yazdığı 11.06.1937 tarihli bir tezkere ile bütün tesis, hayvan varlığı ve demirbaşları ile beraber tasarrufu Orman Çiftliği ile birlikte diğer çiftliklerini hazineye bağışladığını bildirmiştir.
Yıl 2014…
Yerinde bin odalı, 1 milyar 956 milyon 57 bin 694 liraya mal olmuş bir saray yükseliyor. Atatürk’ün halkına mirası Atatürk orman çiftliği, demir parmaklıklarla çevrili yerinde, sahiplerini bekliyor.
6 milyon asgari ücretli, 21 milyon sosyal yardıma muhtaç, 1.204 liralık açlık sınırında olan bir ülkede yaşıyoruz. 5 milyon 581 bin kişi işsiz ve çaresiz…
Kadına şiddete devam… İşçiye ekmek yok… Madencilere ise ölmek yakışır...
Yazının gerisini de siz tamamlayın GAYRİ!
Tarihi bilgiler için Fazıl Dalay’dan yararlanılmıştır.
|