Nasıl kıydınız asırlık sedir ormanına, eli kırılasıcalar ! Ormanı seven, tabiatı seven bir vatandaş ‘’ inşallah tabutunuz olur bu ağaçlar’’ demiş. Neye yarar ki mermer ocakları yapacağız diye bu ülkede, bindikleri ağaçları kesiyor, en güzel ormanlarımızı talan ediyorlar.
Değerli Patika yürüyüş grubu kurucusu, Yüksek Orman Mühendisi Nusret Hoca der ki; ‘’Osmanlı döneminde ormanlar "hüda-i nabit" sayıldığından, sedir hangi bir sınırlama olmadan kullanılmıştır. Anadolu'da, özellikle Toroslar'daki sedir varlığı, Lübnan'dakinin aksine, hemen yalnız yerel gereksinmeleri giderecek bir faydalanmaya uğramış ve birkaç istisna dikkate alınmazsa, sedire duyulan uluslararası iştahın dışında kalmayı başarmıştır.
M.Ö. 1832 yılında Kilikya'yı bir süre işgal eden Mısır, yılda en iyilerinden 10 000 sedir ağacı keserek İskenderiye tersanesine sevk etmişlerdir. Osmanlılar zamanında sedir tomruğunun büyük miktarlarda kullanıldığı projelerin başında "Hicaz Demiryolu" inşaatı gelmiştir.
Birinci Dünya Savaşının ilk üç yılında büyük bir sedir kesimi ile demiryolu inşaatı sürdürülmüştür. Bunun dışında sedir ormanlarını tehdit eden en önemli unsurlar, yerel halkın pedavra ve diğer gereksinimleri ile otlatma olmuştur. Binlerce yıllık bir süre hayatta kalmayı başararak günümüze dek uzanan sedir ormanlarımızla gurur duymaktayız.
Böylesine önemli bir varlığa sahip olmanın verdiği ulusal ve uluslararası sorumluluğun bilincinde olarak, sedir ormanlarını korumak ve geliştirmek, ağaçlamalar yoluyla alanını genişletmek Türk Ormancılığı için önemli bir görevdir’’.
Antalya yürüyüş gruplarında Asi Yaban keçileri, tesadüf sonucu Hisarçandır köyünün Ekizce yaylasında bu katliamla karşılaşmışlardır. Son zamanlar da Mermer Ocaklarının Antalya’ya yatırımları, sayelerinde 800 senelik Sedir Ormanının katline sebep olmuştur. Bence gizlice yürütülen bu proje dağlara, tabiata gönül vermiş Asi Yaban Keçileri sayesinde gün yüzüne çıkmıştır.
Yürüyüş grupları ve duyarlı üst düzey yöneticileri bir araya gelerek, basında gereken açıklamaları yaparak, acil yardım çağrısında bulunmuşlardır.
Maalesef kötü bir ortam içinden geçiyoruz. Kadınların katledildiği ve her türlü yaşama karışıldığı bir yerdeyiz. İşçilerimizin ruhu hala can çekişiyor. Köprü yapacağız, rezistans dikeceğiz diye en güzel ormanlarımız yok edildi. Domuzlar bile çaresizlikten İstanbul’a sığındı, sağ olsunlar…
Soma’nın Yırca köyünde kurulması planlanan Kolin Termik Santrali için 6 bin zeytin ağacımız söküldü. Karar durdurulsa da ne fayda giden gitti, zaten. Geride çocuğu gibi ağaçlarına sahiplenip, ağlayan analar kaldı.
Erozyonu, seli engelleyen, havayı temizleyen, iklimi düzenleyen, sanayi destekleyen, binlerce hayvanı içerisinde barındıran, ilaç sanayinde çeşitlibitkileriyle bize şifa veren faydası sayılamayacak kadar çoktur ağaçlarımızın. Tarih barındıran ağacına sahip çıkamayanlar, insanına nasıl sahip çıkar!
Çocuklarımıza ve torunlarımıza, gelecek hayat da kurak toprakları miras olarak bırakacağız.
Kanunlarımıza göre ormanları hasara uğratanlara ağır hapis cezalarına çarptırılır. Orman suçları bağışlanamazların en başında gelmektedir. Bu katliama kim dur diyecek bakalım? İler ki günlerde göreceğiz.
|