Paris katliamı bütün dünyayı sarstı. Teröre karşı olan, nefretle kınayan bizler, Fransa’nın yanında olup bir nebze teselli etmeye çalıştık. Halbuki aynı zamanlarda Nijerya’da büyük bir katliam gerçekleşti. Maalesef Fransa’daki terör saldırıları, Nijerya’daki insanlık dramının önüne geçti. Batılılar Fransa’ya olan duyarlılıklarını, Müslüman bir ülke olan Nijerya’da görmemezlikten gelebildiler. Hıristiyan alemi Müslümanlarla ilgili yapılan katliamlarda sessiz kalıyor. Dünya basını ve bizde olmak üzere görmemezlikten geliyoruz. Bence bu insanlığın en büyük ayıbıdır. Nijerya’da14. Yüzyıldan itibaren İslamiyetin yayılmasıyla, mevcut şehir devletleri ve birçok kabileyle Müslümanlığa geçmiştir. 15. yüzyılda zulüm ve sömürgecilikle İngiliz ve Portekizler sayesinde tanışmıştır. Avrupalılar 350 yıl 20 bin Nijeryalıyı esir olarak satmış, bu vahşetle tarihe kara bir leke olarak geçmiştir.
İngiltere 19. Yüzyılda Nijerya’nın iç içlerine karışarak, kısa zamanda da kolonisi haline getirmiştir. Ülke, uzun yıllar İngiltere zulmü ve sömürgesi altında kaldığı için İngilizce ülkenin resmi dili haline gelmiştir.Ekonomik ve siyasi istikrarsızlık, darbeler, ayaklanmalar ve etnik sürtüşmeler 1960'ların ortalarında Nijerya'da toplumsal yaşamın belirleyici özellikleriydi. Hausaların çoğunlukta bulunduğu kuzeyde, daha varlıklı ve eğitim görmüş İbo azınlığına karşı duyulan hoşnutsuzluk giderek şiddete dönüştü. Eylül 1966'da Kuzey Bölgesi'nde 10-30 bin İbo katledildi, yaklaşık 1 milyon İbo da soydaşlarının bulunduğu Doğu Bölgesi'ne iltica etti. Ardından İbo olmayanlar da Doğu Bölgesi'nden sürüldü. Fransa’nın paralı askerler kullanarak başlattığı Biafra olaylarında 2 milyon insan açlıktan öldü. Nijerya, bağımsızlığından bu yana askeri darbelerin ve iç savaşların en çok yapıldığı ülkelerden olup, günümüzde askeri rejim tarafından idare edilmektedir.
Nijerya 1950’lerde bulunan petrol ile zengini bir ülke, üretim itibariyle dünya 10’cusu, Opec’de 5’ci sırada yer alıyor. Petrolün yanlış ellerde olması sonucu, halkın geneli fakir ve oldukça iptidai şartlar altında yaşamaya devam ediyor. Nijerya hükümetinin üzerinde çalıştığı yasa tasarılarının yatırım alanındaki belirsizlikleri ortadan kaldırarak ve sektöre bir düzenleme getirerek gelir artışında etkili olması bekleniyor.
2 Ocak’ta, Radikal İslamcı Boko Haram, Nijerya'da 16 kasaba ve köye düzenlediği baskın katliamla sonuçlandı.2 bine yakın çoluk, çocuk bu katliamda feci şekilde can verdi. Dünya basını katliamı birkaç satırla veya kenar köşeye sıkıştırarak verdi. Daha sonraki günlerde ise suskunluk ve vurdumduymazlık sürüyor.
Radikal İslamcı bir örgüt olan grup 2002 yılında Nijerya’nın Borno eyaletinde Muhammed Yusuf tarafından kurulmuştur. Nijerya’da şeriat yanlısı bir idare kurmayı belirlemiş ve eylemlerini bu yönde şekillendirmiştir. IŞİD ile benzer bir strateji içerisinde, hem daha radikal militanlar hem de silahlı mücadeleyi daha tavizsiz ve sertçe uygulayabilecek bir örgüt olarak eylemlerini sürdürmektedir. Özellikle 2014 yılından itibaren örgüt terör eylemlerini hızlı bir şekilde tırmandırmaya başlamıştır. Bu eylemlerin en biliniri ve dünya çapında tepki çekeni ise Borno eyaletine baskın yapılıp yaklaşık 300 kız öğrencinin kaçırılması olayı olmuştur. Örgütün Afrika coğrafyasında ne kadar ciddi bir tehdit haline geldiği bu olayla meydana çıkmıştır.
Paris terör saldırısının akabinde hem Fransa hem de Avrupa’da yeniden İslamofobi tartışmaları uzun süre devam edecektir. Avrupalı veya Batı gözüyle de IŞİD veya El Kaide büyük bir tehdit haline gelmiştir.
|