‘’Namus belasına gardaş, kıydığımız can bizim’’ hala kulaklarımda çınlar. 68 kuşağının hit şarkılarından, söz ve müziği Cem Karacaya ait bir besteydi. Cem Karaca'nın gençleri peşinden sürüklediği duygusal, bir o kadar da asi şarkı olma özelliğini barındırıyordu. Kadın cinayetleri ile ilgili istatistikler maalesef 68 yılları ile ilgili bir araştırma vermiyor. Benim geçmiş yıllardan aklımda kalan magazin basınında büyük ses getiren, Feri Cansel ve acıların kadını Bergen’in aşkla başlayıp, sonu kötü biten yaşamlarıdır. Bergen adıyla tanıdığımız Belgin Sarılmışer, 80’li yıllarda büyük bir şöhret kazanmış ve arabesk müziğin en önemli yıldızlarından biri olmuştu. Ona en büyük şöhreti getiren ise kocasıyla olan fırtınalı aşk hikâyesiydi. Halis Serbes’le tanıştı ve büyük aşk başladı. Halis Serbes’in evli ve üç çocuklu olduğu ortaya çıktı. Bergen Halisten uzaklaştı, peşinden gelen ve boşanacağını söyleyen Halis Serbes’e inandı, yeniden barıştı. Eşinden boşanan Halis Serbes Ocak 1982’de Bergen’le evlendi. Adana’ya yerleştiler. Bir süre sonra yine dayak olayları başlayınca Bergen ayrılmak istedi. Halis Serbes kabul etmeyip şiddete başvurunca evden kaçtı. Halis Serbes adamını azmettirerek Bergen’in yüzüne kezzap attırdı. Bir gözünü kaybetti, vücudunda tedavi edilemeyecek izler kaldı. Her şeye rağmen Halis’i affetti. Fakat Halis’in kıskançlık krizleri, Bergen’in aşkını kavgalara dönüştürmüştü. Tarsus’a bağlı Gülek kasabası yolunda Aspava isimli bir kır lokantasındaki gece buluşmasında 04.00 ‘de ölüm Halis Serbes’in tabancasıyla geldi. Halis, önce yüzüne kezzap attırıp güzelliğini almıştı elinden, en sonunda ise 6 kurşunla Bergen’in hayatını sona erdirdi. Bergen’in 30 senelik hayatı boyunca, baskı altında yaşadığı, büyük aşkının sonu, trajediyle biterek noktalanmıştı.
39 yıllık ömrüne 128 film sığdıran o zamanın seks sembolü Feri Cansel, gerçek hayatı hayal kırıklıklarıyla geçti. Filmleriyle o zamanlar bütün erkeklerin rüyalarını süsler, hayallerinin kadını olurdu. Kıbrıslı Feri "Kasımpaşalı Emmanuelle’’olarak lanse edilmişti. Cansel Hep uçlarda yaşarken, talihsiz ama cesurdu. Tutkuyla sevdiği adamlarla ilişkilerinin sonu, hep ayrılıkla bitti. Hayatı boyunca hep mutlu olmaya çabalarken, ilişkilerindeki karmaşalar onu felakete doğru sürüklüyordu. 38 yaşında Kemal Melih Ük İzmirli işadamıydı. Feri Cansel ile 1981 yılında tanışmışlardı. Kemal Melih Ük evli bir adam olmasına rağmen birlikte yaşamaya başladılar. Sınırsız aşk, Ük iflas edince, sorunlarda baş gösterdi. Cebinde Cansel’in çocukluk fotoğrafını taşıyan Melih Ük, bir gece münakaşa sırasında Feri Cansel’i tabancayla evinde öldürdü. Eylül 1983’de cenazesi borç parayla kaldırıldı. Bu benim gençlik zamanında, medyanın çok yazıp çizdiği, iki sanatçının talihsiz hikayesidir.
Erkekler çaresizlik sonucunda veya cinsel dürtüleriyle, kadını yok etmeye yöneliyor. Şimdi medya sayesinde, günümüzde kadına uzanan şiddet elini anında görebiliyoruz.
2014'ün ilk 11 ayında 209 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 123 kadın darp edildi, 50 kadın taciz veya tecavüze uğradı.
2014’te Türkiye’de kadınların bir bölümü aile bireyleri ve birinci dereceden akrabaları olan erkekler tarafından darp edildi, taciz ve tecavüze uğradı.
2015’de Özgecan vahşeti bütün Türkiye’yi sarstı. Maalesef her gün gazetelerde kadına yönelik şiddet, tecavüz ve cinayetler tam gaz gidiyor. Mahkemede tecavüzcüler iyi halden büyük ceza indirimi almaya devam ediyor.
|