Hepimizin hayat da sığınacağı bir limanı vardır. En kötü günlerimizde sessizliğimizi koruduğumuz, ama çığlıklarımızı duyuramadığımız hayatın en sığ köşeleridir. İnişli çıkışlı hayat içerisinde ne çok ihtiyaç duyarız. Çok çalkantılı bir hayat denizinde, tutunduğumuz, ümitsizliğimizi susturduğumuz özel bir köşedir o liman! Öyle gelgitler olur ki, huzur ve sükunet bulduğumuz bu hayali yere kapatıveririz kendimizi. Bu bizim özelimizdir, çok şeyler yaşasak da paylaşamayız.
Bazen hayatımızdaki fırtınalarla, sallanırız, korkarız, alabora oluruz. Limandır bizi çekip çıkaran, bizi kollarıyla sarmalayan, çoğu zamanda sevgidir. Hisseder ama bazen de, umursamayız nedense! Bir bakarız ki en yakınlarınız yoldan geçen yabancılar gibi olur. Uzaktan bakarız, inanamayarak, yürek acısı da budur işte. Sessiz korkular yıpratırken yüreğimizi, limandan sizi kurtaran bazen kimdir hatırlayamayız. Kaybettiklerimizi ararız, yana yakıla, bilirsiniz ki sizi çok daha fazla anlayanlardır.
Ağıtlar içimizdeki yaraları kanatır, şarkılar sessizlikte ses bulur.
Boşuna söylememiş ki Cem Karaca o nefis sesiyle besteleyip, söylediği büyük ustanın dizelerini;
Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman,
Beni o limana çıkaramazsın...
Nazım Hikmet
Büyük ustanın, Moskova’da, artık ülkesine dönemeyeceğini ve orada öleceğini anladığı zaman vatanına yazdığı, İstanbul'a duyduğu hasreti anlattığı şiiridir. O liman bulamayınca, yabancı bir ülkeye sığınmak zorunda mı kalmıştır, kim bilir!
Limana çıkamazsanız eğer, artık ruhunuzu umutsuz, çaresiz yalnızlıklara bırakmışsınızdır. Oysa o liman sizi ne çok duygusal açıdan yıpratan koşullardan kurtarmıştır. Siz hala o limanda, kaybettiklerinden uzak, sizi anlayacak, ruhunuzdaki ıstırabı dindirecek, çareler ararsınız. Teselli bulmak, oysa çok da zor değildir. Bazen bir annenin sıcaklığında, bazen seni dinleyen bir dost da, bazen sevgilide, suskunlukla birlikte ruhumuzu dinlendiririz.
Hayata tekrar tutunabilmek; yeni bir bebeğin süt kokulu tenini koklamak, deniz kenarında maviliklerini içine dalmak, bazen de ayak basılmamış yeşil ormanlar içerisinde ruhunuza bir nebze soluk aldırabilmektir.
Çare yalnız sizdedir, diğer insanlarda değil! Sizi huzursuz eden, enerjisi düşük insanlar arasından da sıyrılabilir, neşeli ve içten kahkahalarla, dost sohbetiyle dolu yerlerde ruhunuzu azad edebilirsiniz.
Bütün okuyucularıma sakin sularda, kendinizi dinleyecek bir liman bulmaları dileğiyle!
|