Bir tuhaf oluyor içim , Ramazan geldiğinde. İçimi; kocaman bir yalnızlık kaplıyor !!! İnsanların en çok böyle zamanlarda kendini yalnız hissetmesi korkutuyor beni. Koca şehir de tek başına kalmış gibi. Duvarları üzerine gelen evler gibi. Tam ezanın o ince nağmeleri dokunduğunda kulaklarıma ; içimde , tarifi imkansız bir yalnızlık oluyor.
Kaç insan açtı ellerini gökyüzüne diyorum kendime. Kaç insan bu ağarmaya başlayan gece de sofrasında bir başına. Bir tas çorbayıiçerken yalnızlık takılır mı boğazlarına ? İçmesen aç kalacaksın, içsen düğüm düğüm boğazında. Yok sayamayız dün olanları. Dün kurulan iftar sofraları , bugün gözlerimizin önünde. Bir zamanlar bizler de kocamandık masanın etrafında. Aç gözlerle bakardık hurma ve zeytinlere. En irisini kestirip de gözümüze hep en son kalanla idare ederdik.
Diğer zamanlarda yalnızlık o kadar koymaz da insana, bayram öncesi bir garib kalırsın o iftar sofralarında. İster inan , ister inanma. Ezanın sesini duyduğunda geçmiş seriliyor gözler önüne. Birkaç damla yaş eşliğinde.
Her iftar sonrası bir dua okurdu büyük annem. Tek bir cümlesi bile kalmadı aklımda. Çocuk aklımızla hep bir ağızdan “ biz yedik Allah artırsın sofrayı annem kaldırsın” sözleri var sadece kalan. Sonrasında gülüşmeler. Büyüklerin hoş görüsü. Kızmadan gülümseyişleri. Birbirlerine işaret ederek “bakın şu edepsizlere” deyişi.
İnsan büyüyor büyümesine de; büyümeyen bir aç gözlü yanı hep yarım kalıyor kıyıda köşede. Hurmanın en büyüğü ve zeytinin en yağlı olanı gibi. Nezakete kurban gidiyor çocukluğumuz. Kimse alamıyor o nu bizden.
Büyümek ne kötü bir şey. Büyüyünce yalnızlaşıyorsun. Sofralar tek başına kuruluyor , çatalın ucuna takılıyor kelimeler. Çoğu zaman; yenmeden terk ediyor masayı en güzel yemekler.!!! Özenip yapmışsındır ya hani. Açsındır . yalnızlığın gelmez ya hani aklına yaparken. Sonra bir kaşık yemek aldığında yavaş yavaş basar üzerine ağırlığı yalnızlığın.
Durmamalı evlerde böyle zamanlarda, ya birilerini almalımasaya ya başka masalara konuk olmalı.
Ne güzel geleneklerimiz vardır bizim. Ramazan da gittiğin eve “kısmetini götürürsün “ derler. Mutlaka birileri bir tas yemek sunar önüne.
İster dini yanına inanın, ister insani yanına . ramazan sofralarının bir başka güzelliği vardır ulaşılmayan. Aynı teneffüs zilinde , sınıflara dolan çocukların neşesi gibi. Hep beraber kaşık sallanan.
Yalnız değiliz, hepimiz; bir yerlerde yapayalnızız….
Ramazan ın bereketi sofralarınıza, aydınlığı evinize olsun.
Sevgimle.
Melekkk
|